SAAT HASTANESİ:Saat tamir etmek mikro cerrahi bir iş
Dilara Obenik
Saatler yalnızca zamanı ölçmekle kalmıyor bunun yanı sıra gelip geçen yaşamımıza da tanıklık ediyor. Sirkeci’de bulunan Saat Hastanesi’nde Mehmet Ali Karaçuha, tarihi saatlerin bakımını yaparak onları yeniden hayata döndürüyor ve saatleri bir zaman makinesi olarak tanımlıyor. İz bırakma ve anda kalmayı düşünürken yolumuzun kesiştiği Mehmet Ali Karaçuha ile yaptığımız zaman ve mekân üstü bu sohbete buyrun siz de katılın.
Bu mesleğe nasıl başladınız?
Bu mesleğe 1987’de Tahtakale’de bir ustanın yanında başladım. 1995’e kadar orada beraber çalıştıktan sonra Tahtakale’de kendi atölyemi kurdum. O günden beri yalnız çalışıyorum. 16-17 yaşlarında direkt bu işle sektöre atıldım. Öncesinde başka bir işle uğraşmadım.
Her türlü saat üzerinde çalışıyor musunuz?
En son çıkan akıllı saatler hariç birçok saat üzerinde çalışıyorum. Akıllı saatleri kullanmayı hiç düşünmedim. Bazen buraya getiriyorlar ancak elime dahi almıyorum. Onlar haricinde benim için saat olsun, isterse 300 – 500 yıl olsun hiç önemli değil. Koleksiyonerlerden aldığım, 1870’lerden kalma saatler de var burada. Bu saatler satışta değil. Antikacılardan alıyorum ve bakımlarını yaptıktan sonra burada misafir ediyorum. Kendi ustamla 14 sene beraber çalıştık. O, rahmetli olana kadar mekanik saatlerle hiç uğraşmazdım. Ustam rahmetli olduktan sonra antikacı bir müşterim, İngiltere’den cep saatleri getirdi. Çok özel saatlerdi ancak ben hiç bu saatlerden yapmamıştım. Çok emek, dikkat isteyen bir çalışmaydı ve o saatlerin tamirini özenle gerçekleştirdim. Bu yalnızca benim yaptığım bir iş değil. Bu tarz çalışan çok değerli ustalar var tabii ki ancak içinde bulunduğumuz dönem bazı şeyleri bitiriyor. Şu anda Topkapı Sarayı’nda çalışmayan bir saat var. Tek istediğim şey o saati alıp burada tamir etmek.
Saat bakımı ve tamiri için hangi aletleri kullanıyorsunuz?
İğneyle kuyu kazmak tabiri tam bizim işe göre bir deyim aslında. Bir saat geldiği zaman parçalarını komple ayırıp küçük sepete koyuyoruz. Bütün parçalar burada duruyor. Bir makinamız var üç tane ilaçtan geçiyor. Temizlendikten sonra parlak bir hâle geliyor. Normalde çıplak gözle görülemeyecek kadar vidalarla ve büyüteçler eşliğinde çalışıyoruz. Mikro cerrahi gibi bir iş yapıyoruz burada.
Bu işi yaparken motivasyonunuzu nereden alıyorsunuz?
Bizim mesleğimizin piri Hz. Yusuf Aleyhisselam. Sabır da oradan geliyor herhalde bize. Tahtakale’de ilk işe başladığım zamanlardan şu an elimde bulunan tornavidayı ustam bana vermişti, hiç unutmam. “Ucuna bak, aynısını yap” dedi. İlk gittiğim gün sabah başladım akşama kadar tornavida ucuyla uğraştım. Sonunda doğrusunu yapıp verdim. Aylar sonra bana dedi ki; bana hemen oldu diyerek verseydin, sana güle güle diyecektim. İlk günden bu sınavı geçtim.
SAATİN İÇİNDE FİZİK VE MATEMATİK VAR
Saatler en çok hangi tür arızalar veya sorunlarla geliyorlar?
Bizim toplumumuzda şöyle bir şey var. Duvar saatini alır, duvara asar 50 sene o orada çalışsın ister. Oysa arabaları dahi belli zamanlarda bakıma götürüyorsunuz. Bu saat için de geçerli, belli bir ömrü var. 4-5 yılda bir mekanik bir saatin komple sökülüp yıkanması ve yeniden yağlanması gerekiyor. Çünkü yağ özelliğini kaybediyor ve çarkların yataklarında baya bir aşınmalar oluyor. Böyle olduğunda bize daha ağır geliyor bu tamirler. En az 1 hafta sürüyor tamir işimiz. İşlem bittikten sonra test makinesine sokuyoruz saatleri. Saat de o zembereği kuruyor ve öyle çalışıyor. Buraya daha çok koleksiyonerler saatlerini getiriyor. Burada bulunan en eski saat 250 yıllık bir İngiliz.
