Bir Kentin Kaderini Değiştiren İki Semt: Edirnekapı, Karagümrük

Bir Kentin Kaderini Değiştiren İki Semt:

Edirnekapı, Karagümrük

Tahsin Yıldırım

Bazı şehirler tarih boyunca üzerinde barındırdıkları medeniyetler ile anılagelmiştir. Bu yönüyle şehirlerin kaderi, medeniyetlerin kaderi ile benzerlik taşır. Canlı bir varlık gibi hayatını devam ettiren şehirler bu hâlleriyle coğrafi bir yer teşkil etmenin ötesinde bir önem taşırlar. İşte bu niteliğe sahip olan İstanbul, üç imparatorluğa başkentlik yapmış ve birçok tarihî olayın merkezinde yer almış özel bir şehirdir. İstanbul, günümüze kadar sayısız şair ve yazara ilham vermiştir. 

Stefan Zweigin Yıldızın Parladığı Anlar kitabında fethin gerçekleşmesinde Karagümrük’e komşu Edirnekapı’da bulunan Kerkoporta Kapısı’nın açık olmasına bağlamıştır. Tarihî hakikatlerle ne kadar örtüşür bilinmez ancak şehrin kaderine tesir eden semtler, Edirnekapı ve Karagümrük’tür. 

Yazar ve şairlerin eserlerine konu ettiği, eserlerini kaleme aldığı Edirnekapı ve Karagümrük semtleri İstanbul’a kültür mührünü vurmuş, bir Arap atasözünde ifade edildiği gibi “şerefu’l mekân bi’l mekîn; mekânı şerefli kılan o mekânda oturanladır.” fehvasınca kıymetini her zaman muhafaza etmiştir.

 

Edirnekapı ve Karagümrük’te Oturmuş Ehl-i Kalem

 

Abdüllatîf Fazlî: Karagümrük civarında oturmuş olan klasik edebiyat sahasında eser veren Fazlî’nin (? -1854) bilinen tek eseri Gülşen-i Azîz adlı biyografik bir kitaptır. Tekkeye intisabı döneminde Karagümrük’te oturmuştur.

 

