Raylar ve Meydanlar: Tarihî Yarımada’da Demiryolu ve İstasyon Meydanlarının İzleri
Tarihî Yarımada, İstanbul’un kentsel belleği ve dokusunda yalnızca surları, sarayları, dinî ve sivil mimari yapılarıyla değil, modern ulaşım altyapısının izlerini taşıyan demiryolu hattı ve istasyonlarıyla da özel bir yere sahiptir. 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme adımları doğrultusunda inşa edilen Sirkeci-Yedikule hattı, İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan Rumeli Demiryolu’nun bir parçası olarak, kente yeni bir ulaşım imkânı sunmakla kalmamış, uğradığı semtlerin mekânsal ve sosyal yapılarını da yeniden şekillendirmiştir. Bu süreçte, hat üzerinde konumlanan istasyonların yakınında bulunan kentsel açık alanlar ve mekânlar istasyon meydanı kimliğini üstlenmeye başlamıştır. Sirkeci’den başlayarak, İstanbul Kara Surları’nda Yedikule’ye kadar uzanan bu kesimindeki hattın her bir istasyonu, ilişkili olduğu meydanıyla hem tarihi hem de mekânsal bir anlatı sunmaktadır. Bu öz çalışma, Tarihî Yarımada’daki Rumeli Demiryolu hattında rayları takip ederek ve tarihî haritalar ile güncel hava fotoğraflardan yararlanılarak istasyon meydanlarının izlerine kısa bir ışık tutmayı amaçlamaktadır.
Rumeli Demiryolu Hattı
Demiryolları, 19. yüzyılda Tanzimat Fermanı ile Osmanlı İmparatorluğu’nda bir yenileşme hareketi olarak kabul görmüş ve sultanların neredeyse tamamı demiryolu seferberliğine dahil olmuştur (Yavuzarslan, 2021). Bu süreçte inşa edilen en önemli hatlardan biri de Sultan Abdülaziz’in İstanbul’u Balkanlara ve Avrupa’ya bağlama düşüncesiyle planlanan, batıdaki ilk Osmanlı hattı olan Rumeli Demiryolu Hattı projesidir (Şekil 1). 1869’da inşasına başlanan hattın ilk bölümü olan Yedikule-Küçükçekmece kesimi 1871 yılında faaliyete açılmış (Akbulut, 2010), fakat açıldıktan kısa bir süre sonra Yedikule’nin şehir merkezine uzaklığı sebebiyle eleştirilmiştir. Bunun üzerine hattın Yedikule’den Sirkeci’ye uzatılmasına yönelik öneri geliştirilmiş, fakat güzergâhın Saray-ı Hümayun’un (Topkapı Sarayı) bahçesinden geçerek bazı köşkler ve bahçelerin yıkılacak olması büyük tartışmalara yol açmıştır. Dönemin padişahı Sultan Abdulaziz’in “Memleketime şimendiferler yapılsın da isterse sırtımdan geçsin, razıyım” sözleri tartışmalara son vermiş, böylece hat Yedikule’den Sirkeci’ye uzatılmıştır (Özkan Aygün, 2010). Bunun üzerine Yedikule’nin doğu yönünde, Kocamustafapaşa, Yenikapı, Kumkapı, Cankurtaran ve gar yapısının bulunduğu Sirkeci istasyonları eklenmiştir. Çalışmaların tamamlanmasıyla demiryolu hattı 1872’de yer yer sahil surlarının üzerinden ilerleyerek kente dahil olmuştur (Şekil 2). Bu süreç, bir taraftan İstanbul Tarihî Yarımada’nın sahil surları ve kapıları aracılığıyla Marmara Denizi ile kurduğu özgün mekânsal ve sosyo-ekonomik ilişkileri zedelerken, öte yandan istasyonlarla ilişkili mevcut açık alanları ve meydanları, insan hareketliliğinin odağında, yeni etkileşim mekânları olarak, yeniden şekillendirmiştir. Demiryolu hattının başlangıcını ve sonunu simgeleyen Sirkeci Garı, İstanbul’un ve Anadolu toplumunun “Batıya açılan kapısı”, Avrupalılar içinse dikkat çekici mimari üslubuyla “Doğunun kapısı” olarak anlam kazanırken (Durmaz, 2019), hattın semt ölçeğinde hizmet eden istasyonları ise yakın ilişkideki kamusal açık alanlar ve meydanlarla birer bütünleşik kimlik oluşturmuşlardır. 1955 yılında hat, elektrifikasyon altyapısıyla yenilenerek, Sirkeci-Halkalı Banliyö Treni’ne hizmet vermiştir (Şekil 3). Marmaray projesi kapsamında 2013 yılında kapatılan bu hattın devre dışı kalan Sirkeci-Kazlıçeşme arası ayrı bir raylı sistem (U3/T6) projesiyle 2024 yılında hizmete açılmıştır.
