Yedikule’nin Lokomotifi: Demirspor
Zindanlar, bostanlar, gayrimüslim nüfus gibi demir yolu kültürü de Yedikule kimliğinin ve belleğinin asli unsurlarındandır. 1872 yılında, günümüzde Yedikule Caddesi ve İmrahor İlyasbey Caddesi’nin oluşturduğu hatta atlı tramvayların işlemeye başlaması, 1914 yılı sonrasında elektrikli tramvaylara geçilmesi [1], semtte raylara alışılmasını sağlayan bir etkendir. Ancak semte demir yolu kültürünü nakşeden esas gelişme, 1871 yılında, Rumeli Demiryolu hattının son durağı Yedikule iken hattın Sirkeci’ye uzatılması, Yedikule’de ise Rumeli Demiryolu’nda oluşacak sorunların ve hatta çalışacak trenlerin bakımlarının yapılacağı bir atölye kompleksi kurulması olmuştur (Görsel 1). İlk başta Fransız bir mühendisin yönettiği ve 30 kişinin çalıştığı atölyeler (Görsel 2) 120 yılı aşkın bir süre boyunca aktif kalmış [2], Yedikule Cer Atölyeleri ismini alarak Yedikule ile özdeşleşmiş, Yedikule Tren İstasyonu ile (Görsel 3) semte demir yolu kültürünü kazandıran iki ana odaktan biri olmuştur.
Görsel 1: 1875-1882 yılları arasını gösteren Ayverdi Haritaları paftasında Yedikule Cer Atölyeleri.
Kaynak Fatih Belediyesi Coğrafi Bilgi Sistemi.
Görsel 2: 1885 yılında Yedikule Cer Atölyeleri’nin faal olduğunu gösteren bir plaka.
Kaynak: Sirkeci Garı İstanbul Demiryolu Müzesi, 2023 (Can Bulubay).
Görsel 3: 1943’te Yedikule Hisarı’ndan çekilmiş bir fotoğrafta Yedikule Cer Atölyeleri ve Yedikule İstasyonu.
Kaynak: Alman Arkeoloji Enstitüsü, arachne.dainst.org/entity/2010659/image/2010659
Yedikule Cer Atölyeleri, aktif olduğu süre boyunca gerek atölyeler dâhilindeki sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile gerekse de semtle olan etkileşimi nedeniyle Yedikule’nin ekonomik, toplumsal ve kültürel hayatına büyük hareketlilik katmıştır. Atölyelerde çalışan demiryolcuların semtin esnafına, bir başka deyişle semtin ekonomisine sunduğu katkılar bu hareketliliğin boyutlarından birini örnekler. Bunun yanı sıra demiryolcuların komşuluk ilişkileri geliştirmeleri, dayanışma ağları kurmaları veya dâhil olmaları, mahalle kültürünü çeşitli biçimlerde beslemeleri de toplumsal boyutta Yedikule’ye yaptıkları katkıları örnekler. Yedikule’de uzun yıllar faaliyet gösteren Demirspor kulübü de bir dönem semtle özdeşleşmiş, semtin sakinlerinin ilgisine mazhar olmuş, semtin dışından insanları Yedikule’ye çekmiş bir unsur olarak belleklerde yerini almıştır.
“Demirspor”, TCDD himayesinde kurulan spor kulüplerinin genel ismini teşkil eder. 1930’larda, savaş ihtimalinin oluşmaya başlaması da dikkate alınarak Beden Terbiyesi Kanunu’na eklenen, gençleri sportif açıdan zinde hâle getirmek ve sivil savunmaya katkıda bulunmak gibi amaçlar taşıyan kanun maddesi ile birçok kurum gibi TCDD de kendi bünyesinde Demirspor ismi ile spor kulüpleri kurmuştur.