Mesleğinizi nasıl tanımlarsınız?
Bizim meslekte alzheimer hastası pek olmaz. Çok büyük bir logo veya haritayı işler gibi çalışıyoruz. Tek bir vidayı yanlış takarsanız saat çalışmaz. O kadar hassas. Benim için saatlerden çıkan tik tak sesleri terapi gibi geliyor. Bazı zamanlar tüm saatleri aynı zamana kurarım ve hepsi aynı anda çalmaya başlar. Bazıları için rahatsız edici olabilir ancak benim için mükemmel bir ses. Sessiz bir ortamda sadece bir saatin sesine odaklandığınızda o tik tak sesinin “Allah” dediğini duyarsınız. Sessiz bir ortamda dinlediğiniz zaman mükemmel
bir şey.
BU MAKİNA ZAMANI HERKESE GÖSTERSİN
Zaman kavramı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Tarihi saatlerle çalışmayı seviyor musunuz?
İnsanoğlunun en değerli varlığı zaman. Geri dönüşü olmayan bir şey. Her geçen saniye ömürden gidiyor. Eski saatlerin bakımını yapmayı çok seviyorum. Selimiye Camii’nin çalışmayan eski bir saati vardı. Bir gün boyunca başka bir iş yapmadım ve sadece bu saatle uğraştım. Saati yaparken düşüncelere dalıyorsunuz. O dönemin insanları görmüş, onu kurmuş… Bu kişilerin hepsi gitti ancak o saat hâlâ çalışıyor. Bir ara camilerin saatlerini alıp tamir ediyordum ancak prosedür uzun sürüyor.
Çırak yetiştiriyor musunuz?
Çırak yetiştirmeyi düşünmüyorum. Çünkü insanlar gelmiyor. Birkaç sefer niyetlendim ancak yeni nesilde merak yok. İlk düşünceleri para oluyor. Bir baba buraya çocuğunu çırak olsun diye getirdiğinde tek düşüncesi eve ne kadar katkısı olacak oluyor. Bir zanaat ve meslek öğrenme niyetinde değiller. Herkes haklı kendince tabii fakat bu işi yapacak insanda merak olması lazım. Geçmişte ilginç bir çırağım da oldu; Bir mikrocerrahi doktoru yanıma geldi. Burada her şeyi öğrenmek istediğini söyledi bu konuda azimliydi. İki ay kadar benimle çalıştı.
Sizce Fatih’te esnaf olmak nasıl?
Bu bölge Osmanlı’dan bu zamana kadar ticaretin merkezi olmuş. Türkiye’de Sirkeci’yi bilmeyen insan yoktur. İllaki birileri buradan geçmiştir. Her şeyi burada öğrendik. Farklı bir bölgede otursam güncel saatler gelecektir ancak burada daha çok dönem saatleri geliyor bize.
Yurt dışına işler yapıyor musunuz?
Geçmiş zamanda bir tane İngiliz Whatsapp’tan bana yazdı. Büyükbabasından kalmış bir saati yapmamı istedi. Getirdi ve tamirini gerçekleştirdim. Bir aya yakın bende kaldı. Güzel saat geldiği zaman hemen vermiyorum. Tarihî saatlerle çalışmayı sevdiğim için geniş bir zamana yayıyorum. Böyle bir çalışma gerçekleştirmiştik. Dokuz ay üzerinde çalıştığım başka bir saat bulunuyor. Değerli saatleri yapması bambaşka bir şey… Seyretmesi de ayrı bir keyif veriyor.
Bu işle ilgili kurduğunuz bir hayaliniz var mı?
Seiko saatleri toplamıştım ve onları satıp bir karavan yapacaktım. Planım karavanla Ahi Çelebi Camii’ne gidip sabah namazını orada kıldıktan sonra uzun bir seyahate çıkmaktı. Türkiye turu yaparak eski camilerdeki saatleri tamir etmeyi planlıyordum. Pandemi öncesinde gerçekleştirmek istedim ama olmadı. Şu anda maliyetler arttığı için de iyice zorlaştı. Bu hayalimden de bu nedenle vazgeçtim.