MİLLET BAHÇESİ

İSTANBUL’UN TARİHSEL DERİNLİĞİNDE

BİR TASARIM SERÜVENİ FATİH MİLLET BAHÇESİ

Fatih Millet Bahçesi Projesi, binlerce yıllık geçmişe ve yaşam kültürüne sahip kentsel bir mekânın geleceğe dönük perspektifle yeniden biçimlendirildiği bir tasarım sürecini kapsamaktadır. Bu proje sayesinde Kara Surları tarihsel bağlamından soyutlanmadan çağdaş normlar içinde yeniden değerlendirilmektedir.

  • Oktan Nalbantoğlu

Sur içi İstanbul’u, dünyada hiçbir tasarımcının ilgisiz kalamayacağı bir kent dokusuna sahip ve şehrin çekiciliğine kapılmamak imkânsız. Daha iyi bir yaşam kurgusu için kentsel sorunların çözümünde, bilimsel temellere dayanan bir söylem ortaya koymak gerekir. Çünkü kentsel mekâna yapılacak müdahale ve değişikliklerin telafisi güç zararlar, kayıplar yaratabileceği riski her zaman mevcuttur. 

Bu bağlamda, şehrin tarihsel derinliğinin ve kültürel peyzajının korunarak geleceğe aktarımında eskiyi taklit etmeden, tasarım tekniklerinin gücünden faydalanarak hazırlanmış projelerin hayata geçirilmesi yaklaşımı hayati önem kazanıyor. 

Fatih Millet Bahçesi Projesi’nde, İstanbul’un harika topografyasının sunduğu imkânlar, bünyesinde barındırdığı canlılık, çeşitlilik ve hareketlilik, hak ettiği şekilde, titizlikle değerlendirmeye alındı. Bu kapsamda İstanbul’un tarihî ve kültürel dokusu ile bütünleşerek ilgi odağı hâline gelecek yeni bir mimari dil ortaya kondu ve tüm bu kriterler ışığında projenin tasarım kararları belirlendi. 

PROJE ALANI 

Kara Surları Millet Bahçesi Projesi, tarihî Kara Surları’nın karakterini, kültürel ve kullanım değerini ortaya çıkaran ve bölgedeki kentsel problemleri çözecek nitelikteki kentsel tasarım projesi olarak tanımlanabilir. Proje alanı, Topkapı mevkii ile Yedikule Zindanları arasındaki bölgeyi kapsamakta olup yaklaşık 23 hektar büyüklüğündedir. 5 etaptan oluşan projede 1. Etap 61.360 m2, 2. Etap 47.860 m2, 3. Etap 68.206 m2, 4.Etap 25.055 m2 ve 5. Etap ise 23.640 m2 büyüklüğündedir. 

İstanbul’un tarihine tanıklık etmiş olan Kara Surları ve Yedikule Hisarı’na ek olarak sur kapıları ile birlikte; kentin tarihsel ögelerini içinde barındıran bir peyzaj rehbilitasyonu sürecinin projelendirilmesi atılan ilk adım olarak görülmektedir. İstanbul’un kültürel peyzajına ikonik bir kültür sanat merkezi olarak katkıda bulunacak olan proje alanının restorasyon sürecinde dahi aktif olması, ulusal ve global ölçekte yankı bulacak, ürettiği sembolik değerler bütünü ile, yerli ve yabancı ziyaretçilere hem lokal hem de özgün deneyimlerin kapılarını açacaktır.  

Türkiye’nin tarihsel derinliğinin sunulduğu bir vitrin olarak nitelendirilen ve kültürel/doğal peyzajın sürdürülebilirliğinin programa alındığı Fatih Millet Bahçesi’nin projelendirme süreci, kentsel ölçekteki analizler ile başlamıştır. Öncelikle tarihî eserlerin konumları ve etki alanları analiz edilmiş; Roma, Doğu Roma, Erken Osmanlı, Klasik Osmanlı, Geç Osmanlı yapıları ve kalıntılarına ek olarak; modern ve çağdaş yapılar ve sivil mimari örnekleri bir arada incelenmiştir. Ni’mel Ceyşler, sahabe kabirleri, hazireler ve türbeleri gösteren şemada da günümüze ulaşan noktasal değerler ifade edilmiştir.  

