KULELİ APARTMANI

KIZTAŞI’NDA BİR KULELİ APARTMAN

Gözde Keskin

Dr. Müjde Dila Gümüş

Fatih’te, Sarıgüzel Caddesi’nin Feyzullah Efendi Sokağı ile birleştiği köşede 92 yaşında bir yapı… 1500 yıllık Kıztaşı’na komşu bu güzel apartmanın adı Kuleli. Yuvarlak formların hâkim olduğu zarif mimarisiyle oradan geçen hemen herkesin dikkatini çekmekte.

 “Mimar Muhittin Fehmi 1930” imzâlı apartmanın merak ettiğimiz hikâyesini semtin eskilerinden, komşularından sorduk soruşturduk. Zaman içinde edindiğimiz bilgiler binanın geçmişini tam olarak aydınlatmaya yetmese de aktarmaya değer bir hikâyeyi ortaya çıkardığını düşünüyorum.

1927 yılındaki sayıma göre Fatih 285.258 kişilik nüfusuyla İstanbul’un 15 ilçesi içinde en kalabalık ilçe. Ardından 178 bin kişilik nüfusuyla Beyoğlu, sonra 173.254 nüfusuyla Eminönü geliyor.

Kuleli Apartman’ın yapımının tamamlandığı 1930 yılında İstanbul’da 124 apartman daha inşa edilmiş. Bu sayı bir önceki yılın tam iki katı. Mimar Muhittin Fehmi’nin o yıllarda bundan başka yapılar inşa edip etmediğini bilemiyoruz. Ancak buraya yakın bir konumdaki başka bir apartmanın buradakine benzer bir köşe formuna sahip olduğunu biliyoruz.

Kuleli Apartman’ın ilk sahibi Yümnü Andaç imiş. Kendi çocukluk yıllarından onu hayal meyal hatırlayan ve “Mavi gözlü, Atatürk gibi bir adamdı.” diye tarif eden bir komşusu bize bu zatın asker olduğunu söylüyor. Gerçekten de bir gazete ilanında Yümnü Andaç’ın gümrük muhafaza memuru/ teğmen olduğu bilgisine rastlıyoruz. O yıllarda Reşadiye Caddesi’nde yer alan Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı Genelkurmay Başkanlığı’na bağlıymış ve çalışanları da askerlermiş. Adını mimarisindeki kule formundan aldığı apaçık belli olan apartmanın tasarımında acaba Kuleli Askeri Lisesi’nden esinlenilmiş midir diye düşünmeden edemiyorum yine de. Fakat, elimizde Yümnü Bey’in geçmişine dair yalnızca birkaç bilgi kırıntısı olduğundan bu soru şimdilik yanıtsız kalmaya mahkûm. Yümnü Andaç’ın Hikmet Hanım’la evliliğinden Tijen adında bir kızı var. Hepsi bu.  

Derken 24 Ekim 1942’de Antakya Yenigün Gazetesi’nde yayımlanan bir “teşekkür” ilanında karşımıza çıkıyor Yümnü Bey’in adı. Hikmet Hanım Antakya’daki Memleket Hastanesi’nde başarılı bir ameliyat geçirmiş. Belki de aile aslen Antakyalı. Gazete arşiv taramasını sürdürmek gerçekten işe yarıyor. Bu defa İşçi Sigortaları Kurumu Eminönü Şubesi Cibali Dispanseri Ödeme Şefi unvanıyla rastlıyoruz Yümnü Bey’e. 12 Aralık 1958 ve 3 Nisan 1959 tarihli Milliyet Gazetelerindeki bilgiler onun uzun yıllar çalışma hayatında kaldığına işaret ediyor aynı zamanda.

1960’larda Kuleli Apartman’ın bugün lokanta olan birinci katının kiracısı Hakkı Bey, ikinci katınki Yılmaz Günay imiş. 

Bugüne gelecek olursak… Bir zamanlar Andaç ailesinin yaşadığı üçüncü katta, son sahibi tarafından yapılan tadilat, yapıya uygun bulunmadığı için Fatih Belediyesi tarafından durduruldu. Nisan ayı itibarıyla mülk sahiplerinin KUDEP’ten aldığı onarım izniyle restorasyona yeniden başlandı. Çatı saçaklarındaki dökülmelere müdahale edilen yapının dış cephe ve çatısında basit onarım süreci devam etmekte. 

 

İstanbul Üniversitesi’nin akademisyenlerinden 

Sanat Tarihçisi Dr. Müjde Dila Gümüş’e 

Kuleli Apartman’ın mimari niteliklerini sorduk.