Tarihi Haritaların İzinden İstasyon Meydanları
Çalışmanın bu bölümünde, demiryolu hattının Tarihî Yarımada (bugünkü Fatih İlçesi) içinde yer alan istasyonların yakın çevresinde yer alan meydanlar ve açık alanlar Mühendishane-i Hümayun (1845), Ayverdi (1875-1882) ve Alman Mavileri (1909-1910) haritaları ışığında analiz edilerek güncel hava fotoğraflarında konumları ortaya konulmaktadır. Hattın, üst ölçekli ilişkileri nedeniyle, Sirkeci ve Yenikapı istasyonları inceleme kapsamı dışında bırakılmıştır. İstasyonların yer seçim nedenleri hakkında açıkça bilgi bulunmamakla birlikte, çoğunun ilgili semtin bir açık mekânı veya bir meydanla yakın ilişkide konumlandığı öngörülebilir. Geçmişte referans bir meydan izi bulunmayanlarda ise meydan oluşumu istasyonla birlikte gerçekleşmiştir. Tıpkı surların içinden ilerleyen demiryolu gibi, meydanlar da zamanla kendilerini var etmiş, kente entegre olmuşlardır.
Yedikule İstasyonu, önceleri bostan olarak kullanılan bir alanda konumlanmıştır. İncelenen diğer istasyonlardan farklı olarak hem tarihsel hem de mekânın biçimlenişi açısından özgün bir yapıya sahiptir. Ayverdi Haritaları’nda, istasyonun kuzeybatısındaki Hacı İlyas Camii ile istasyon arasında kalan alan “İstasyon Meydanı” olarak geçmektedir (Şekil 4). Süreç içinde TCDD’nin istasyon yapılarının kuzeydoğu yönünde eklendiği bu alan, günümüzde, otopark alanı olarak işlevlendirilmiştir. Ayrıca, bugün endüstri mirası olarak kabul edilen, montaj ve bakım işlemlerinin gerçekleştiği Cer Atölyeleri istasyonla ilişkili şekilde demiryolunun Marmara Denizi yönünde inşa edilmiştir (Çobanoğlu & Yılmaz, 2017). Ancak Bakanlar Kurulu kararıyla 2006 yılında 11 numaralı yenileme alanı olarak ilan edilen (İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı, 2018) bu atölyelerin de içinde bulunduğu alan yakın zamanda özel bir konut alanı projesi içinde kalmıştır. Bu sebeple istasyonun kıyıyla ilişkisi de önemli ölçüde kopmuş durumdadır.
Yedikule’den sonra ikinci istasyon olan Kocamustafapaşa, Marmara Sahil Surları’nın Samatya Kapısı ve tarihî Samatya İskelesi ile ilişkilidir (Şekil 5). 1875 Ayverdi Haritası’nda istasyonun güneyinde, sahilde yer alan meydanın tarihî iskele meydanı olduğu tespit edilmiştir. Tarih boyunca sur kapısından geçtikten sonra semt ve iskele arasında bir kıyı meydanı olarak işlevlenen alan, demiryolunun gelişiyle birlikte aktarma, buluşma, dağılma ve karşılaşmaların gerçekleştiği canlı bir kamusal mekân hâline dönüşmüştür. Ancak 1950’li yıllarda Florya’dan Sirkeci’ye değin kıyının doldurulmasıyla geçirilen transit niteliğinde çok şeritli sahil yolunun inşası sonrası kıyı ile ilişkisinin kopması sonucu tanımsız bir alan hâline gelerek geçmişteki işlevini kaybetmiş, günümüzde ise otopark alanı olarak kullanılmaya başlamıştır.
