Kariye Çevresinde Art Nouveau Esintileri
Kariye Çevresinde Art Nouveau Esintileri
Can Bulubay
Art Nouveau, 20. yüzyılın başında Avrupa gibi topraklarımızı da etkisi altına almış bir sanat akımıdır. O dönemde Batı’yı birçok konuda olduğu gibi sanatta da yakından takip etmekte olan Osmanlı Sarayı ve kentin ileri gelenleri akımı kısa sürede benimsemiştir. Sultan II. Abdülhamid’in İtalyan Mimar Raimondo D’Aronco’yu himayesine alarak ona uygulama alanı açması, onun da sultandan ve kentin seçkinlerinden aldığı siparişlerle üslubun nitelikli örneklerini İstanbul mimarlık sahnesine çıkarması, akımın yayılması açısından önemli bir faktör olmuştur [1].
Simetri içinde asimetrinin ifadesi [2] olan Art Nouveau, geometrik, bitkisel ve figüratif formlar kullanılarak mobilya, mezar taşları, tezhip, çini, gündelik hayat objeleri gibi birçok unsurda yoğun olarak uygulanmıştır. Akımın mimarideki ilk akılda kalıcı örnekleri ise özellikle gayrimüslimlerin yoğun olarak yaşadığı veya çalıştığı Pera, Galata, Eminönü gibi semtlerde inşa edilmiştir (Botter Apartmanı, Vlora Han gibi). Sonraki süreçte, demiryolunun varlığı ile birlikte gelişen Yeşilköy, Bakırköy, Erenköy gibi sayfiye semtlerinde, genellikle bürokratlara, paşalara, tüccarlara ait olan köşklerde, Boğaziçi yalılarında ve Adalar’da ahşap mimari biçiminde yaygın olarak uygulanmıştır.
Art Nouveau’nun toplum nezdindeki zamana yayılmış benimseniş süreci de hayli çarpıcıdır. Akım, Batılı etkilere karşı yükselmekte olan ulusal ideolojinin varlığına ve kültürel karşıtlıkların ağır bastığı toplumsal ortama rağmen gelişimini sürdürmüş, Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi, İttihat ve Terakki Partisi’nin yükselişi, Millî Mimari akımının hâkimiyeti, 1. Dünya Savaşı, Cumhuriyet’in ilanı gibi kritik gelişmelere rağmen ayakta kalabilmiştir [3].
Art Nouveau temalı çalışmalarda daha ziyade akımın iş hanı, apartman gibi kârgir uygulamaları ile yukarıda sözü edilen semtlerdeki belirgin ahşap uygulamaları üzerinde durulur. Ancak, doğrudan Art Nouveau olmasalar da Art Nouveau’nun esintilerini barındıran çok sayıda sivil mimari örneği yapı da söz konusudur. Bu, akımın toplumun her kesimi nezdindeki geçerliliğini kanıtlayan bir durumdur ve bunu örnekleyen birçok uygulama tarihî yarımadayı teşkil eden Suriçi’nde hâlen görülebilmektedir.
Suriçi’nde Art Nouveau, maliyet vb. sebeplerle mütevazı şekillerde uygulanmıştır. Ahşap evlerde doğrudan akımın yansıması olan birçok motif, pencere çerçeveleri ve demirlerinde, balkon korkuluklarında, kapılarda, konsollarda yaygın olarak tercih edilmiştir. Art Nouveau ile özdeşleşmiş motif ve uygulamalara, mimari açıdan önemli nitelikler barındırmayan, yığma veya sonraki dönemde beton olarak inşa edilmiş çok sayıda yapının özellikle pencere demirlerinde süsleme unsuru olarak rastlamamız, Suriçi’nde ve İstanbul’da, “Tarz-ı Cedid” (Yeni Sanat) olarak anılan Art Nouveau adına keşfedilecek daha pek çok detay olduğunu gösteriyor.
Bir semt olarak ele aldığımızda, Salma Tomruk Caddesi ile kara surları arasındaki bölgeye denk düştüğünü söyleyebileceğimiz Kariye, Art Nouveau akımı repertuvarındaki simge motifleri en mütevazı şekilde çeşitli yapılarda barındırması sebebiyle Suriçi Art Nouveau’sunun çarpıcı duraklarından birini oluşturuyor. Bu motifleri barındıran yapılar bütünüyle Art Nouveau olarak değerlendirilebilecek bir görünüm arz etmeseler de akımın esintilerini taşımaları ve akımın uzun yıllar boyunca varlığını koruması bakımından önem arz ediyorlar. Bu uygulamalar Art Nouveau’nun anıtsal örneklerinin aksine mimar dokunuşları olmayan, ustaların repertuvarın klasikleşmiş detaylarını bizzat uygulamalarıyla hayata geçmiş olmaları nedeniyle de ilginç bir durum oluşturuyor. Son dönem Osmanlı geleneksel konut mimarisi ve Cumhuriyet dönemi mimarisinden simge yapılar barındıran semtte, Kariye Camii ziyareti dışında bu motiflerin izleri sürülerek keyifli bir yürüyüş yapılabilir.
