Balat’ta yaşamış kültür sanat insanları
Balat ve Ayvansaray’la Yolu Kesişen Kültür Sanat İnsanları
Tahsin Yıldırım
Balat, birçok şair ve yazara ilham kaynağı olmayı başarmış bir semt. Aynı zamanda da birçok sanatçıya ev sahipliği yapmış. Tarihi yarımadanın birçok muhitinde şahit olduğumuz bu zenginliği birbirinden ayrı ele almak sanırım çok doğru olmaz. Semtler sanatçılara, sanatçılar da semtlere kalıcı izler bırakmayı başarmışlardır.
1874 yılında İstanbul’u ziyaret eden Edmondo de Amicis’in, İstanbul’u anlattığı ve seyahatnameler arasında önemli bir yere sahip olan “İstanbul (Constantinopoli)” adlı eserinde Balat’ı “herkesin kendi bahtsızlığı ve fakirliği içinde yaşadığı bir semt” olarak anlatmıştır.
Haliç’in renkli ve hareketli semtleri olan Balat, Hasköy, Fener ve Ayvansaray’da yaşanan değişimler, geçmişten günümüze bu bölgenin insan coğrafyası Prof. Dr. Jak Deleon’un Balat ve Çevresi kitabında detaylıca anlatılmıştır.
İstanbul’da yıllarca yaşayan dilci ve İspanyol dili araştırmacısı Marie-Christine Varol’un İsis Yayınları tarafından Fransızca olarak İstanbul’da yayımlanan Balat isimli araştırmasında Balat’ın öyküsü anlatılmıştır. Kitabın önemli bir bölümü, Balat’ın Yahudi mirasını yansıtan fotoğraflardan oluşmuştur.
Gazeteci-yazar Suzan Nana Tarablus, Çek Kayıkçı Balat’a! kitabında yakın dönemlere kadar farklı saiklerle yurt dışına çıkmış Musevilere, sinagoglara, derneklere, okullara ve her şeye rağmen direnmeye devam eden insanlara ve yapılara yer vermiştir. Eserde kaybolmaya yüz tutan değerler ve mekânlarla birlikte, özellikle Rumlar, Ermeniler ve farklı milletlerle dayanışma içinde uzun yıllar Balat’ta yaşamış İstanbullu Yahudilerin hayat biçimine, geleneklerine ve göreneklerine, ritüellerine yer verilmiştir.
Mustafa Yoker, Kalimera Fener, Şalom Balat kitabında 1950’li 1960’lı yıllarda Unkapanı’ndan Ayvansaray’a kadar uzanan Haliç kıyısındaki tarihî semtlerde yaşayan farklı dinlerin mensupları ile Müslümanlar arasında yan yana yaşayarak oluşturdukları kozmopolit İstanbul kültürünü anlatmıştır.
Ahmet Faik Özbilge’nin kaleme aldığı Fener, Balat, Ayvansaray kitabında İstanbul’un her zaman dikkat çeken bu semtlerini karış karış dolaşarak günümüz insanına miras kalan tarihin yıpratıcılığına direnen sinagog, kilise, cami, saray, zindan, türbe, mektep, hamam ve çeşmelerin tarihlerini ve buradan geçen insanların hikâyelerini anlatmıştır. Bu eserde farklı dinlere mensup insanların birlikte yaşama kültürünün en güzel örneklerini verdikleri bu semtler tanıklıklarla kayda alınmıştır.
Balat’ta uzun yıllar yaşayan M. Orhan Okay Balat adlı eserinde hatıralarından hareketle semtin değişim, dönüşüm ve insanlarını anlatmıştır.
Balat ve Ayvansaray’da izlerini sürdüğümüz kültür sanat insanları
Aşkî-i Kadim: Asıl adı Muhammed Abdürrezzâk olan şairin hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. (15. yüzyıl başı ? -/1483’ten sonra ?). Bir süre Balat’ta yaşayan şair buraya Molla Aşki adıyla bilinen camiyi yaptırmıştır.