Adnan Özyalçıner: Araştırmacı, yazar Adnan Çelik, bilinen adı ile Adnan Özyalçıner’in (1934- ) savaş yıllarına denk gelen çocukluk ve ilk gençlik yılları maddî sıkıntılar içinde geçmiştir. Farklı işlerde çalışan yazar, yayın dünyasına düzeltmen olarak girmiştir. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev alan Özyalçıner birçok süreli yayının çıkmasına da vesile olmuştur. Öykücü kimliği ile ön plana çıkan, edebiyatın birçok türünde eserler veren Adnan Özyalçıner, ilk öykülerinde İstanbul’un kenar mahallelerinde yaşayan yoksul insanların günlük yaşamlarını ayrıntılarına inerek ve ruhsal çözümlemelere ağırlık vererek anlatmıştır. Hüseyin Su tarafından yapılan söyleşilerden oluşan Zeytinburnu Belediyesi’nin yayımladığı Bir Hayat Bir Hikâye adlı eserde Özyalçıner, Karagümrük günlerini şöyle anlatmıştır: “1934 yılında İstanbul’da, İstanbul’un Karagümrük semtinde, (İstanbul’un kenar mahallesinde, dememiz gerekir) doğdum. Aynı zamanda işçi mahallesi olan bir kenar mahalle Karagümrük. O yıllarda Karagümrük, Haliç sırtlarına kadar, yani Draman dediğimiz yöreye kadar iner ve oralar da Haliç sırtlarıdır. O zamanlar Haliç’te fabrikalar vardı, un fabrikaları, demir çelik fabrikaları, hatta hiç aklınıza gelmeyecek bir fabrika söyleyeceğim size, Nur Kalem Fabrikası… Bizim kurşun kalemlerimiz o zaman “Nur Kalem” denilen bir Türk fabrikasında yapılırdı. O un değirmenleri, sanayi ile yan yanaydı burada. Şimdi kültür merkezi hâline gelen Feshâne, bir dokuma fabrikasıydı. Bütün bunlar yan yanaydı ve Karagümrük semtinde oturanların çoğu işçiydi. Sabahları saat altı civarında fabrika düdükleriyle uyanılırdı. Biz çocuklar da yataklarımızda fabrika düdükleriyle uyanırdık. Gerisin geri uykuya dalardık ama babalarımızın sokağa çıkışlarını, fabrikaya gidişlerini, ayak seslerini duyardık. O zaman böyle dolmuşlar, çeşitli vasıtalar yoktu. Karagümrük’ten Haliç’e kadar yaya gidilir ve yaya dönülürdü, paydos düdükleri çaldığında. O düdüklerle biz çocuklar da yaşamımızı sürdürürdük; sabaha düdükle başlar, akşam babalarımızın gelişini yine o düdüklerle bilirdik. Benim oturduğum mahallede, annem babam okuma yazma bilmedikleri gibi çoğu kişi de okuma yazma bilmezdi. O yıllarda, benim çocukluk yıllarımda Karagümrük’ün ünlü Fevzi Paşa Caddesi elektrikli tramvayların geçtiği, güzel ışıl ışıl bir cadde olmasına rağmen üç sokak altında kalan bizim oturduğumuz sokakta, elektrik yoktu. Sokak taşlarla döşeli, Arnavut kaldırımlıydı. Çamurluydu, tozluydu. Bu dediğim insanlar, annem ve babam gibi okuma yazma bilmiyorlardı ama olan bitenin çok iyi farkındaydılar ve kendi aralarında her şeyi konuşurlardı. Hatta eleştirirlerdi bile. Bunların çoğunu babamdan biliyorum.” Adnan Özyalçıner, hayatında önemli yer tutan kendi Karagümrük’ünü Heyamola Yayınları tarafından 2009’da basılan Karagümrüklü Yıllar kitabında detaylı anlatmıştır.

 

Ahmet Dâniş Efendi: Kaynaklarda şiir ve inşada yetenekli bir şair olarak tanıtılan Hatibzade Dâniş’in (? -1778-79) herhangi bir şiiri günümüze kadar gelmemiştir. Farklı coğrafyalarda farklı görevlerde bulunan şair Karagümrük’teki Nişancı Mehmet Paşa Camii hatibinin oğlu olduğundan bir süre burada yaşamıştır. Son görev yeri olan Midilli’de medfundur.

 

Aydın Hatipoğlu: Şair, yazar, oyun yazarı, yönetmen A. Aydın Hatipoğlu (1940-2010) ilkokulu Karagümrük İlkokulu’nda okumasından dolayı bir süre burada yaşamıştır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümüne kaydolsa da bitirememiştir. Çeşitli iş kollarında çalışan Hatipoğlu; İstanbul’da bir nakliyat şirketinde yöneticilik, farklı firmalarda reklam yazarlığı ve yöneticilik yapmıştır. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev alan Hatipoğlu 1960 kuşağının toplumcu şairleri arasında yer almıştır. Edebiyat dünyasına Yelken dergisinde 1958’de yayınlanan şiiri ile giren Hatipoğlu birçok süreli yayında şiir ve nesirler yayınlamıştır.

