FATİH’İN ÖNEMLİ ZİYÂRETGÂHIHIRKA-İ ŞERÎF CAMİİ VE KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ
Fatih semtinin önceden beri önemli bir ziyaret mahalli vardır: Hırka-i Şerîf Camii. Bu caminin özelliği burada muhafaza edilen Hz. Peygamber’e ait bir hırkanın bulunmasıdır. Eskiden beri âdet üzere Ramazan ayının 15’inden sonra Arefe gününe kadar Hırka-i Saâdet ziyarete açılır ve Müslümanlar akın akın bu peygamber yâdigârını ziyarete gelirler. Bu özelliğinden dolayı da burası Müslümanlar yanında Osmanlı padişahlarının özel ilgisine mazhar olmuştur.
Sultan Abdülmecid tarafından buraya bir cami ve Hırka-i şerîf muhafaza odası yaptırılmıştır. Ayrıca, muhafız bölüğü için (Muhafız Konağı) bir bina da yaptırılmıştır.
Hırka-i Şerîf Camii’nin bir diğer özelliği ise zamanın önemli hattatları Yesâri Mehmed Es’ad Efendi, Mustafa Râkım Efendi, Mehmed Şehâbeddin Efendi, Yesârizâde Mustafa İzzet Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin kitâbelerini barındırmasıdır. Ayrıca önemli hattatların birkaç levhası da bulunmaktadır.
Hırka-i Şerif Camii Avlu Giriş Kapı Kitâbeleri:
Hırka-i Şerîf Camii avlu giriş kapıları üzerinde de Kazasker’in taşa mahkûk kitâbeleri bulunmaktadır. Keçeciler Caddesi’nde avluya girilen kapı üzerinde, üstte istifli: “Kalellahu tebâreke ve Teâlâ”, alt tarafta ise Neml suresi 30. âyette geçen “İnnehu min Süleymane ve innehu Bismillahirrahmanirrahim” şekliyle oklu bir Besmele yer almaktadır.
Kadı Sokağı’ndan iç avluya girilen kapı üzerindeki Celî Sülüs kitâbenin ibaresi ise şöyledir: “Bismillahirrahmanirrahim miftahu külli bâbin. Sadeka Rasûlullah”.
Akseki Caddesi’nden iç avluya girilen kapı üzerinde istifli Celî Sülüs hat ile: “Kale aleyhi’s-elâm”, alt tarfta yine Celî Sülüs hat ile: “Men alime enne’s-salâte aleyhi hakkun vâcibun dehale’l-cennete”.
Hırka-i Şerif Camii Giriş Kapısı Kitâbesi
Cami giriş kapısı kitâbesinin üst kısmında bulunan yuvarlak pencere ortasında kesme olarak hazırlanmış caminin bânisi Sultan Abdülmecid tuğrası bulunmaktadır: “Hân Abdülmecid b. Mahmud el Muzaffer dâima”
Cami giriş kapısı üzerinde taşa mahkûk Celî Talik kitâbenin ibaresi şöyledir:
Tâ ebed Abdülmecid han olan bâ-feyzi ilâh
Nur-ı mihrab-ı hilâfet, cami-i âdâb-ı din
Kalbi pâkin eylemiş hak Hazret-i Peygamber’e
Dâima ihlâs arzile mübâhî ve yakîn
Dûş-i iclâli şeref-bahş siyâb-ı saltanat
Olalı düşmez elinden damen-i şer’i mübîn
Hırka-i sündüs tırar-ı şah vâlâ-yı rüsul
Canşîn olmuşdu bunda izzile nice sinîn
Eyleyüp tâzim u hürmet iş bu câ-yi ekreme
Camii hem hücre-i pâkizesin yaptı metîn
İki tarihi güherpirayeyi ‘’Ziver’’ kulu
Çekti zertarı nizam-ı nazmına çün dürr-i semîn
Hırka-i pâk-i risalet mesnedin bu cami’in
Şâh-ı dîn Abdülmecid Han kıldı bünyad u rasîn
Hâk-i pây-i Evliya Seyyid İzzet Mustafa, 1267.