Fatih Kıztaşı’nda bulunan Kuleli Apartman, erken Cumhuriyet dönemi (1923-1938) mimari mirasının ilgi çekici ve özgün bir örneğidir. Söz konusu dönemin konut mimarisinden günümüze fazla örnek gelmemiş, pek çok dönem yapısı, daha büyük ölçekli yapıların inşası için yıkılmıştır. Kuleli Apartman’ın kitabesinde “Mimar Muhittin Fehmi, 1930” ifadesi geçmektedir. Kitabede adı geçen mimar Muhittin Fehmi Bey’in ismine, 1908’de kurulmuş olan Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti’nin üye listelerinde,[1] 1931 yılından itibaren yayımlanan Mimar/Arkitekt dergisinin sayılarında ve 1941 tarihli Türk Yüksek Mimarlar Birliği kitapçığındaki üye listesinde[2] rastlanmamaktadır. Bu durum, mimarın biyografisi hakkında iz sürmeyi oldukça zorlaştırmaktadır. Bununla beraber, Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti’ne üye olmaması, 1908’lerde mimarlık mesleğine başlamamış olduğunu, diğer veriler de 1930’dan kısa süre sonra vefat etmiş veya mesleği bırakmış olabileceğini düşündürür. Öte yandan, yapı kitabesinde “mimar” ifadesini kullanmış olmasından yola çıkarak bazı varsayımlarda bulunmak mümkündür. 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, mimarlık eğitimi almamış veya mimarlık eğitimini yarım bırakmış kişilerin mimarlık yapması, oldukça alışıldık bir durumdu. 1928’de çıkan 1035 Numaralı Kanun’la beraber bu duruma ciddi bir kısıtlama getirildi ve mimarlık diplomasına sahip olmayan kişilerin mimarlık yapması yasaklandı. Uzun yıllar görev yapmış olan veya bir sebeple eğitimini yarım bırakmış mimarlar için ise Maarif Nezareti’nce Güzel Sanatlar Akademisi’nde sınav hakkı tanındı. Kuleli Apartman’ın kitabesinde mimar ifadesini kullanmış olması, Muhittin Fehmi’nin mimarlık eğitimini tamamladığı veya sözü edilen sınavı geçerek mimarlık ruhsatnamesi kullanmaya hak kazandığını bize gösterir.

Giriş katı üzerine üç katlı olarak inşa edilmiş Kuleli Apartman’ın en dikkat çekici özelliği, yapının köşesinde yer alarak ikinci ve üçüncü kat boyunca yükselen dairesel biçimli köşe kulesidir. Bu kulenin özgün hâlinde dilimli bir kubbe ile örtülü olduğu, eski fotoğraflarda görülmektedir. Yan cephelerde ise biri yarım daireye yakın biçimli, biri köşeli olmak üzere iki çıkma bulunur. Kuleli Apartman’ın günümüzdeki görünümü ve mimari üslubu hakkında Uğur Tanyeli “geleneksele de art deco’ya olduğu kadar uzak” ifadelerini kullanmıştır.[3] Yapının eski fotoğraflarına bakıldığında, günümüzde mevcut olmayan kule kubbesinin özgün hâlinin Millî Mimari üslubunu çağrıştırdığı söylenebilir. Yapının basık kemerleri ve kısmen geniş saçakları da aynı üslubu anımsatır. Fakat yüzey bezemeleri ve kulenin formu gibi özellikleri, yapıyı Millî Mimari üslubundan uzaklaştırmaktadır. Dolayısıyla yapı eklektik bir tasarım olarak değerlendirilebilir.

[1] Feza Günergun, “Osmanlı Mühendis ve Mimarları Arasında İlk Cemiyetleşme Teşebbüsleri,” Osmanlı İlmî ve Meslekî Cemiyetleri: 1. Millî Türk Bilim Tarihi Sempozyumu 3-5 Nisan 1987, ed. Ekmeleddin İhsanoğlu, Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul 1987, s. 155–196.

[2] Türk Yüksek Mimarlar Birliği Azaları ve Yüksek Mimarlık Mesleği ile Alakadar Mevzuat, (İstanbul: Cumhuriyet Matbaası, 1940).  Bu listede Muhittin isimli ve Güzel Sanatlar Akademisi mezunu iki mimar bulunur fakat bunlardan biri 1935, diğeri de 1938 mezunu olduğundan Kuleli Apartman’ın mimarı olmaları mümkün değildir.

[3] Uğur Tanyeli, “Erken Cumhuriyet İstanbulu Bir Mimari Direnme Odağı Mı?”, İstanbul Araştırmaları Yıllığı 1, 2012, s. 205-218. 

Start typing and press Enter to search