 

Ece Ayhan: Datça’da doğan ailesinden dolayı hep Çanakkale ile anılan kaymakam, şair, yazar Ece Ayhan Çağlar (1931-2002) 1938’de Eceabat İlkokulu’nda eğitime başlamıştır. Aile 1940 yılı sonunda İstanbul Karagümrük’e taşındığından eğitimine Karagümrük Hırka-i Şerif İlkokulu’nda devam etmiştir. Parçalanmış bir ailenin çocuğu olan Ece Ayhan, maddî ve manevî anlamda sıkıntılı bir hayat yaşamıştır. İstanbul’un farklı semtlerinde otursa da Karagümrük’ü unutmamış eserlerinde de zikretmiştir. Birçok süreli yayında şiir ve nesirleri yayınlanan Ece Ayhan’ın kaleme aldığı anlatı, günlük, eleştiri, deneme ve anı türünde birçok eseri kitap olarak neşredilmiştir. Şiirlerinde İstanbul’un sosyolojisine de yer veren Ece Ayhan’a göre bilet alacak parası olmayan hem fakirlikten hem de eğlenceden tramvaya asılan “Kapkaragümrüklü” yoksul çocukları 

 “Kapkaragümrüklü ölçüsüz uyaksız Ali çocuklar

Asılmak bilirsiniz kesin tehlikeli ve yasaktır

Edirnekapı-Bahçekapı sarı kamu tramvaylarına” mısralarıyla anlatmıştır.

 

Fehim: Hoca Süleyman Fehim Efendi (1789-1846) adıyla bilinen divan şairi Fehim şiirleri yanında Ahmet Cevdet Paşa, Nüzhet Efendi, Fatin gibi dönemin önemli isimlerinin hocası olmasıyla da tanınmıştır. Rumeli’de farklı vazifelerde bulunmuştur. İstanbul’a döndüğünde memuriyetten ayrılıp Karagümrük’teki konağına çekilmiştir. Konağını edebî bir meclis hâline getiren Fehim Efendi, Farsçayı mükemmel bilmektedir. Şiirde pek maharet gösteremeyen Fehim Sefînetü’ş-Şu’arâ isimli tercümesi ile meşhur olmuştur. 

 

Haluk İnanıcı: Avukat, yazar Haluk İnanıcı (1956- ) İstanbul’a sonradan yerleşen bir ailenin evladı olarak İstanbul’un Tophane, Galata, Bayrampaşa, Karagümrük semtlerinde yaşamış bir kalemdir. Askeriyeye intisabı ardına sivil hayata geçip farklı meslekler icra eden İnanıcı’nın yayınlanmış iki eseri bulunmaktadır.

 

İsmail Güzelsoy: Çeşitli matbaalarda çalışmış olan yazar, rehber İsmail Güzelsoy (1963- ) ailesi İstanbul Karagümrük’e taşınınca ortaokula burada başlamıştır. İsveç’e tahsile giden Güzelsoy, İsveç edebiyatı üzerine çalışmış 1987 yılında tekrar İstanbul’a dönerek İsveççe ve İngilizce rehberlik yapmaya başlamıştır. Bu yıllarda bazı süreli yayınlarda yayımladığı öykü, makale ve röportajlarla edebiyat dünyasına girmiştir. Kurmaca metinleriyle tanınan Güzelsoy hâlen İstanbul’da yazı çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Mehmet: İstanbul’da doğan Hakani Mehmet Bey (?-1606) babasının vazifesinden dolayı saray çevresinde ve entelektüel bir ortamda büyümüş, önemli sayılabilecek bir tahsil edinmiş, yazı eğitimi almış ve çeşitli devlet görevlerinde bulunarak sancak beyliğine kadar yükselmiştir. Arapça ve Farsça bilen şair eserlerindeki dinî hassasiyetle tanınmıştır. Farklı yerlerde görev alan Hakani Mehmet Bey uzun yıllar Edirnekapı’da yaşamış vefatıyla Edirnekapı’da Mihrimah Sultan Camii hazîresine defnedilmiştir. Yazdığı hilye-i şerif için teklif edilen caizeyi “bu eserime ücret alırsam huzur-ı mahşerde Hazret-i Peygamberin yüzüne bakamam.” diyerek almamış bir peygamber sevdalısıdır.