Hırka-i Şerif Camii İçerisinde Bulunan Kitâbe ve levhalar:
Cami içerisinde, büyük pencerelerin üzerinde, sekiz pafta hâlinde ve satır olarak yazılan kitâbelerin mihrab üzerine denk gelen paftadan itibaren sağlı sollu şu ibâreler bulunmaktadır:
1-Hâfizû ale’s-salavâti ve’s-salâti’l-vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn (Bakara 238).
2-Yâ büneyye ekımi’s-salâte ve’mur bi’l-ma’rûfi venhe ani’l-münkeri vesbir alâ mâ esâbeke (Lokman 17)
3- ellezîne yukîmûne’s-salâte ve mimmâ razeknâhum yunfikûne (Enfal 3)
4-İnnenî enallahu lâilâhe illâ ene fa’abudnî ve ekımi’s-salâte lizikrî (Tahâ 14)
5-Fe izâ kadaytumu’s-salâte fezkurullâhe kıyâmen ve kuûdâ (Nisa 103)
6-İnne’s-salâte kânet ale’l-mü’minîne kitâben mevkûtâ (Nisa 103)
7-Ve izâ kâmû ile’s-salâti kâmû kusâlâ yürâûne’n-nâse (Nisa 142)
8-Ekimi’s-salâte lidulûki’ş-şemsi ilâ ğasaki’l-leyli ve kur’âne’l-fecri (İsrâ 78) Bu paftanın orta alt kısmında “Ketebehû Mustafa İzzet 1267” şeklinde hattatın imzası bulunmaktadır.
Mihrab üzerinde Celî Sülüs hat ile
“Fenâdethu’l-melâiketu ve hüve kâimun yusallî fi’l-mihrâb (Âl-i İmrân 39)
Cami kubbesinde Nur suresi 35. âyetin bir kısmı yazılıdır. Altında h. 1424 tarihi ve hattat imzası olmasına rağmen aslında bu yazı, Kazasker’in Ayasofya Camii kubbe yazısının küçültülmüş hâlidir. Son restorasyonda buraya nakşedilmiştir. Fakat kubbeye nakşedilişi bakımından herhangi bir sanat özelliği kalmamıştır.
“Cami Takımı” olarak isimlendirilen levhalar sekiz adet olup, Lafzatullah, İsmî Nebî, Ciharyâr-ı güzîn ve Hz. Hasan, Hz. Hüseyin isimlerini hâvidir. Hz. Hüseyin levhasının altında, kendisi de hattat olan Sultan Abdülmecid’in imzası, istifli olarak “Ketebehu Abdülmecid bin Mahmûd hân” olarak yer almaktadır. Yazılar, ahşap kabartma olarak hazırlanmış olup varaklı haldedir.
Kezâ minber giriş kapısı alınlığında Celî Sülüs Kelime-i Tevhid levhası bulunmaktadır. Levhanın alt orta kısmında istifli “Abdulmecîd bin Mahmud Han 1267” ibaresi hattat imzası olarak yer almaktadır.
Cami içerisinde üç adet Celî Sülüs Zerendûd levhanın biri Muhsinzâde Abdullah diğeri ise Ömer Vasfi Efendi üçüncü levha ise Mustafa imzalıdır. Bir levha da Müezzin mahfilinde olup, h. 1290 tarihli olup imzasızdır.
Ömer Vasfi Efendi imzalı zerendûd levhanın ibâresi şöyledir: “Şefaati li ehli’l-kebâiri min ümmetî”
Muhsinzâde imzalı Celî Sülüs levhanın ibâresi: “Yâ Hazret-i Üveys bin Âmir el-Karanî Radiyallahu anhu” Muhsinzâde 1303.