Kara Surları denildiğinde ilk çağrışım yapan alanlardan olan bostanların, park ve rekreasyon alanlarının, alanın batısını tanımlayan mezarlıkların, kamu kurum bahçelerinin, konut bahçelerinin ve meydanların bir araya getirildiği açık / yeşil alan analizinde ise kentsel yeşil ağı ve açık alan kullanım örüntüleri tespit edilmiştir.  

Alanın ve çevresinin erişilebilirliğinin tarihî yarımada bünyesinde incelendiği ulaşım analizlerinde ana taşıt arterleri ve toplu taşıma imkânları değerlendirilmiştir.  

Analiz verilerinin bir araya getirilerek ilişkilendirilip sentezlendiği çalışmaların sonucunda, proje alanının tarihsel hafızasına katkıda bulunan tüm yapılar ve kültürel peyzajın aktörleri ortaya konulmuş ve kavramsal yaklaşım kararları alınmıştır. 

Proje alanının büyük kısmını oluşturan ve 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınan Kara Surları’nın bir bölümüne komşu olan Fatih Millet Bahçesi, millet bahçesi kavramının barındırdığı niteliklerle birlikte, ilçe ölçeğinde rekreatif alanları ilişkilendiren ve komşu mahalleler ile iletişim kuran bir kentsel yeşil alandır. İstanbul Kara Surları’nın kentli için taşıdığı anlamın yanı sıra uluslararası ziyaretçilerin perspektifine ve alanı deneyimlemesine de önem vererek mekânsal çözümler üretilmiştir. Böylece yalnızca yerel değil, ulusal ve global ölçekte estetik değerler kurgulanmış, nitelikli ve dengeli mekânlar ile alana çağdaş bir kentsel kimlik kazandırılmıştır.

Surların iki tarafında yer alan konut bölgeleri incelendiğinde, iç kısımdaki yapılar çoğunlukla surların sınırına ya da en fazla yüz metre kadar yakınına konumlanmıştır. Fakat surun dışında kalan yerleşimlerin en yakını dahi surlara beş yüz metre kadar mesafededir. Sur ve batısında kalan yerleşim alanları arasında bir eşik durumu oluşturan pasif yeşil alanlar (tarihî mezarlıklar), sanayi bölgeleri, oto sanayi birimleri, aktif kentsel yeşil alanlar ve boş / atıl araziler bulunmaktadır. Eşiklerin bir araya gelerek oluşturduğu bu kuşağa ek olarak ana ulaşım arterleri de sınır olarak tanımlanabilir.   

Çarpık, denetimsiz ve kontrolsüz üretilen alanları iyileştirme amacı ile projelendirilen Fatih Millet Bahçesi’nin temel hedefi; söz konusu alanı ıslah ederek hak ettiği değeri bölgeye kazandırmaktır.  

PROJE ETAPLARI 

Toplamda 5 etaptan oluşan projenin 1. ve 2. etap uygulama projeleri ile 3. etap avan projesi Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmıştır. 3. etabın uygulama projesi hazırlıkları devam etmektedir. Devam eden süreçlerin ardından 4. ve 5. etapların projelendirme çalışmalarının başlaması ön görülmektedir.  

Dünyanın en değerli açık hava müzelerinden biri olma özelliğini taşıyan ve yaklaşık 16 yüzyıl boyunca tarihe tanıklık eden Yedikule Surlarını da sınırlarında barındıran projenin çalışmaları tamamlandığında, İstanbul’a toplamda 226.121 m2 büyüklüğünde bir kentsel kültür / yeşil odağı kazandırılmış olacaktır.  