 

Mehmet: Kayseri, Bitlis, Medine, Halep, Edirne gibi bazı illerde kadı naipliği yapan, uzun süre Edirne müftülüğünde bulunduğu için de Edirne Müftüsü Mehmet Fevzi namıyla şöhret kazanan divan şairi (1826 -1900) Mehmet Fevzi; Arapça, Farsça ve Türkçe olmak üzere üç dilde pek çok eser vermiştir. Kendisinin bastırdığı Fihristü’l-Âsâr’ında birçok eserinden bahsetmiştir. Ömrünün son yıllarını geçirdiği Karagümrük’teki evinde vefat eden şair Fatih Türbesi haziresine defnedilmiştir. 

 

Mehmet Bahattin Özkişi: Çocukluğu, Fatih-Karagümrük çevresinde geçen işçi, memur, yazar Bahattin Özkişi (1928-1975) Nakşibendi tarikatına bağlı bir ailenin evladı olduğundan ailesinin tekkeye yakın olmak tercihinden dolayı çocukluğu Karagümrük’te geçmiştir. Öğrenimine şimdiki adı Ahmet Rasim İlköğretim Okulu olan Karagümrük’teki 20. Yıl İlköğretim Okulu’nda başlamıştır. 1939 yılında aynı semtteki Karagümrük Ortaokulu’na kaydını yaptırmıştır. Sultanahmet Sanat Enstitüsü’nün Özel Tesviyecilik Bölümü’ne girmiş, 1946 yılında mezun olmuş ve Devlet Deniz Yolları’na işe girmiştir. 1948’de istifa ederek bir süre Evren Çivi Fabrikası’nda kalıpçılık yapmıştır. Edebiyata daha öğrenci iken merak salıp eserler vermeye başlayan Özkişi’nin yayınlanmış birçok romanı ve hikâyesi bulunmaktadır. Cerrahpaşa Hastanesi’nde hayatını kaybeden yazarın cenaze namazını Mehmet Zahit Kotku kıldırmıştır. Özkişi, Edirnekapı Mezarlığı Sakızağacı Şehitliği’ndeki baba ve annesinin mezarlarının bitişiğine defnedilmiştir.

 

Mehmet Nurettin Cerrahî: Mutasavvıf ve hattat olan şair (1678-?-1721) Nuri mahlasıyla şiirler yazmıştır. Tarikata intisabıyla Karagümrük semtinde Canfeda Hatun Camii’nin sağ yanında Bakkal İsmail Efendi adında bir zat tarafından yaptırılan eve yerleşerek ibadet ve irşatla meşgul olan şair Osmanlı coğrafyasının farklı bölgesinde irşat faaliyetinde bulunmuştur.

 

Mustafa Refik: Şiirlerinde Refik mahlasını kullanan divan şairi Hacı Murat Ağazâde Refik (1829 – 1900) tahsilini tamamladıktan sonra Kayınpederi Bosnalı Vezir Âgâh Paşa’nın Hicaz ve İşkodra valilikleri sırasında onun mühürdarlığında bulunmuştur. Tasavvufla ilgili manzum ve mensur basılmamış bazı eserleri bulunan şair ömrünün son yıllarını Karagümrük’te geçirmiş vefatıyla Karagümrük’e defnedilmiştir. 

 

Müjdat Gezen: Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden biri olan oyuncu, yönetmen, öğretmen, yazar Müjdat Gezen (1943 -) Fatih’te dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Hırka-ı Şerif ve Karagümrük İlkokulu; ortaöğrenimini Vefa Lisesi’nde tamamlamıştır. Ömrünün ilk yıllarında Karagümrük’te oturan Müjdat Gezen, babasının teşvikiyle 1960’da Yeşil Sahne ve Halkevi’nde tiyatroya girmiştir. 

