Gölgede Açan Umut: Ayşe Mila Vergili
Ayşe Mila Vergili henüz 8 yaşında… Ama eserleri büyük bir ruhun izlerini taşıyor. Uluslararası Yeditepe Bienali kapsamında Sirkeci Garı Ambarları’nda sergilenen “Gölgede Umut” adlı çalışmasıyla dikkatleri üzerine çeken küçük sanatçı, Filistin’deki çocukların duygularına resimleriyle tercüman oluyor. Sanatın, barışın ve umudun dili olduğunu bizlere hatırlatan Mila, geleceğin değil; şimdinin de güçlü bir sanat sesi olmayı başarıyor. Küçük yaşta başlayan bu resim ve sanat serüveninin nasıl şekillediğine dair merak ettiklerimizi kendisine sorduk.
Merhabalar Ayşe Mila! Bize biraz kendinden bahseder misin? Resim çizmeye kaç yaşında başladın?
Ben 3 yaşında resim çizmeye başladım. İlk olarak annem babam, abim ve kendi bebekliğimi çizmiştim. Onu çizdim ancak boyamadım o öyle kalmıştı. Resim yapmaya hevesim hep o yaştan itibaren vardı. Okula başladığım dönemlerde resim yapma hevesim daha da arttı. Anasınıfındaki resim öğretmenlerimiz bize yardım ediyordu. Resmin duygularından bahsediyordu. Bu sayede daha da çok sevmeye başladım. Resim yaparken duygularımla hareket ediyorum.
Duygularını resme dökmeden önce kafanda şekillendiriyor musun?
Resmi yapmadan önce kafamda bir taslağını çiziyorum. Taslak çıkartmazsam ne yapmam gerektiğine dair kafam karışıyor. O nedenle bir taslak oluşturup sonrasında yavaş yavaş resmediyorum. Resimlerimi düz kağıt yerine çoğunlukla tuval üzerine çalışıyorum ve akrilik boyalar kullanıyorum. Akrilik boyalar daha akışkan olduğu için hoşuma gidiyor. Kuru boya kullanmayı sevmiyorum akrilik boyayı daha rahat kullanıyorum.
Sana bu süreçte en çok destek kim oldu?
Hem ailem hem öğretmenlerim… Her ikisi de bana destek oldular. Her zaman yanımdalar ve destekleri beni her zaman daha iyi hissettirdi, motivasyonumu arttırdı.
Bienal’e katılma sürecin nasıl oldu peki?
İnstagram hesabımda yaptığım resimlerimi paylaşıyorum. Oradan Bienal’e davet aldım. Önce babamı aradılar ve biz bunu duyunca çok şaşırdık. Resimlerimi çok beğenmişler. Sonrasında “Gölgede Işık” üzerine bir resim çalışmamı istediler. Bu süreçte beş tane eser yaptım. İçlerinden en uygununu seçmelerini istedik. Seçilen eseri ben de diğerlerinden daha çok beğeniyordum.
“Bazı çocuklar güneş gibi parlar dünya etraflarında neşeyle döner
Bazı çocuklar karanlıkta kalır
Dünya dönerken gölgede kalan bu çocukları görebilir misiniz?
Çocuklar her renge boyalıdır güneşte açığa çıkar renkleri
Bizleri kapkara kalplerin gölgesinden koruyabilir misiniz?”
Balerin Her Dönüşünde Umudu ve Yaşam Sevincini Temsil Ediyor
Bu eseri yaparken neler düşündün, nasıl ortaya çıktı?
Resme başlamadan hayal gücümde canlandırdım. Filistin’deki savaşları düşündüm ve ondan esinlendim. Öncelikle taslağını çizdim her zamanki gibi… Resmi yaptıktan sonra boyamaya başladım. Balerini ise çubuklarla şekillendirdim. Elleri ve bacakları çubuklardan oluşuyor. Saçlarını ise sadece bantlarla şekillendirdim. Üst kısmını ise kağıt bantla kaplayıp boyadım.
Bu resimle anlatmak istediğim şey; balerin döndükçe karanlığın içinde de bir umut oluşturuyor. Arkadaki kalabalık ise mutsuzluğu temsil ediyor. En ortadaki kız ise gölgede duruyor, o aslında mutlu bir çocuk. Savaşları görünce onun da üstüne gölge düşüyor. Ortadaki balerin ise karanlıkta ışık saçıyor. Gölgede umut her zaman vardır.
Bu esere baktıklarında ne hissetmelerini istiyorsun?
Arka platformdaki çizimlerime bakarken bu insanların yaşadıklarını görmelerini ve bunun üzerine düşünmelerini istiyorum. Her ülkede savaş olmuyor. Savaştan uzak şehirler veya uzak ülkelerdeki insanlar bunları yaşamadıkları için bilmiyor. Bu savaşın oluşturduğu mutsuzluğun farkında varmalarını istiyorum. Bu açıdan bakmalarını istiyorum.
Arkadaşların yaptığın resimlere nasıl tepkiler veriyor?
Arkadaşlarımla aram iyi. Beni tebrik ettiler. Bazıları komik sorular sordu. Tüm sorularına size verdiğim cevaplar gibi cevap veriyorum. Çoğu arkadaşım ve yetişkinler resimleri benim yaptığıma inanmıyordu. Okulda resim yapmaya çekiniyorum çünkü kimse inanmıyor. Bienal’e katılırken yaptığım resmi yapım aşamasında videoya çektik hatta.
Sanat Sadece Kâğıtta Değil
Diğer eserleri görünce ne düşündün?
Öncelikle şunu anladım. Sanat sadece kâğıtta, tuvalde ya da boyada değildir. Minyatür olarak ya da farklı şekillerde farklı materyallerle birçok eser çıkabildiğini gördüm. Benim resmimin yanında bulunan bir diğer sanatçı Dilek Yerlikaya’nın eseri çok dikkatimi çekti. Tüm eserler çok güzeldi.
Notlarımı duvarlara yazdığım zamanlar oluyor”
Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
Büyüyünce maddi durumu olmayan ve savaş ülkelerinde yaşayan çocuklara yardım etmek istiyorum. Doktor olup resimlerimi çocuklara vermek istiyorum. Resim dışında şu anda keman çalmayı ve kitap okumaya çok seviyorum. Bir diğer hayalim ise kitap yazmak istiyorum. Jimnastikle ilgileniyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi ve sosyalleşmeyi çok seviyorum.
Senin gibi çocuklara ne söylemek istersin?
Hiçbir şeyden vazgeçmeyin. Her gölgede bir umut olduğunu ve hayallerinizin peşinden koşmayı unutmayın. Mükemmel olmayı beklemeyin çünkü siz daha çocuksunuz, kimse mükemmel olmak zorunda değil.