TASARIM KARARLARI 

Projenin temelini, Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Tarihî Yarımada Kara Surları ve çevresinin kültürel kimliğini ön plana çıkartmak, kentsel ölçekte ve mahalle ölçeğinde sosyal ilişkilerin kurulmasında rol alan mekânların koşullarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin arttırılması gibi hedefler oluşturmaktadır. Bu bağlamda: 

  • Fatih Millet Bahçesi çevresinde oluşturulacak rekreasyon alanlarının farklı kullanıcılar (kentli, mahalleli, yerli ve yabancı turist vb.) tarafından kullanılması, 
  • Bölgedeki güvenlik sorununa çözümler üretilmesi ve kentin her paydaşı için güvenli mekânlar oluşturulması,  Projede yer alan programlar ve fonksiyonlar ile bölgenin ve ilçenin ihtiyaç duyduğu sosyal donatı ve açık / yeşil alan ihtiyacının karşılanması, Bölgenin ulaşım temelli problemlerinin çözümlenmesi, 
  • Kara Surları üzerinde oluşan baskının, kamusal mekân üretimi ile minimize edilerek sur siluetinin korunması ve ön plana çıkartılması amaçlanmıştır.  

Etaplamalar; projelendirilecek arazinin büyüklüğü, alanda yer alan mülkiyet deseninin çeşitliliği, mevcut yapı stok durumu, ulaşım, çeşitli donatı ve kamulaştırmaların alanda oluşturacağı fiilî değişimler göz önüne alınarak oluşturulmuş, bu aşamada ihtiyaç ve öncelikler de ihmal edilmemiştir. Etaplamalar sonrasında, her bir etap kendi iç dinamikleri ile anlam kazanacak şekilde ve kentsel ağda üstleneceği roller hesap edilerek bütüncül bir yaklaşımla ele alınmıştır.  

Projede Topkapı’dan Yedikule Hisarı’na kadar olan hatta kalan alandaki surların içi tamamen temizlenmiştir. Bu eylemdeki temel amaç sur hattı boyunca (10-20) hiçbir düzenleme yapmaksızın surları görünür kılmaktır. Bu hat boyunca herhangi bir bitkisel düzenleme (ağaç, ağaççık, çalı vb.) olmaksızın yalnızca çayır dokusu önerilmiş ve sur diplerinde beş metre eninde çakıl zemin oluşturularak, gelecekte sulamadan kaynaklanabilecek olası zararların önüne geçilmiştir. Drenaj ve baskıyı Kara Surları’ndan uzaklaştırma amacıyla önerilen kum koruma bandı ve iki metrelik daimi bir aks boyunca devam eden solüsyonlu toprak zemin yaya gezinti yolu olarak kurgulanmıştır. Böylece yüzyıllara meydan okuyan sur içi perspektifinin gözlemlenebileceği kesintisiz bir deneyim ve seyir rotası ortaya çıkmıştır. 

Proje alanındaki mevcut tarım alanları korunmuş, geçmişte tarım alanı olarak kullanılan ancak mevcutta farklı kullanımlara ev sahipliği yapmakta olan alanlar tarım alanları olarak yeniden işlevlendirilmiştir. Aynı yaklaşım proje alanı içerisinde yer alan sivil mimarlık örnekleri, tarihî yapılar, türbeler ve Ni’mel Ceyşler özelinde de benimsenmiş, bu yapılar yaya eksenleri ile ilişkilendirilerek ziyaretçilere alanın tarihî kimliğini yansıtma araçları olarak değerlendirilmiştir. Mevlâna Kapı yakınında yer alan tarihî karakolhane yapısının da aynı işlevle yeniden canlandırılması önerilmiştir.  