Art Nouveau’nun en sık kullanılan motiflerinden biri tek noktada birleşen teğet çemberlerdir. Yapıların cephelerinde, pencerelerin iki yanında veya pencerelerin demir parmaklıklarında sıklıkla görülürler. Suriçi’ndeki en bilinen örneği Vlora Han (Görsel 1) cephesindeki uygulamadır. Aynı motife mimari açıdan pek önem arz etmeyen sıradan bir yapının (Görsel 2) pencere demirlerinde rastlamamız Suriçi Art Nouveau’sunun kendine has karakterini özetler nitelikte bir durumdur.
Art Nouveau’nun bitkisel ve geometrik temalı uygulamalarının birleştiği mimari elemanların en yaygını, pencere demirleridir. Teğet çemberlerin birleşme noktalarındaki çiçekler, bu çemberleri çevreleyen kıvrımlı dallar ve uçlarındaki çiçekler, Suriçi’nin her noktasında olduğu gibi Kariye çevresinde de mütevazı şekilde kendilerini gösterirler. Görsel 3 ve 4’te, tarif edilen uygulamanın Samatya ve Edirnekapı’daki benzer örneklerini görebiliyoruz.
Art Nouveau’nun sık görüldüğü mimari unsurlardan biri de saçakların, cumbaların ve balkonların altındaki konsollardır. Görsel 5’teki, kırmızı renkli saçağı bir payanda görevi görerek destekleyen konsolun çok benzerlerine İstanbul’un çeşitli noktalarında rastlayabiliyoruz. Görsel 5’teki diğer örnekler Yeşilköy, Arnavutköy ve Büyükada’dadır. Bu da Art Nouveau izlerini sürebilmek için göz hizasındaki detaylar kadar yukarıdaki detaylara da dikkat kesilmek gerektiğini gösterir.
Kaynak: Üstteki iki fotoğraf: Can Bulubay, 2023; Alt sol: Reha Günay, İstanbul’un Kaybolan Ahşap Konutları; Alt sağ: Büyükada’da Art Nouveau Mimarlık Araştırmaları
Kapılar da Art Nouveau’nun kolaylıkla uygulanabildiği mimari unsurlardandır. Genellikle kapı üzerindeki demir aksamlar, akımı işaret eden kıvrımlar barındırır. Görsel 6’da gördüğümüz Fener semtindeki kapı kolları ile Görsel 7’de gördüğümüz Kariye Camii’ne yakın bir yapıdaki kapı kollarının eş olması önemlidir. Zira bu kapı kolları muhtemelen bir dönem seri üretilmiştir ve İstanbul’un birçok semtindeki Art Nouveau süslemeli yapıda bulunur.
Art Nouveau repertuvarının simge motiflerinden biri de bazen figüratif betimlerden, bazen çemberlerden başlayarak aşağı doğru uzanan üçlü çizgilerdir. Bunlar genellikle pencerelerin iki yanındaki boşluklardan veya apartmanların sınırını belirleyen duvarlardan simetrik olarak sarkarlar. Bu motiflere İstanbul’da genellikle kârgir yapılarda rastlarız. Görsel 8’de bu motifin Kadıköy’deki çarpıcı bir örneğini görmekteyiz. Görsel 9’daki çok daha mütevazı bir kullanım ise Salma Tomruk Caddesi’nde günümüze ulaşmış durumda.
Suriçi’nin birçok bölgesi gibi Kariye ve çevresi de tarih, kültür, mimarlık, sanat tarihi gibi açılardan büyük önem taşıyor. Tüm bunların izlerini görebilmek, fark edebilmek, öğrenebilmek için ise Suriçi’nin dolambaçlı sokaklarını arşınlamak gerekiyor. Yazıdaki ipuçları, Yeditepe Fatih’in okuyucularını, Kariye çevresi başta olmak üzere Suriçi’nin her noktasında Art Nouveau izlerini sürmeye davet ediyor.
[1] Müjde Dila Gümüş ve Cenker Ilıcalı, “Giriş”, İstanbul Art Nouveau’su, 11-24. Müjde Dila Gümüş (Ed.). İstanbul: Albaraka Yayınları, 2023, s.16.
[2] Doğan Hasol, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, İstanbul: Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, 2019, s.47.
[3] Diana Barillari ve Ezio Godoli, İstanbul 1900: Art Nouveau Mimarisi ve İç Mekânları. İstanbul: Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, 1997, s.28.