Kuruldukları çok sayıda kentte gençlerin neredeyse tek spor yapma imkânı bulduğu merkezler olan bu kulüpler, özellikle futbola gösterilen ilgi nedeniyle, millî bir lig kurulana kadar Türk futbolunun önde gelen takım ve futbolcularının yetiştiği yerler olmuşlardır [3]. 1930’lu yıllardan itibaren Türkiye’nin birçok kentinde ve ilçesinde kurulan bu kulüpler, ülkedeki birçok spor branşında başarılar elde etmişler, demiryolcuların ve demiryolcu çocuklarının sporcu olmalarını sağlamışlar, mekânsal örgütlenmeleriyle kent ve toplum hayatında kalıcı etkiler bırakmışlardır.
Demirspor’un İstanbul serüveni tek bir yapılanma üzerinden ilerlememiştir. Demirspor kulüplerinin aktif olduğu 1930’lar sonrasındaki kaynaklar tarandığında İstanbul Demirspor, Haydarpaşa Demirspor, Yedikule Demirspor gibi kullanımlara rastlanır. Tüm bu kulüpler bir dönem faal olduysalar da tek isim ve tek çatı altında stabil bir ilerleme çizgisi söz konusu olmamıştır. İstanbul’daki Demirspor faaliyetleri genelde Haydarpaşa ve Yedikule şubeleri öncülüğünde yürütülmüş, bir dönem Haydarpaşa merkezli kulüp İstanbul Demirspor olarak anılmışken, bir dönem ise Yedikule merkezli kulüp İstanbul Demirspor olarak anılmıştır. Örneğin, Yedikule Demirspor’un ardılı olarak varlığını koruyan ve günümüzde amatör seviyede aktif olarak faaliyetlerini sürdüren İstanbul Demirspor’un ambleminde kuruluş tarihi olarak 1958 yılı belirtilmektedir (Görsel 4). 1953 tarihli bir Demiryol Dergisi sayısında “İstanbul Demirspor” ifadesinin yer alması ise söz konusu karmaşık durumu doğrulamaktadır (Görsel 5).
Görsel 4: İstanbul Demirspor amblemi, Halkalı’daki kulüp binası, 2024.
Kaynak: Can Bulubay arşivi.
Görsel 5: Demiryol Dergisi’nde “İstanbul Demirspor” ifadesi.
Kaynak: Demiryol Dergisi, Ekim 1953.
Yedikule’deki Demirspor izleri ise 1930’lara kadar uzanır. 1939 yılına ait bir gazete küpürü (Görsel 6) bu durumu doğrular. Yedikule Cer Atölyeleri bünyesinde kurulan Yedikule Demirspor, ilk yıllarda futbol ve kürek branşlarında faaliyet göstermiştir. Futbolcuların idman yaptıkları saha ise semtin simge yapılarından olan İmrahor İlyas Bey Camii’nin (İoannes Prodromos veya Studios Manastırı Kilisesi) yan tarafındaki Arap Kuyusu sahası (Görsel 7) olarak bilinen futbol sahasıdır. Cer atölyeleri ve Demirspor’un Yedikule semtine katkılarının bir örneği olarak gösterilebilecek önemli bir detay ise Demirspor futbolcularının 1944 yılında, bugüne kadar ulaşan Yedikule Spor Kulübü’nü kurmuş olmalarıdır [4].
Görsel 6: İstanbul Demirspor ve Yedikule ilişkisini gösteren bir gazete küpürü.
Kaynak: Cumhuriyet gazetesi, 08.07.1939.
Görsel 7: Sol üstte Arap Kuyusu futbol sahası, altta İmrahor İlyas Bey Camii, 1937.
Kaynak: Nicholas V. Artamonoff arşivi, Dumbarton Oaks, images.doaks.org/artamonoff.
