Gülhane’de Bahar

GÜLHANE’DE BAHAR

Fotoğraflar: İhsan İlze

 

GÜZEL HAVALAR 

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim

Evkaftaki memuriyetimden.

Tütüne böyle havada alıştım,

Böyle havada âşık oldum;

Eve ekmekle tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.

ORHAN VELİ

Orhan Veli güzel havalara sitem ediyorsa da, içten içe baharın coşkusuna gizli bir methiye dile getiriyor… Mevsim döndü ve şairin âşık olduğu güzel havalar geldi. İstanbul’un adeta gizli cennetlerinden olan Gülhane, baharla bir başka güzelleşti.

Pandemi günlerinde hasret kaldığımız güzellikleri yeniden yaşamaya az kaldı umudundayız… Umuyoruz ki baharla birlikte hayatın yeniden şenlendiği; çiçekler, kuşlar ve ağaçlar arasında derdi, tasayı, acıyı, sıkıntıyı geride bıraktığımız mutlu soluklanma zamanlarına yaklaşıyoruz…

O gün geldiğinde İstanbul’un kalbinde Gülhane Parkı’nın rengârenk lâleleri, mor ve pembe sümbülleri, papatyaları bizleri karşılıyor olacak.

///////////

Baharın gelişiyle renklenen Gülhane Parkı, şehrin içinde ağaçların sesi, kuşların cıvıltısıyla bir saklı cennet misali yeni mevsimi karşılıyor bugünlerde. Trafiği ve şehrin gürültüsünü dışarda bırakan park,  gözümü ve ruhumuzu şenlendiren doğasıyla şehre özgü güzellikleri bizlere sunuyor.

////////////

PARKIN KISA TARİHİ

Fatih’te yılın her döneminde yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen Gülhane’nin geçmişi Bizans’a uzanıyor. O dönemde askeri depo ve kışla olarak kullanılan Gülhane’ye daha sonra Mangana Sarayı yapılıyor.  Bölge, Hagios Georgies Manastırı ve Panagia Hodegetria Ayazması’nın bulunması nedeniyle de kutsal sayılıyor.

///////////////

Parkı ilk olarak Osmanlı Dönemi’nde sarayın dış bahçesi olarak kullanıldı. İçerisinde lalelerin, çeşit çeşit çiçeklerin ve güllerin yer almasından ötürü adı Gülhane Parkı olarak anılmaya başladı.

İstanbul’un fethinden sonra alana Fatih Sultan Mehmet Çinili Köşkü, dönemin sadrazamı, III. Murat için İncili Köşkü yaptırdı.  1839’da Tanzimat Fermanı’nın Gülhane’de okunmasından dolayı fermana adını veren park (Gülhane Hattı Hümayunu) padişahların Dolmabahçe Sarayı’na taşınmasıyla bir dönem tahribata uğradı. Sultan II. Abdülhamit döneminde yeniden iyileştirme çalışmaları başlayan Gülhane’de 1880’lerde ilk büyük müze olan Müze-i Hümayun açıldı. Yeniden canlanan alana, 1912’de dönemin İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) Cemil Paşa tarafından bahçe düzenlemesi yaptırılarak, park olarak halka açıldı.

Takip eden yıllarda bir dönem küçük hayvanat bahçesi ile çocukları karşılayan park, sonrasında yapılan nitelikli çevre düzenlemeleri ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Sur-i Sultani” projesi kapsamında “Has Bahçe” olarak düzenlendi. Parkın Has Ahırları, 2008’de merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin’in çabaları ve katkılarıyla İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi olarak açıldı.

Kaynakça: Kültür ve Turizm Bakanlığı http://ibttm.muzeler.gov.tr/TR-84343/gulhane-parki.html

//////

Şiirlere, şarkılara ilham veren Gülhane Parkı, şenlenen bahçeleriyle baharın gelişini kutluyor;

bereketini renkli çiçekleriyle sunuyor… Yüzlerce yıllık bu güzele en çok bahar, yaz yakışıyor

Galeri

Start typing and press Enter to search