Kumkapı İstasyonu adını sahil surların beşinci kapısı olan Kumkapı’dan almaktadır. Burası yalnızca bir semt değil, aynı zamanda Konstantinopolis’in Kontoskalion Limanı’nın -Osmanlı dönemindeki adıyla Kadırga Limanı- hatıralarını taşıyan bir alandır. İstasyon ile ilişkili olan ve hemen kuzeyinde yer alan meydan, demiryolu ile kendini var ederek kente entegre olmuştur. Ördekli Bakkal Sokak ile Kumkapı Meydanı’na bağlanan bu istasyon meydanı, çevresinde barındırdığı sivil mimari yapılar, ticari kullanımlar ve Tavaşi Süleymanağa Camii gibi işlevlerle semtin demiryolundan girişini tanımlamaktadır. Meydanın eski sınırı tarihî haritalarda net olarak okunmaktadır (Şekil 6). Ancak günümüzde, araçların park ettiği niteliksiz bir kullanıma sahiptir. Bununla birlikte demiryolunun getirdiği fiziksel sınırlar mahalle ile kıyı arasındaki bağı zedelemiş, demiryolu hattının duvarlarına ek olarak kıyı dolguları ve transit araç yollarının ağırlığı altında, geçmişteki bağlarını kaybetmiştir.
Cankurtaran İstasyonu, Kumkapı ile Sirkeci istasyonu arasında yer alan, ayrıca Ayasofya, Sultanahmet gibi önemli ziyaret odaklarıyla bağlantılıdır. Mühendishane-i Hümayun haritasında, istasyon meydanının tarihî Ahırkapı Meydanı’nın izinde şekillendiği görülmektedir. Meydanın sınırlarını Sur-u Sultani’nin ve demiryolu hattının oluşturması sebebiyle günümüze kadar varlığını sürdürmüştür (Şekil 7). Tarih boyunca semt ile kıyı arasında bir buluşma alanı olan meydan, filmlere konu olan, kullanımıyla kentsel bellekte derin izler barındıran istasyonlardan biridir. Ancak bugün Topkapı Sarayı yönünden İshak Paşa Caddesi’nden sahile yönelen araç trafiğinin yoğunluğu altında otopark ve ulaşım kavşağı olarak kullanılan meydanın tarihsel kimliği gölgelenmiştir.
İstasyonlarla ilişkili meydanlarda yaşanan çöküş birdenbire olmamıştır. Özellikle sahil yolunun inşası, otomobil sahipliliğinin artışı ve günlük kent içi yolculuklarda otomobil kullanımının artması, kamusal mekânların kullanım biçimlerini değiştirmiş; birçok meydan ve açık alan, yaya kullanımından uzaklaşarak araçların kontrolüne geçmiştir. Bununla birlikte, Sirkeci-Yedikule hattının âtıl kalma sürecine ek olarak, yıllar içinde hat üzerindeki semtlerde gerçek sahiplerinin büyük bölümünün ayrılması ve İstanbul’a göç edenlerin barındığı semtlere dönüşmesiyle sahiplenmenin azalması, kuralsız yapılaşma gibi etkenlerle bu alanların işlev kaybı hızlanmıştır. Bunun sonucu olarak, kimi durumlarda bu meydanlar işlevsizleşmiş veya yapılaşarak ortadan kalkmıştır. Bugün, yeniden açılan hatla birlikte her bir istasyon sur kapılarına ek olarak Tarihî Yarımada’ya raylı sistemle dahil olunabilecek kapıları tekrar gündeme getirmiştir. Özellikle Yedikule, Kumkapı ve Cankurtaran istasyonlarının ilişkili oldukları açık kentsel mekânların, yeniden istasyon meydanı kimliklerine kavuşma potansiyellerini barındırmasıyla, bu meydanların kentsel yaşama dahil edilerek kolektif bellek ve geçmişin anılarıyla buluşturulması açısından roller üstlenmesi mümkündür. Bu potansiyellerin Tarihî Yarımada’nın lastik tekerlekli araçlar tarafından çiğnenmesini kısıtlayacak politikalarla birlikte düşünülerek değerlendirilmesi ve bu alanların, geçmişte olduğu gibi, kentle bütünleşik birer kamusal mekâna dönüştürülmesi, tarihi sürekliliğin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir.
KAYNAKLAR
– Akbulut, G. (2010) Siyasi Coğrafya Açısından Türkiye’de Demiryolu Ulaşımı, Anı Yayıncılık, Ankara.
– Özkan Aygün, Ç. (2010) İstanbul ve Demiryolu Taşımacılığı. https://kentvedemiryolu.com/marmaray-topkapi-sarayi-altyapisina-zarar-verecek-demistik/ adresinden 26 Kasım 2024 tarihinde erişilmiştir.