MEVCUT MİMARİNİN İŞLEVLENDİRİLMESİ ve
YENİ SERVİS YAPILARININ TASARLANMASI

Proje alanındaki sivil mimari örnekleri, Kara Surları’nın önüne geçmeyen çağdaş yorumlamalar ile tasarlanarak, proje alanına hizmet veren servis yapıları olarak yeniden düzenlenmiştir. Örneğin, proje alanının kuzeyinde yer alan sivil mimarlık örneği yapının, çocuk kütüphanesi ve çocuk oyun atölyeleri olarak yeniden işlevlendirilmesi önerilmiştir. Bu yapı, yanında yer alan çayır ve hemen karşısındaki çocuk oyun alanı önerisi ile birlikte çalışmaktadır. Diğer yapılara ise atölye ve geleneksel el işi çalışmalarının yapılacağı çalışma alanları gibi fonksiyonlar atanmıştır. Mevcut sivil mimarlık örneklerinin yeniden işlevlendirilmesi haricinde, alanda yalnızca kafe, WC ve büfe gibi servis yapıları tasarlanmıştır. Yapıların dili oldukça çağdaş, “Yer”in sahip olduğu değerlere, niteliklere, kullanıcı ile ilişkisine bağlı olarak bakış sistematiğinde biçimlendirilmiş olup hafif strüktürlü ve temelsiz yapılar olarak planlanmıştır.

Proje kapsamında hat boyunca devam eden güçlü bir yaya omurgası ve bu omurgaya paralel giden bir bisiklet yolu oluşturulmuştur. Bisiklet ve yaya köprüsüyle devam eden bisiklet yolları, mekânsal kullanımları dar olan sur aksına paralel alan kullanımlarını bölmemek için ana yaya promenadı üzerinde güvenlik sınırına yakın bir konumda alan boyunca devam ettirilmiştir. 

Proje alanında çok fazla fonksiyona yer verilmemiştir. Kargaşadan uzak, sakin ama aynı zamanda sur içinde yer alan yoğun konut dokusu içinde yaşayanların yararlanabileceği bir rekreasyon aksı elde edilmiştir. Lineer giden bu aksa kentin her noktasından ulaşma imkânı bulunmaktadır.  

Kent mobilyaları da servis yapıları ile harmoni içerisinde, oldukça yalın, sade ve estetik çözümlerle sunulmuştur. Bitkisel tasarımda kaotik değil sakin bir imge oluşturulması ve yabancı yurtlu bitkilerin değil doğaya uygun bitkilerin seçilmesi önemsenmiştir. Surun görünürlüğünü arttırmak amacı ile sur hattı boyunca yalnızca çayır alan düzenlemesi yapılmıştır.  

Aydınlatmalara surlar özelinde önem verilmiş, surların alanın geri kalanından farklı aydınlatılması ile gece peyzajındaki önemi vurgulanmıştır.  

Günlük olarak alanı ziyaret etmesi ön görülen farklı kullanıcı gruplarının beklentileri referans alınarak kurgulanan odak alanların bir araya gelerek oluşturduğu şemada deneyim ön plana çıkartılmıştır. Bu kapsamda belirlenen üç temel kullanıcı grubunun (alanı ziyaret edecek olan turistler, günübirlik ziyaretçiler ve sosyo-kültürel tesisleri kullanan kentiler / mahalleliler) her birinin ihtiyaçları yanıtlanmış, yeniliklerin ve geleneklerin deneyimlendiği mekânlar sağlanmıştır. 

Proje sınırı çeperinde araç yolundan sonra oluşturulan güvenlik sınırı, tasarım yapılan alanın zamanla çevresine yapacağı kamusal katkı göz önüne alındığında sınırın kaldırılabileceği düşünülerek bütüncül bir tasarım yaklaşımı benimsenmiş, zamanla değişen ihtiyaçlara ve farklı kullanımlara yanıt verebilecek açık yeşil alanlar kurgulanmıştır. Bu yeşil alanların komşu mahallelilerin (Şehremini, Seyyid Ömer vb.) yeşil alan eksikliğinin giderilmesine olanak sağlayacağı düşünülmüştür. 