Ayvansaraylı Hafız Hüseyin /Hüseyin Ayvansarayî: Doğum tarihi tam tespit edilemeyen doğduğu semte istinaden Ayvansarayî olarak anılan yazar 1787 yılında ölmüş ve Zal Mahmut Paşa Camii’nin haziresine defnedilmiştir. İstanbul’u gezip dolaşan, gördüklerini, okuduklarını düzenli bir şekilde kaydeden bir gözlemcidir. İstanbul ve civarında bulunan cami, mescit, tekke gibi yapılar hakkında bilgi veren Hadîkatü’l Cevâmi iki ciltten oluşmaktadır. Bu kitapta II. Mehmet’ten bu yana İstanbul’da yapılmış hemen hemen tüm cami ve mescitler tanıtılmıştır. Yazarın bunun dışında birçok eseri de bulunmaktadır.
Baba Saffet: Cumhuriyet sonrasında tiyatrolarda küçük rollere çıkmasına rağmen dönemi itibarıyla meşhur olan, hayatı sıkıntılar içinde geçen, sağlıklı bir hayatı olmadığından bedenen çöken aktör Baba Saffet (1885-1937), sahnede aradığını bulamamış, yoksulluğun çirkefine gırtlağına kadar batmıştır. Hayatını sürdürmek için kendisi de himmete muhtaç olan tek dostu Mahmut Yesari’nin himayesinde bir süre Balat’ta yaşamıştır.
Bedros Baltazar: Osmanlı azınlık Türk tiyatrosunun önemli melodram ve operet sanatçılarından olan Bedros Baltazar (1866-1953) Leblebici Horhor Ağa operetinde Bostancıbaşı rolü̈ ile ün kazanmış bir sanatçıdır. Salmatomruk semtinde dünyaya gelen Baltazar uzun yıllar burada ikamet etmiştir.
Cafer Çelebi: Tâcîzâde Cafer Çelebi (Ağustos 1452 – 18 Ağustos 1515) devletin farklı kademelerinde çalışmış bir şairdir. Yavuz Sultan Selim devrinde yeniçerileri isyana teşvik ettiği gerekçesiyle idam edilmiş ve Fener sırtlarında inşa ettirdiği mescidin haziresine defnedilmiştir.
Cenap Şehabettin: Şair, yazar, hekim Cenap Şahabettin (1871-1934), babasının şehadeti üzerine altı yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul’a gelmiştir. Ercüment Ekrem Talu’nun ifadesiyle “Heyecanlarını yüksek, ince ve güzel olan her şeyden alan bir ruh”a, “bakışlarında, erken yetim kalmanın bıraktığı bir mana-yı elemle daha cazip görünen bir çift göz”e sahip Cenap, altı yaşında iken annesiyle İstanbul’da Balat’a yerleşmiş, çocukluğu burada geçmiştir.
Cinuçen Tanrıkorur: Bestekâr, ud virtüözü, müzikolog ve şarkı sözü yazarı Cinuçen Tanrıkorur (20 Şubat 1938 – 28 Haziran 2000) uzun yıllar TRT’de görev yapmış, müzik hayatı boyunca yüzlerce besteye imza atmıştır. Prof. Dr. Orhan Okay’ın anlatımına göre, uzun yıllar Balat ve civarında yaşamış her milletin kendi öz kültüründe şekillenen duygunun terennümü olan müziği her zaman öncelemiş bir aydındır.
Emin Haki: Balat’ta Hacı İsa Mahallesi’nde 16 Ekim 1889 doğan Aziz Mahmut Hüdaî türbedarı Hafız Hüseyin Avni Efendi’nin oğlu Emin Haki, Mart 1921’de Üsküdar’da Haşim Baba Dergâhı haziresine defnedilmiştir. Ömrü yoksulluk içinde geçen Emin Haki’nin tedavisi için evin bütün eşyası, hatta askerden hatıra olarak sakladığı potinleri bile satılmış, buna rağmen vereme çare bulunamadığından vefat etmiştir.