1940’lı yıllarda Demirspor’un faaliyetlerinde deniz sporlarının öne çıktığı görülür. Orhan Boran’ın anılarında kulüp “Samatya Demirspor” olarak anılmışsa da metindeki demir yolları vurgusunun gücü nedeniyle, kastedilenin Yedikule Cer Atölyeleri bünyesindeki Demirspor olduğu fikrine ulaşabiliriz. Boran, 1942 yılı ve devamında Demirspor’un yelken branşında sporcu olduğunu belirtirken, kulübün kürek, yüzme ve yelkencilik branşlarında mücadele ettiğini de eklemiştir. Boran’ın anılarında, Demirspor’un o dönemde Boğaziçi, Kalamış, Bakırköy gibi bölgelerde yarışa katılacağı zaman TCDD’nin iki tane römorkör görevlendirdiği, yelkenleri yarışın yapılacağı alana bu römorkörlerin çektiği, bu römorkörlere yalnızca sporcuların değil, semtin sakinlerinin de cümbür cemaat doluştuğu, yemeklerin yenildiği, müziklerin çalındığı, ortama bir şenlik havasının hâkim olduğu gibi bilgiler yer alır [5]. Bu durum da Yedikule Cer Atölyeleri ve Demirspor’un Yedikule semtiyle olan sıkı bağlarını, Demirspor’un Yedikule’deki sosyal yaşamını hareketlendirdiğini kanıtlayan bir durumdur.
Demirspor’un değişik dönemlerde aktif olan yelken (Görsel 8) ve kürek branşları, semtin birçok sakininin ve birçok demiryolcunun anılarında ilk günkü gibi tazedir. Kulübün İstanbul’da büyük popülerlik kazanması, kentin güzide spor kulüpleri arasında olması, bugün dahi net olarak hatırlanıyor olmasını sağlamıştır. Mevcut İstanbul Demirspor’un tarihçe bilgilerinde, kulübün 1958’de yelken kulübü olarak Yedikule’de kurulan “Yedikule Denizspor Demir Kulübü” adıyla faaliyete başladığı bilgisi mevcuttur. Bu kaynağa göre 1976’da futbolun (Görsel 9) ana branş olmasına karar verilmiş, 1980’de voleybol şubesi (Görsel 10) de kurulmuştur. Kadroların ise büyük kısmı demiryolculardan oluşmuştur [6].
Görsel 8: Yedikule Demirspor yelken takımı.
Kaynak: Salih Aydın Özer arşivi.
Görsel 9: Yedikule Demirspor futbol takımı bir maç öncesi Karagümrük’teki Vefa Stadı’nda.
Kaynak: Ragıp Kılıç arşivi.
Görsel 10: Yedikule Demirspor voleybol takımı.
Kaynak: Salih Aydın Özer arşivi.
Demirspor’un Yedikule’yle bağını gösteren küçük detaylar, kulübün eski sporcuları olan ve aynı zamanda yolları Yedikule’den geçmiş olan demiryolcular ile semtin eski sakinlerinin belleğinde yer etmiştir. Atölyelerde çalışmayan, ancak Yedikule’de oturan insanların da Demirspor’da oynayabilmiş olmaları, bunlar içinde Yedikule’nin gayrimüslimlerinin de yer alması, takımda eksik olduğunda günümüzde Yedikule Spor Kulübü ismiyle faaliyet gösteren kulüpten oyuncu alabilmeleri, takımın maçlarının Yedikule sakinleri tarafından da takip ediliyor olması, bu detaylardan bazılarıdır. Yedikule Demirspor olarak başlayan serüven, bir süre İstanbul Demirspor olarak da mütevazı ama ilgi çekici bir çizgide ilerlemiş, ancak sonrasında birçok sebepten ötürü kulüp düşüşe geçmiştir.