– Çobanoğlu, A.V. ve Yılmaz, H.F. (2017) Yedikule Demiryolu Tesisleri (Cer Atölyeleri) Sanat Tarihi Raporu. http://www.erhanuludag.com/tr/yedikule-demiryolu-tesisleri-cer-atolyelerisanat-tarihi-raporu/ adresinden 26 Kasım 2024 tarihinde erişilmiştir.
– Durmaz, S. (2019) “Avrupa’nın İlk Durağı: Sirkeci Garı”, Yerel Kimlik Dergisi, Çekül Vakfı, İstanbul, ss.4-11.
– İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı, 2018.
– Olgun, İ., Dinç, S., Altıner, D., Kayan, H. Z., Seçkin, N., & Turgut, E. (2021) Kentsel Tasarım Rehberinde Mahalle Ölçeği ve İstasyon Meydanları. İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yayınları.
-Yavuzarslan, E. (2021) 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’ndakı̇ Demı̇ryolu Seferberlı̇ğı̇ Ve Başkent İstanbul’un Kentsel Dönüşümüne Katkıları, Gece Kitaplığı, Ankara.
URL:
Atatürk Kitaplığı. (t.y.). Atatürk Kitaplığı. Aralık 3, 2024 tarihinde 1913 Alman Mavileri Haritası: https://ataturkkitapligi.ibb.gov.tr/tr/Kitaplik/Yayinlar/PDF-Incele/Alman-Mavileri-1/52 adresinden erişilmiştir.
BSA. (t.y.). British School at Athens. Aralık 3, 2024 tarihinde 1863 Stolpe Map: https://www.bsa.ac.uk/2022/06/08/map-annotations/ adresinden erişilmiştir.
Flaps Club. (t.y.). Flaps Club. Aralık 1, 2024 tarihinde https://flaps.club/banliyo-treni/ adresinden alınmıştır.
Google Earth. (2024). Google Earth. Google Earth: https://earth.google.com/ adresinden erişilmiştir.
MapWarper. (2024). MapWarper. Aralık 01, 2024 tarihinde 1922-1945 Pervititich Haritaları: https://mapwarper.net/layers/2042/ adresinden erişilmiştir.
Salt Arşiv. (t.y.). An Illustration of İstanbul. Kasım 24, 2024 tarihinde Salt Archive. adresinden erişilmiştir.
SALT. (t.y.). SALT. Aralık 1, 2024 tarihinde Ayverdi Haritaları E1 Paftası: https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/1811 adresinden erişilmiştir.
SALT. (t.y.). Salt Archive. Aralık 1, 2024 tarihinde Mühendishane-i Hümayun Haritası: https://archives.saltresearch.org/handle/123456789/103336 adresinden erişilmiştir.
ŞEKİLLER:
Yazı başlığı için önerilen görsel.
Şekil 1. 1888 yılında Rumeli Demiryolu Hattı’nın tamamlanan bölümleri (Yavuzarslan, 2021)
Şekil 2. 1899 tarihli Millingen haritasında, Rumeli demiryolu hattının Tarihî Yarımada surları ile kesiştiği noktalar.
Şekil 3. 1980’li yıllar, Sirkeci – Halkalı Banliyö Treni
Şekil 4. Yedikule İstasyonu: Solda 1875 Ayverdi Haritası (E1) (SALT, t.y.), ortada 1913 Alman Mavileri Haritası (Atatürk Kitaplığı, t.y.) ve sağda 2024 uydu görüntüsü (Google Earth, 2024)
Şekil 5. Kocamustafapaşa İstasyonu: Solda 1875 Ayverdi Haritası (E2 v e D2) (SALT, t.y.), ortada 1913 Alman Mavileri Haritası (Atatürk Kitaplığı, t.y.) ve sağda 2024 uydu görüntüsü (Google Earth, 2024)
Şekil 6. Kumkapı İstasyonu: Solda 1875 Ayverdi Haritası (B3) (SALT, t.y.), ortada 1913 Alman Mavileri Haritası (Atatürk Kitaplığı, t.y.) ve sağda 2024 uydu görüntüsü (Google Earth, 2024)
Şekil 7. Solda demiryolu geçmeden önceki durumu gösterir 1845 Mühendishane-i Hümayun Haritası (SALT, t.y.), ortada 1875 Ayverdi Haritası (SALT, t.y.) ve sağda 2024 uydu görüntüsü (Google Earth, 2024)