Eleonora Arhelaou: Fener’de doğan ressam Eleonora Arhelaou (1937-2021) çocukluğunu Talimhane’de geçirmiştir. Tahsilini büyük oranda yurt dışında yapan sanatçı İstanbul ile bağını koparmamış, şehrin zamanla geçirdiği değişim ve dönüşümü belgeleyen fotoğraflar çekmiştir. 1970’li yıllardan 1998’e kadar Beyoğlu, Tarlabaşı, Tepebaşı, Karaköy, Balat, Edirnekapı, Gedikpaşa, Heybeliada, Kurtuluş ve Talimhane semtlerinde özellikle Rum mirasının izini süren Arhelaou’nun çektiği 5 binden fazla fotoğraf SALT Araştırma’ya bağışlanmış ve internet erişime açılmıştır.
Fatma Güner:16 Mart 1926’da Giresun’da dünyaya gelen öğretmen yazar Fatma Güner 5 Aralık 2004’te vefat etmiştir. 1960’tan sonra Balat’ta öğretmenliğe başlamış, bu yıllarda açılan gece derslerinde okuma yazma kampanyasında gönüllü olarak çalışmıştır. Emekliliğinde, Balat’ın ilk kadın muhtarlardan biri olarak mahalleye hizmet etmiştir.
Fethi Naci: 3 Nisan 1927’de Giresun’da doğmuş, 23 Temmuz 2008’de İstanbul’da vefat etmiştir. Uzun yıllar Ayvansaray’daki Güven Çeltik ve Bulgur Fabrikasında muhasebe şefi (1950-58) olarak çalışan Fethi Naci, 1940 yılından itibaren çeşitli dergilerde yayımlanan eleştiri yazıları ile tanınmış, birçok esere imza atmıştır.
İbrahim Ethem Hâlis Efendi: Binbaşı Hasan Bey’in oğlu olan Hâlis Ethem Efendi 21 Ocak 1853’te Ankara’da doğmuştur. Kısa süre sonra İstanbul’a taşınan Halis Beyin ailesi Ayvansaray’a yerleşmiş ve onu Ayvansaray Rüşdî Mektebi’nde okutmuştur. Tahsili sonrası bazı memuriyetlerde bulunan Halis Ethem Bey 24 Nisan 1917’de burada vefat etmiş Eyüp’te imaret karşısındaki kabristana defnedilmiştir.
Hasan Öztoprak: Balat’ta 17 Aralık 1957’de doğan Hasan Öztoprak çeşitli yayınevlerinde yöneticilik yapmıştır. Farklı edebî türlerde eserleri olan Öztoprak’ın şiir ve romanlarının ilham kaynaklarından biri İstanbul’dur.
Hüseyin Movit: 9 Ocak 1940’ta Cihangir’de doğan Hüseyin Movit 30 Eylül 2011’de vefat etmiştir. Balat’a damat gelen Movit, Haliç’in Cefasını Çeken Balat’ın İnsanları kitabıyla Balat’ı ve Balat’ın önemli simalarını anlatmıştır. Türkçeye sahip çıkmış bir kültür insanı olan Hüseyin Movit farklı süreli yayınlarda tanıdığı kişilere, gördüğü mekânlara dair anılarını kaleme almıştır. Haliç Spor Kulübü idareciliği ve Balat-Fener Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığı da yapan Hüseyin Movit İstanbul’un ve Balat’ın değerlerinden biridir.
İlyas Bayar: Kanaat Kitabevi’nin kurucusu (1898) ve aile boyu Balatlı olan İlyas Bayar (Eliya Behar, 1880-1945) Salmatomruk’ta doğmuş bir süre burada yaşamıştır. Latin harflerinin kabulünden sonra yaptığı yayınlarla atılım yapmıştır. İlyas Bayar’ın ölümünden sonra işleri devralan oğlu Aslan Bayar’ın ölümüyle 1994 yılında Kanaat Kitabevi tasfiye edilmiştir.
