ÇEMBERLİTAŞ’A TATLI BİR YOLCULUK
İstanbul’un tarihî dokusuyla iç içe geçmiş olan Çemberlitaş, sadece geçmişin izlerini taşıyan binalarıyla değil, aynı zamanda modern dokunuşlarla şekillenen lezzet duraklarıyla da dikkat çekiyor. Bu duraklardan biri ise Gazi Atik Ali Paşa Camii’nin avlusunda bulunan Bena Dondurmacısı. Sultanahmet çevresinde yapacağınız bir gezinti sonrasında Gazi Atik Ali Paşa Camii avlusuna bakan ufak ama bu huzurlu bahçede yiyeceğiniz bu dondurmanın tadı, damağınızda kalıyor. Özellikle yaz aylarında, turistlerin ve yerel halkın ilgi odağı hâline gelirken lezzetli ve doğal içerikleriyle de fark yaratıyor. Bena Dondurmacısı’nın sahiplerinden Nail Bıçak ile konuşup, bu lezzet yolculuğunun hikâyesini dinledik…
Bu işe nasıl başladınız?
2005’te bu işe kardeşim sayesinde başladık. Üsküplü bir aileyiz ve dondurmamızın lezzeti memleketimize dayanıyor. Dondurma ile başladığımız yolculuğumuza sütlü tatlılarla devam ettik. Sütlü tatlıların yanında şerbetli tatlı çeşitlerimizde bulunuyor.
Doğallık ve Tazelik Ön Planda
Dondurmalarınızın bu kadar popüler olmasının sebebi nedir?
Yirmi yıldır değişmeyen bir lezzeti olması. Dondurmamızın reçetesi kuruluş tarihinden bu yana aynı. Süt, şeker pancarı ve salep gibi temel malzemelerle hazırlanıyor. Doğal meyveler kullanıyoruz ve hiçbir katkı maddesi eklemiyoruz. Sadece kaymaklı değil birçok çeşitte dondurmamız bulunuyor. Yazın özellikle çeşitlerimiz artıyor. Dondurmalarımızın yanında mutlaka tatlı oluyor. Sütlü tatlılarımızın tüm çeşitleri, şerbetli tatlıların ise 3-4 çeşidi bulunuyor. Müşterilerimize de isteklerine göre servis ediyoruz. Dondurmamızın doğal içeriklerle hazırlanması yıllardır bu sektörde olmamızın en önemli nedeni.
Bu kadar küçük bir mekânda yoğunluğun üstesinden nasıl geliyorsunuz?
Bizim için işin püf noktası ekip çalışması ve hızlı olmak. Mekânımız küçük, içeride aynı anda en fazla 3-4 kişi sipariş verebiliyor. Bu nedenle her bir müşteriyle hızlı ama özenli bir şekilde ilgilenmeye çalışıyoruz. Al götür konseptiyle çalışıyoruz, bu da müşterilere pratik bir deneyim sunuyor. Camii avlusunda oturup dondurma veya tatlılarını huzurlu bir ortamda yeme şansı buluyorlar. Bu mekânın tarihî dokusu, müşterilerimize sunduğumuz deneyimi zenginleştiriyor. İnsanlar burada sadece bir dondurma yemiyor; aynı zamanda tarih ve huzur dolu bir atmosferde vakit geçiriyorlar.
Lezzetimizle Fark Yaratıyoruz
Müşterilerinizin ilgisini sürekli nasıl canlı tutuyorsunuz?
Lezzetimizle fark yaratıyoruz. Elbette insanlar buraya sadece dondurma veya tatlı yemek için değil, aynı zamanda bu huzurlu ve nostaljik deneyimi yaşamak için geliyorlar. İstanbul’un dört bir yanından, hatta şehir dışından gelenler var. Hatta bazı müşterilerimiz sadece bizim dondurmamız için yolculuk yapıyor. Doğal malzemeler, eski reçeteler ve samimi hizmet anlayışı bu ilgiyi canlı tutuyor.
Gelişen teknolojiye ayak uydurabiliyor musunuz? Teknoloji ile aranız nasıl?
Kuruluşumuzdan bugüne kadarki grafiğe baktığımızda teknolojiden ne yazık ki muzdaribiz. Biz teknolojiye yetişemiyoruz, kullanamıyoruz. Sosyal medya sayesinde adımızın daha geniş kitlelere ulaştığını biliyoruz, farkındayız. Çok fazla paylaşım yapılıyor. 2 buçuk milyon izleyiciye ulaşan videolarımız var fakat teknolojiyi kullanamadığımız için biz hâlâ geleneksel yöntemlerle ilerliyoruz.
Siz aynı zamanda Kapalıçarşı esnafı da sayılırsınız. Burada çalışmanın sizce önemi nedir?
Burada ticaret bambaşka. Kapalıçarşı’da olmak çok ayrı bir duygu. Buradaki ahbaplığı ve dürüst ilişkileri başka yerde bulamayız. Biz buranın yerlisiyiz, çocukluğumuz burada geçti. Babam da burada esnaf, ayakkabıcılık işiyle uğraşıyordu. Bu nedenle yazın hep bu çevrede, Gazi Atik Ali Paşa Camii avlusundaydık. İnsanı yaşadığı, büyüdüğü yerler etkiliyor tabii.