Demirspor’un Yedikule’ye kattıkları arasında Demirspor Lokali de önemli yer tutar. Atölyelere ve Marmara surlarına bitişik konumda bulunan, Demirspor Çay Bahçesi, Demirspor Gazinosu, Demirspor Lokali, Demirspor gibi isimlerle anılan bu lokal, dışarıdan restoran ve çay bahçesi karışımı bir görüntü sunan, semtin eskilerinin belleklerine kazınmış bir kamusal mekândır. Bu lokalde, atölyelerde çalışan işçiler ve memurlar, aileleri veya dostlarıyla birlikte, mesai arası veya sonrasında, dönemin standardına göre ucuz sayılabilecek meblağlar karşılığında vakit geçirebilmişlerdir. Semtin sakinleri de istasyona ve atölyelere geçiş veren alt geçitten geçip atölyelere girerek, mesai saatleri sonrasında bu mekâna sıklıkla gelebilmiş, imkânlarından faydalanabilmişlerdir. Bir dönem oldukça popüler olan, kına, düğün gibi etkinliklerin de yapıldığı mekânın 1980’li yıllarda önce kapatıldığı, ardından yıkıldığı söylenmektedir (Görsel 11).
Demirspor Lokali’nin popülerliğini ortaya koyan bir detay ise Lütfi Ömer Akad’ın “Göç Üçlemesi” filmlerinden biri olan 1973 yapımı “Düğün” filmidir. Lokalin, filmdeki birçok sahnede çekim mekânı olarak kullanılması, mekânın o dönemdeki cazibesini gösterir (Görsel 12 ve 13). Bu filmde, Yedikulelilerin sosyal hayatlarına hareket katan bu lokalin fiziksel durumunu ve manzarasını birçok açıdan görebilmek de ayrıca önemlidir.
Görsel 11: Demirspor Lokali’nin eskiden bulunduğu alan, 2024.
Kaynak: Can Bulubay arşivi.
Görsel 12: “Düğün” filminde Demirspor Lokali ve arka planda Marmara surları, 1973.
Kaynak: Erman Film Youtube kanalı.
Görsel 13: “Düğün” filminde Demirspor Lokali ve arka planda sahil yolu ile Marmara Denizi.
Kaynak: Erman Film Youtube kanalı.
Yedikule Cer Atölyeleri, 1997 yılında kapatılmış, 2010’lu yıllarda TCDD atölyelerdeki haklarını devretmiş, alanda bir konut sitesi inşa edilmiştir. Yedikule Cer Atölyeleri’nin çokkatmanlı belleğini oluşturan atölye içi sosyal ilişkiler ve atölye dışına taşan bağlar Yedikulelilerin ve demiryolcuların belleğinde hâlâ yaşamaktadır. Atölyelerin çekirdeğini teşkil ettiği Demirspor da bir dönem Yedikule’yi birçok açıdan hareketlendirmiş, belleklere kazınmıştır. Ancak ne yazık ki bir dönem Yedikule’den geçip giden buharlı lokomotifler gibi Demirspor günleri de Yedikule adına artık geride kalmıştır (Görsel 14).
Görsel 14: Yedikule Hisarı Kitabeler Kulesi’nden “kara tren”e bakış, 1946.
Kaynak: Robert Capa arşivi, icp.org/browse/archive/objects/train-passing-behind-one-of-the-towers-of-the-rumelihisari-sariyer-istanbul
Kaynaklar
[1] Vahdettin Engin. (2012). “İstanbul’un Atlı ve Elektrikli Tramvayları”. (Ed.) V. Engin, A. Uçar ve O. Doğan, Osmanlı’da Ulaşım: Kara-Deniz-Demiryolu. İstanbul: Çamlıca Yayıncılık. 343-366.
[2] Vahdettin Engin. (1993). Rumeli Demiryolları. İstanbul: Eren Yayıncılık.
[3] Kudret Emiroğlu ve Ümit Uzmay. (2012). Demiryolu Ansiklopedisi. TCDD Yayınları.
[4] yedikulespor.com.tr/hakkimizda/tarihce
[5] Orhan Boran. (1978). Leyleğin Ölümü. Milliyet Yayınları.
[6] Cenk Kolçak. (2024). Benim Semtim, Benim Mahallem, Küçükçekmecem: Halkalı (Atakent- Halkalı Merkez – İstasyon – Yarımburgaz). İstanbul: Küçükçekmece Belediyesi Kültür Yayınları.