SAHAFİYE KİTABIN SERGÜZEŞTİ

  • Emin Nedret İşli

Sahafiye kitaptan söz etmeden önce sahaf müşterisi/müdavimi/düşkünü denen kişinin nasıl biri olduğundan bahsetmek istiyorum: Bu kişi araştırmacı, akademisyen ya da koleksiyoner olabilir. Ne olursa olsun bu kişi, gerçekten kitabı aşkla sever, onunla hemhâl olmaktan hoşlanır. Bir kitabın özellikli farklı baskılarını toplayıp kütüphanesinin raflarında bir arada bulundurur. İşlerinden arta kalan zamanlarını sahaf dükkânlarını gezerek geçirir. Bilgisayar başındaysa internet üzerinden sahafları ya da müzayedeleri takip eder. Kitabı sadece bilgilenme aracı olarak gören “düz okur”un ötesine geçer. Gerçek sahaf müşterisine fotokopi kitap veremezsiniz. PDF, elektronik kopya, mikrofilm vs. gibi malzemeler onu asla tatmin etmez. İllaki malzemenin orijinalini vermelisiniz.

Sahaflara gelip gidenlerin profilini aşağı yukarı böyle tayin ettikten sonra şimdi onların talip oldukları sahafiye kitapların özelliklerine göz atabiliriz.

Evvela şunu söyleyeyim: Sahafiye kitap deyince insanların aklına genellikle çok uzun yıllar, hatta yüzyıllar önce basılmış (ya da istinsah edilmiş) kitaplar geliyor. Ancak 2022 yılında basılan bir kitap da sahafiye olabilir. Nasıl mı? Mesela bu yıl içinde bir kurum tarafından 200 tane basılan ve dağıtılmayan kitap da artık sahafiye kitap olmuştur. Çünkü çok sınırlı sayıda basılmıştır ve umumun satışına sunulmamıştır. Bu tür kitaplar genelde hediye edilir ya da belli kişilere gönderilir.

Şimdi biraz daha geriye, bir yüzyıl öncesine gidelim. Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde üst düzey görevlerde bulunan Samih Rifat’ın elimde bulunan evrakı arasından, eskilerin “tûlânî” dedikleri ince uzun bir kitapçık çıktı. Samih Rifat’ın Trabzon valiliği döneminde, Trabzon vilayet gazetesi bu kitapçığı ilave olarak yayımlamış. Üzerindeki not şöyle: “Trabzon vilayeti meclis-i umumisinin yedinci defa olarak küşadı münasebetiyle vilayetin 1329 senesine ait hususi bütçesinin tatbikatı hakkında zat-ı ali-i vilayetpenahi Vali Samih Rifat Bey Hazretleri tarafından verilen izahat.”

Trabzon şehir tarihine dair önemli bilgiler içeren bu 17 sayfalık kitapçığın ne şehir matbuatına dair herhangi bir bibliyografyada ne Seyfettin Özege’nin kataloğunda ne de Milli Kütüphane’de herhangi bir kaydı var. Muhtemelen bu kitapçık Trabzon’da 50-100 adet basılıp dağıtıldı. Zamanla da çer çöpe karışıp yok oldu gitti, şimdilik elimizdeki tek nüsha bu. Dolayısıyla bu kitapçık da sahafiye sınıfına dâhil.

Yine basımdan sonra toplatılmak, depoda kazaya uğramak, yangın görmek veya özel olarak kasten imha edilmek gibi birtakım dış sebeplerden dolayı nadirleşen kitaplar da vardır. Birinin serüveninden bahsedeyim. Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler isimli şiir kitabını Oktay Rifat kendi parasıyla 1945 yılında Nebioğlu Yayınevi’nde bastırıyor, ama yayınevi arka sayfaya ondan habersiz hoşlanmadığı bazı reklamlar koyuyor. Kitabın bu hâlini gören Oktay Rifat da kendi parasıyla bastırttığı kitabın bütün nüshalarını toplayıp imha ediyor. Sonra Marmara Basımevi’nden kitap ikinci baskıyı yapıyor. Ancak ikinci baskı olduğuna dair bir işaret de bulunmuyor. Bu bilgileri şairin mektuplarından öğrendik. Şu an Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler’in Oktay Rifat tarafından imha edilen ilk baskısından şairin ailesinde, bir sahaf arkadaşımızda ve bende bir nüsha var. Bazı kütüphanelerde de olabilir. Anlaşılıyor ki imha öncesi bir miktar kitap piyasaya dağılmış. Bu kitap da sahafiyedir.

Yarım asra yaklaşan meslek hayatım bana şunu gösterdi: Basılan her kitap eninde sonunda, bir gün mutlaka sahafiye olur!

Start typing and press Enter to search