 

Orhan Okay: Yeni Türk Edebiyatı sahasının önemli isimlerinden biri olan, M. Orhan Okay (1931-2017) İstanbul’un farklı semtlerine dair anılarını da kaleme almıştır. Edirnekapı Ortaokulu’nda ve Vefa Lisesi’nde okumuştur. Yayınlanmış birçok eseri olan Okay, edebiyat araştırmacıları için bir rol model olarak her mahfilde anılan bir kıymettir.

 

Rıfat Ilgaz: Şair, yazar, eğitimci, gazeteci Mehmet Rıfat Ilgaz (1911-1993) Kastamonu’nun Cide ilçesinde dünyaya gelmiştir. Ortaokula Kastamonu’da başlayan Ilgaz’ın çocukluğu savaşların acıları, yoksulluğu içinde geçmiştir. 1928’de babasının vefatı üzerine girdiği yatılı eğitim veren Kastamonu Muallim Mektebi’ni 1930’da bitirmiştir. Ilgaz, 1936’da girdiği Gazi Eğitim Enstitüsü’nden 1938’de mezun olur ve Adapazarı’na Türkçe öğretmeni olarak atanmıştır. Birçok şehirde öğretmen olarak çalışan Rıfat Ilgaz, sağlık sebeplerinden dolayı 1939 yılının Ekim ayında Karagümrük Ortaokulu’nda göreve başlamış, bir süre burada çalışmıştır. Toplumcu gerçekçi sanat anlayışının önemli isimlerinden biri olarak gösterilen Rıfat Ilgaz ilk kitabı Yarenlik’te bulunan “Son Sigara”, “Edirnekapı Tramvay’ı”, “Kapalıçarşı”, “Beyazıt Kahvelerinde”, “Mahallemiz” adlı şiirlerinde İstanbul hayatının ve insanının izlerine yer vermiştir. Beş bölüm olan “Edirnekapı Tramvayı” şiirinin her bölümünde tramvaydaki bir İstanbullunun yaşamından kesitler verilmiştir. “Karartma Geceleri”nde Sultanahmet, Aksaray, Edirnekapı, Cibali, Cağaoğlu, Nuruosmaniye, Ahırkapı, Saraçhane, Karagümrük gibi Fatih’in birçok semtine yer vermiştir.

 

Selahattin Hilav: Felsefeci, çevirmen, yazar Abdullah Selahattin Hilav (1928- 2005), Çarşamba İlkokulu’nu, Karagümrük Ortaokulu’nu İstanbul Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirmiştir. Gazetecilik ve çevirmenlik yapan Hilav çeşitli sözlük ve ansiklopedilerinde redaktör olarak çalışmış, bazı dergileri de yönetmiştir. Mehmet Seyda’nın Edebiyat Dostları kitabında Fatih’in kenar semtinde geçen çocukluk günlerini şöyle anlatmıştır: “Fatih’te geçen ilkokul döneminde Salahattin çok iyi bir öğrenci; çalışkan ve uslu. Ortaokulu Karagümrük’te okuyor ve burada Türkçe öğretmeni Rıfat Ilgaz, onun üzerinde olumlu bir etki bırakıyor Ilgaz gerçi derslere az gelmiştir, Selahattin’e uzun süre öğretmenlik etmemiştir yeni yayınlanan ilk şiir kitapları gencecik öğrenciyi adeta büyülemiştir ve onun bir kara kış günü Okula tırıl, ceketsiz gelişini hiçbir zaman unutamayacaktır. Necat Erder’i, Nusret Beygo’yu da içine alan bu küçücük grup, Rıfat Ilgaz’ın şair ve öğretmen yanlarına taparlar.”

 

Tanju Cılızoğlu: Çocukluğu İstanbul Karagümrük’te geçen, ilk tahsilini burada yapan Vefa Lisesi mezunu gazeteci, yazar Tanju Cılızoğlu’nun (1936- 2021) çeşitli süreli yayınlarda yazıları yayınlanmıştır. Gazetelerde idari görev de alan Cılızoğlu, dahil olduğu siyasi hareketlerden dolayı 12 Mart döneminde Sansaryan Han’ında uzun süren gözaltı alınmış bu günlerini de “Balyoz” adlı uzun hikayesinde anlatmıştır. Eserlerinde toplumcu gerçekçi bir tavır takınan Cılızoğlu’nun yayınlanmış birçok kitabı vardır.