Mustafa imzalı levhanın okunuşu ve anlamı ise şöyledir:
Kale’n-Nebiyyu aleyhi’s-selâm nâkilen an Rabbihi azze ve celle
İnnî vada’tu’l-ilme fi’l-cûi ve’n-nâsu
Yatlubûnehu fi’ş-şebi’i fekeyfe yecidûnehu
Ve innî vada’tu’l-‘izze fi’t-tâati ve’n-nâsu
Yatlubûnehu fî ebvâbi’l-umerâi fekeyfe yecidûnehu
Ve innî vada’tu’l-ğınâe fi’l-kanâati ve’n-nâsu
Yatlubûnehu fî kesreti’l-mâli fe keyfe yecidûnehu
Ve inni vada’tu’r-râhate fi’l-cenneti ve’n-nâsu
Yatlubûnehu fi’d-dünya fe keyfe yecidûnehu
Ketebehu Mustafa 1302
Müezzin mahfilinde asılı olup imzasız olan levhanın ibaresi şöyledir: “Yâ Hazret-i Bilâli Habeşî radiyallahu anhu, 1290”
Hırka-i Şerîf Eski Muhafaza Binası Kitâbeleri
Hırka-i Şerîf eski ziyaretgâhı giriş kapısı üzerinde Râkım tarafından çekilmiş Sultan II. Mahmud tuğrası altında ise Yesârîzâde Mustafa İzzet imzalı Celî Talik kitâbe bulunmaktadır.
Bu kitâbenin okunuşu şöyledir:
Mahmud Hân b. Abdülhamid el-muzaffer dâimâ
Ketebehu Râkım
Bahş idüb hırkasını Veys’e Resûl-i allâm
Hil’at-i vasliyle müştakına kıldı ikrâm
Âl-i Osmân’a olub ziynet-i genç-i şevket
Hırz-ı cânı gibi saklar idi şâhân-ı kirâm
Yapuşub dâmen-i ihsanına Sultân Mahmûd
Yapdı gencinesin ol Hüsrev-i pervîz-gulâm
Matla’-ı şems-i Hüdâ’dır bu münevver bürde
Bir şafaktır ki müsâvîdir ana subhile şâm
Âstîn-i keremi kîse-i nakd u rahmet
Ceyb-i pür-mekremeti ümmete kân-ı in’âm
Ahz-ı nisbet idüb ol şâh Üveysiyyetle
Kıldı sultân-ı Resûl hidmetine istihdâm
Bâ’is-i İzzet’im olsun şu mücevher târîh
Hırka-i pâk-i Resûl eyledi tecdîd-i makâm
(el-müznib er-râcî Yesârîzâde Mustafa İzzet gafarallahu zünubehumâ)
Hırka-i Şerîf eski muhafaza Odası içerisinde paftalar halinde Celî Talik şu mısralar yazılıdır:
Ebniyâ’nın serveri, mahbûb-ı Rabbü’l- âlemin
Mustafa Ahmed Muhammed Sâhib-i şer’i sedîd
Hazreti Veysü’l Karâne hırkasının kaldı atâ
Ümmeti beyninde oldu rif’at ü kadri mezîd
Kisve-i pâki ziyaret eyleyüb ta’zim ile
Sâye-i Hakk, Hazret-i Şâh-ı Cihân Abdülhamîd
Câygîr idi zamîrinde imarı ol Seh’in
Hakk bu hizmetle idüb eslâfı beyninde ferîd
Misli mesbûk olmayan emrin hudûsunda hükm
Şâh-ı zişan hizmeti tecdîd ile oldu vahîd
Zâtı-ı pâkin hıfz idüb dâim hatâlarından
Hudâ Şevket ü icâlini efzûn ide Rabb-i Mecîd
Gördüler ta’zîm ü ikram ettiğin Peygember’e
Oldu ashâb-ı kulûba iyd-i berî bâlâ-i îd
Söyledi gayet edeple Veysî tarihin anın
Kıldı tecdîd kisve-i pâk hücresin Abdülhamîd
(El-Fakîr el-Müznib er-Râcî Mehmed Es’ad el-Yesârî ğufira zünûbuhu)
1196/1781
Kezâ bu muhafaza odasının dışında, sağ duvarı üzerinde Hattat Şehâbeddin imzalı Celî Talik bir kitâbe ile kitâbenin üzerinde Hattat Mustafa Râkım Efendi (1758-1826) tarafından çekilmiş Sultan II. Mahmud tuğrası bulunmaktadır.