Millet Caddesi ve Topkapı arasında yer alan proje alanı parçası için öngörülen ve mevcutta bulunan sosyal tesis kullanımı korunmuştur. Topkapı Meydanı’nın surun içinde kalan bir kamusal alan karakteri kazanmış olması, yerel, ulusal ve global etkinliklere, törenlere, festivallere ve Fetih Şenlikleri gibi özel günlerde anlam kazanan aktivitelere ev sahipliği yapması; bu doğrultuda meydanın yeniden düzenlenmesi ve yayalaştırılması önerilmiştir.  

Sur boyunca sura paralel, sur duvarıyla rekabet etmeyen tematik bahçelere ve çayır alanlarına yer verilmiştir. Amaç perspektifler ile anlamlanan, Kara Surları’na saygılı bir görsel kurgu oluşturmaktır.  

Spor, etkinlik ve piknik alanlarının güneyinde yer alan mevcut Kemikliburun Sosyal Tesisi ve önündeki havuz olduğu gibi korunmuş, açık alan kullanımı Fatih Millet Bahçesi ile bütünleşecek şekilde genişletilmiştir. Macera oyun alanı da özellikle Fatih Millet Bahçesi’ne komşu olan mahallelerin kullanıcıları ve kentli kullanıcılar için ayrılmıştır.  

Dezavantajlı ve engelli vatandaşlarımız da göz önünde bulundurularak, konforlu erişime dair çözümlemeler sunulmuştur. Drenaj eğimleri dışında, kot farklılıklarından kaçınılmıştır.  

Mahalle bütünleşme odakları arasında kalan aktif rekreasyon alanlarında; sürdürülebilir tarım pratiklerine ev sahipliği yapacak tıbbi / aromatik bitkiler ve İstanbul endemikleri gibi peyzaj alanları önerilmiştir. Sağlığa faydalı yaklaşık 110 sertifikalı bitki bu alanda hem öğreti amaçlı kullanılırken hem de “Çay Evi” bahçesinde tadımları yapılabilecektir. Bu alanın İstanbul ölçeğinde görselliğin yanında peyzajın yenilebilir amaçlı kullanıldığı iyi bir örnek olması öngörülmüştür.  

Yoğun mahalle dokusu ile ilişki içerisinde olan ve farklı yaş gruplarına hitap eden çocuk oyun alanları ile çeşitlilik sağlanmıştır. 0-6 yaş oyun alanı, okul öncesi eğitim merkezinin yanına konumlandırılmıştır. 

Okul öncesi eğitim merkezi de bölgede ihtiyacı olan ailelere ve çocukların okul öncesi eğitimine katkı sağlayacaktır. Oyun elemanlarının seçiminde çocukların sosyal becerilerini ve yaratıcı kapasitelerini geliştirebilecek nitelikte olan eğitici ve öğretici özellikli türler önceliklendirilmiştir. 6-12 yaş oyun grupları, duyu temalı etkileşim alanı ve dezavantajlı gruplar için fiziksel rehabilitasyon ve kondisyon aletleri de önerilmiştir. Böylece alanın merkezinde birbiri ile etkileşimde olan fiziksel aktivite alanı tasarlanmıştır.  

Özetle, Fatih Millet Bahçesi Projesi’nde yalnızca millet bahçesi donatılarıyla yetinilmemiştir. Proje; UNESCO Dünya Mirası Alanı seçilen bir kentsel mekânın ulusal ve global ölçekte vurgulanmasına öncülük edecek, deneyimlerin gelecek nesillere aktarılmasında bir araç olacak, farklı ölçekte donatıları kentli ve mahalleliye kazandıran, analitik ve yaratıcı çözümlere ev sahipliği yapan, ürettiği estetik değerler ile semboller ortaya koyan “rekreatif kullanımlar bütünü” olarak planlanmıştır.  

Gerek kavramsal yaklaşımı gerek tasarım kararları ile Fatih’in tarihsel derinliğine atıfta bulunan projenin esas gayesi bu kıymetli alanı hak ettiği saygı ile geleceğe taşımaktır.

Start typing and press Enter to search