 

Turgut Uyar: İkinci Yeni’nin, Edip Cansever ve Cemal Süreya ile birlikte öncü şairlerinden olan Turgut Uyar (1927- 1985) toplumsal konuları işleyen şiirlerinin yanında insanın iç dünyasını, yalnızlığını dilde ve duyarlıkta yeni imkânları zorlayan bir anlayışla kaleme aldığı şiirleri hâlâ ilgiyle okunmaktadır. Fatih Belediyesi tarafından basılan Turgay Anar’ın Hafıza ve Miras, Fatih’in Edebiyat Durakları kitabında Turgut Uyar ve evi şöyle anlatılmıştır: “İkinci Yeni şiirinin sakin ve imge yüklü bir şiir ırmağı olan Turgut Uyar’ın eski zamanların hatıralarıyla yüklü olan evi, Vaiz Sokağı’nda, 70 numaradadır. Bu ev, onun şiirine malzeme olacak kadar değerlidir. (…) Şairin evinin yer aldığı ve şiirinde geçen Vaiz Sokak’ta günümüzde 70 numaralı bir ev yoktur. Muhtemelen sokağın 40 numaradan sonraki evleri, Hoca Çakır Caddesi’ne dâhil edilmiştir. Caddenin sağından yürüdüğümüzde mavi beyaz boyalı bir ev ve son derece huzurlu ve sakin bir sokak karşımıza çıkar. Bu ev, Turgut Uyar’ın mesut saadetlerini biriktirdiği ve üzerine şiir yazılan o güzel ev olmalıdır. Fatih’te eğitim alan, hayatının önemli vakitlerini burada geçiren şairin henüz kanat hareketleri yaptığı sırada yazdığı şiirlerde, yaşadığı semtin insanlarının özlemleri, sevinçleri, arzuları yer alır.” Uyar’ın “Edirnekapı Üstüne Şiir”inden Edirnekapı, İstanbul denince akla gelen ilk yer olarak anlatılmıştır: 

İstanbul dediler mi benim aklıma,

Vaiz sokağı gelir hemen.

Edirnekapı gelir, evimiz gelir (…)

Burası Hasan Efendinin kahvesi Edirnekapı’da,

Bu taşçı Kemal, çocukluk arkadaşım.

Bulutu Haliç’ten, rüzgârı Boğaz’dan

Bir baygın gün içindeyiz, yazdan.”

 

Uğur Arslan: Şair, sunucu, TV programı yapımcısı Uğur Arslan’ın (1972 -) çocukluğu Karagümrük’te geçmiştir. Karagümrük Muallim Naci İlköğretim Okulu’nda öğrenimine başlamıştır. İstanbul Üniversitesi Sakarya Kampüsü Makine Meslek Yüksek Okulu’ndan mezun olunca bir süre bir fabrikada çalışmıştır. Daha sonra sunuculuk ve spikerlik idealini gerçekleştirmek için fabrikadan ayrılıp çeşitli radyo ve televizyonlarda çalışmıştır. “Karagümrük Yanıyor” şarkısıyla meşhur olan Uğur Aslan’ın serbest ölçüde yazdığı şiirlerini seslendirdiği albümleri vardır.

***

Akademimizin önemli isimlerinden Prof. Dr. Abdullah Uçman, Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Recep Duymaz, Prof. Dr. Turgay Anar, Doç. Dr. Yasin Beyaz gibi birçok isim farklı zamanlarda Edirnekapı, Karagümrük’te ikamet etmiştir. 

Start typing and press Enter to search