Şehriyâr-ı âlem-ara şâh-ı mansûru’l-livâ
Sa’ye-i Mevlâ vekîl-i Hazret-i Mahbûb-ı Hak
Ya’ni Hân Mahmûd-ı Adlî şan kim olmaz şebih
Ana ihsan u kerem nâsa mülûkun şânıdır
Halka cûd u himmeti emmâ o şahın yeknesak
Kilk-i himmet dst-i cûd efşânına sîmîn kalem
Mihr-i nusretnâme-i unvanına altın kozak
Nûr-i irfan cephe-i insâfına mir’ât-ı sâf
Neyyir-i şân lihye-i iclâline cevher tarak
Sandel-i ikbalinin fânûsu hurşîd-i felek
Fülk-i ünvânının pûşîdesi al şafak
Gelmedi rû-yi cihana böyle ârif padişah
Bu kelâmında tevârih-i âşinâyân müttehak
Akl-ı Eflâtun u fikr-i bû Ali şakir u olup
Gelsün alsun hâce-i re’yinden ol şâhını sebâk
Vakf-ı gûş-ı cân-ı sarf-ı nazra-i imân edüb
Dâima olmaktadır hâl-i cihana göz kulak
Var mı ma’mûr olmadık me’vâ deyu leyl u nehâr
Cüst ü cû etmekte sa’y u himmeti kûşe bucak
Birgün esnâ-yı ziyarette o şâh-ı melekşan
Baktı bu dergâh-ı feyzin pişgâh muhtenik
Kesret-i züvvâr ile sâl mâh-ı rûzâde
Rûz-i mahşer gibi bir câye basardı bin ayak
Fikr ederken suret-i tevsi u tecdidin o şâh
İttisâlinde düşüp bir arsa keyfe mattefek
Alub ilhâk-ı harem kıldı o câ-yi hurremi
Eyledi bir nev eser bünyâd bâ-şevk u enâk
Tarhı rûşen öyle kim aksi cemâl-i feyz ile
Benziyor billûr cam revzen-i mir’âta bak
Her ne denlu revnâk u fer bulsa nakş ile sezâ
Her ne rütbe verseler ziynet bu câye müstehak
Bürde-i Peygamber-i zîşân ta’zîmen o şah
Kıldı divanhanesinin kâh-ı cinâna mâ-sadak
Ol mübârek kisve-i şâh-ı Ruûl kim dâmeni
Rû-yi şebiker u biyana bûse-gâh olsa ehakk
Hizmet u sa’yin kabul edib o şâh-ı âlemi
Kâm-yâb-ı devlet-i dâreyn ide rabbu’l-felâk
Vâsıfâ şayestedir târih-i a’lâ söylesem
“Oldu bâlâ cilvegâh-ı hırka-i mahbûb-i Hak” 1227/1812
Bu kitâbenin en altında, ortada üç satır halinde imza ibaresi şöyledir:
El-Abdu’d-dâî Hâdimu hırka-i Nebî Muhammed
Şehâbeddin ğufira lehû
Ve setera uyûbehû
Hırka-i Şerîf Camii’ni önemli kılan elbette Hz. Peygamber’den bir hatırayı barındırmasıdır. Halkın bu hatıraya hürmeti burayı bir ziyaretgâha çevirmiştir. Daha önceleri belli merasimlerle Ramazan ayının 15’inde başlayan ziyaret Arefe günü sona ererdi. Hırkanın ziyarete açık günlerde çok yoğun bir ziyaretçi akını olurdu. Son yıllarda ise ziyaretler Ramazan ayı boyunca sürmektedir.
