Sözlü Tarih Çalışması

Fatih’in Hafızası Kayıt Altına Alınıyor

Zeynep Sever

Fatih ilçesi, tarihte olduğu gibi bugün de İstanbul için oldukça önemli bir yere sahip. İlçe, tarihî dokusu ve mekânları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteleri ile ilim ve kültür merkezi; çeşitli iş kollarını içerisinde barındırmasıyla bir ticaret merkezi. Farklı etnik köken ve kimlikten insanların bir arada yaşadığı Fatih, çok kültürlü toplumsal yapısıyla yerel tarih araştırmaları için elverişli ve zengin niteliklere sahip. Zeyrek Akademi bünyesinde başlatılacak sözlü tarih görüşmeleri ile Fatih’in söz konusu kozmopolit yönünü ortaya çıkarmak, ilçenin Cumhuriyet tarihi boyunca yaşadığı dönüşümün aydınlatılmasına katkı sunmayı hedefleniyor.

20. yüzyıl itibarıyla tarih bilimi makro araştırmalardan ziyade yerel tarihe, azınlıkların ve toplumdaki marjinal kesimlerin tecrübelerine odaklanmıştır. Sözlü tarih yönteminin öncülük ettiği bu tecrübelerin yaygınlaşması belge odaklı tarih anlayışının yerine insan odaklı hikâyelerin ön plana çıkarılmasına zemin oluşturur. Sözlü tarihi “insanlar etrafında kurulmuş bir tarih türü” olarak tanımlayan Paul Thompson’a göre sözlü tarih “kahramanlarını sadece liderler arasından değil çoğunluğu oluşturan ve o ana kadar bilinmeyen insanlar arasından da seçer.” Resmî kayıtlarda yer almayan tanıklıklar, geçmişin hep daha iyi ve güzel olduğuna dair toplumsal ön yargıyı sorgulamamıza imkân tanır. Böylece “normalde konuşmaları kaydedilmeyenlere ses vermek, benzer bir şekilde, iktidardakilerin sıkça görmezlikten gelmeyi yeğlediği düşüncelerin korunmasını sağlayacaktır.” Türkiye’de üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler bünyesinde yürütülen sözlü tarih görüşmeleri de özellikle 20. yüzyıl boyunca yaşanan toplumsal dönüşümleri ve travmaları kayıt altına almaktadır. 

İstanbul’un farklı ilçe belediyeleri bünyesinde yürütülen sözlü tarih görüşmeleri ilçelerin kuruluş yıllarına, ilk yerleşimlerin nasıl oluştuğuna, geçirdiği toplumsal dönüşüme ışık tutmaktadır. Bu çalışmalarda genellikle belirli bir tema ya da konuya odaklanılmamış, yapılan görüşmeler kitap aşamasında tematik olarak sınıflandırılmıştır. Gecekondulaşma, göç dalgaları, sanayisizleşme ve kentleşme öne çıkan temalar arasındadır. Ancak Fatih Belediyesi bünyesinde bugüne kadar sözlü tarih yöntemiyle hazırlanan herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Belediye yayınlarında Fatih genellikle Osmanlı İmparatorluğu ve Fatih Sultan Mehmet döneminin kurucu bir unsuru olarak ve hâkim tarih yazımıyla ilişkilenen majör anlatılarla karşımıza çıkar. Yayınlarda dikkat çeken unsur önemli liderlerin, zaferlerin ve bu zaferlerin kazanıldığı mekânların ön plana çıkarılmasıdır. Bu çalışmalar genellikle Bizans ve Osmanlı dönemleriyle sınırlandırılmış bir Fatih temsili sunmaktadır. Ancak ilçe, geçtiğimiz son yüzyılda önemli toplumsal, mekânsal ve kültürel dönüşümler yaşamıştır. Fatih Belediyesi bünyesinde hazırlanan çalışmalar ise bu dönüşümü anlatmak ve aktarmak konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple ilçenin son yüzyıldaki hafızasını kayıt altına almak bir gereklilik olarak karşımıza çıkar.

Türkiye’deki yerel tarih yazımını “genel tarihin kılcal damarlarını oluşturmakla vazifeli bir alan” olarak değerlendiren Danacıoğlu, devlet ve kurum merkezli tarih anlayışının yerine insan odaklı yerel tarihçiliğin gerekliliğini vurgular. Zeyrek Akademi bünyesinde başlatılacak sözlü tarih görüşmeleri ile Fatih’in son yüzyılda yaşadığı dönüşüm de gündelik hayat ve insan odaklı olarak ele alınacaktır. Bu görüşmelerin Fatih ile ilgili tarih yazımına katkı sunması amaçlanmaktadır. İstanbul’un hem kültürel hem tarihsel olarak önemli mekânlarından biri olan Fatih’e, hâkim tarih yazımındaki konumundan daha farklı ve özgün bir şekilde yaklaşmayı hedefleyen çalışma çevrimiçi olarak kamuoyunun ve araştırmacıların ilgisine sunulacaktır. Kültürel miras ve gündelik hayat ilişkisinin merkezde olacağı görüşmelerin ön çalışması devam etmektedir.

Start typing and press Enter to search