İstanbullular için bu ziyaret belli kurallar çerçevesinde yapılırdı. Gerek Hırka-i Şerif gerek Eyüp Sultan ziyareti dindar İstanbulluların önemli gördüğü hususlardandı. Edebiyatımızda bu konuda yazılar da yazılmıştır. Refik Halid Karay, bir eserinde Hırka-i Şerif ziyaretini şöyle anlatmaktadır:
“Ramazan’ın on beşinden sonra, gene böyle, bütün ev halkının ihmal edemeyeceği bir ziyaret daha vardı: Hırka-i Şerif ziyareti. Bunun için de tertemiz hazırlanır, yola gönüllerimiz zikir ve ibadetle taşkın, öyle çıkardık, Fatih’i geçerek bazı dar sokaklardan dolana dolana nihayet beyaz bir caminin önüne varırdık. İnsan yığınları arasından yol bulup kapıya yanaşmak ne güç işti… Nihayet, zor zar girer, bembeyaz hasırlı yollardan yürüyüp yeşil atlastan bir bohçaya yüz göz sürerdik. Dışarda halk kaynaşırdı, fakat bu hücrede ve dehlizlerde uhrevî bir sükûn hüküm sürerdi. Çıkarken bir müddet, gene geri geri yürürdük. İşte o zaman çocukluğumun en heyecanlı bir demi başladı: Avluda uzun uzun pul şişelere doldurulmuş renk renk boyalı sular satarlardı. Bunlar neydi? Manası, hoşluğu neresindeydi? Onu elan bilmiyorum, tahmin edemiyorum. Gayet iptidai bir nevi oyuncak veya süstü, fakat devrin bütün çocuklan önünde dikilir kalır, almayınca gitmezdi. Bana: ‘Haydi, üç tane seç bakalım?’ derlerdi. Bir mor, bir turuncu, bir de san seçerdim; yol bana uzun görünürdü, ah bir bir eve varıp oynamaya başlasam… Fakat bu şişelerin oynamaya yarar hiçbir meziyeti yoktu. Hemen sularını musluğa boşaltırdım; geriye benekli, dalgalı ve ağız tarafı kırık sakil, biçimsiz camlar kalırdı ve elimi, bir yerimi kesmesin diye onları da usulcacık alıp atarlardı. Fakat o beş, on dakikalık heyecan ne güzel şeydi ve yeni bir ramazanı, yeni bir Hırka-i Şerif ziyaretini bana ne sabırsızlıkla bekletirdi. Kimbilir, şimdi, orası da ne bomboştur… Belki o renkli şişeleri yapan ve alan da kalmamıştır. Ah, ne diyeyim: Ağla çeşmim, ağla, durma!..”
Hırka-i Şerif ziyareti, Müslüman milletimizin nazarında önemini kaybetmedi. Günümüzde de Ramazan aylarında, nüfus yoğunluğu da dikkate alınarak, Ramazan’ın 15’inde başlayan ziyaretler tüm Ramazan ayına yayılmıştır.
BİBLİYOGRAFYA
Karay, Refik Halid, “Eski Ramazanları Yâd”, Guguklu Saat, İstanbul, İnkılâp Kitabevi, 2009, s. 61- 66.
Köprülü, Haşim. Hırkaişerif ve Veysel Karani. İstanbul, Hırkai Şerif Camiini Koruma ve Güzelleştirme Derneği, 34 s.
Özer, Murat. Ayasofya’nın Nişânesi Kazasker Mustafa İzzet Efendi. İstanbul, Kuveyt Türk Kültür Yayınları, 2020, 288 + 88 s.
Tanman, M. Baha, “Hırka-i Şerif Camii”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul, Kültür Bakanlığı & Tarih Vakfı Yayınları, 1994, s. 68- 69.