İsmail Hakkı Bey [Aksoy]: Muallim İsmail Hakkı olarak tanınan İstiklal Marşı’nı da besteleyen İsmail Hakkı Bey 1865’te Balat’ta doğmuş, bir süre burada yaşamıştır. 1927’de vefat etmiş, Eğrikapı Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Kevork Hovannesyan: Uzun yıllar Balat’ta yaşadığından Balatlı Kevork Tıbır olarak da tanınan Kevork Hovannesyan (1737-1811) birçok yabancı dile vakıf, Farsça sözlüğüyle tanınan bir müverrihtir.
Mardiros Minagyan: 1837’de Balat’ta doğmuştur. Bir sene kadar mektepte muallim yardımcılığı yapmış, aynı zamanda amatör olarak piyeslerde rol almıştır. İlk defa 1857’de Naum Tiyatrosu’nda Magakyan’la Ekşiyan’ın kurduktan kumpanyaya dâhil olmuştur. Ondan sonra bütün hayatını tiyatroya vakfetmiştir. Minagyan 22 Şubat 1920’de İstanbul’da vefat etmiştir.
Orhan Kemal: Çocukluğu ve gençliği Adana’da geçen Orhan Kemal (1814-1970) Adana’da iş umudu kalmadığından âdeta itildiği İstanbul’a gelince zor günler geçirmiştir. Orhan Kemal, Yazmak Doludizgin Günlükler ve Şiirler kitabında Balat günlerine dair anılarını anlatmıştır. Orhan Kemal’in 1954-1966 yılları arasında 12 yıl boyunca kiracı olarak oturduğu ev eski sigara fabrikasının (bugünkü Kadir Has üniversitesi) yakınlarında hâlâ ayaktadır. Orhan Kemal Müfettişler Müfettişi, Evlerden Biri, Sokakların Çocuğu, Suçlu adlı romanlarını bu evde yazmıştır.
Orhan Kemal, kurmaca metinlerinde de bu semtlere yer vermiştir. “Mavi Eşarp” öyküsünde Balat’tan şöyle bahseder: “Acı acı sidik kokan harap bir duvarın yanından, ufacık bir ampulün zorla aydınlattığı geniş bir meydanlığa çıktık. Bir yanımızda kayık, mavna leşleri, öbür yanımızda kim bilir hangi dış ülkeye yollanacak hurda demir yığınları. Hava mazot kokuyor, tozlu gecenin derinliklerinden fabrika iniltileri geliyordu.” “Tokat” öyküsünde de Pazarcı Kör Salih ile Balat kahvelerindeki aç ve parasız insanları anlatmıştır. Kara kuru ve kambur Süleyman’ın “Sevda”sının anlatıldığı öyküde Balat’taki meyhanelere yer verilmiştir. “Kardeş Payı” öyküsünde de Balat civarındaki kahve, meyhane ve İstikbal Hurda Demir Deposu anlatılmıştır. “Devlet Kuşu”nda Avare Mustafa’nın, Balat, Yenikapı, Kumkapı meyhanelerine kafayı çekmesi anlatılmıştır. Hem röportaj hem hikâye türünden özellikler taşıyan “İstanbul’dan Çizgiler”de yazar Fener, Balat, Ayvansaray’da kiralık evin bulunamadığından şikâyet etmiştir.
- Orhan Okay: Türk edebiyatı tarihçiliğinin önemli isimlerinden biri olan M. Orhan Okay 26 Ocak 1931 Balat’ta doğmuş, 13 Ocak 2017’de İstanbul’da vefat etmiştir. Birçok talebe yetiştiren ve Balat’a ait tanıklıklarının bir kısmını kayda geçiren Orhan Okay İstanbul’un farklı semtlerine dair anılarını da kaleme almıştır. Uzun yıllar Balat’ta yaşayan M. Orhan Okay Balat adlı eserinde semtin tarihini, coğrafyasını, toplumsal hayatını, geçirdiği değişimleri, insan tiplerini, sosyal atmosferini, doğal güzelliklerini, unutulan değerlerini, yeme içme kültürünü, gecesini gündüzünü, yazını kışını, folklorunu, eğlence hayatını bir yazar-edebiyatçı duyarlığı içerisinde, hatıralarına da yer vererek anlatmıştır.
Mehmet Rauf: 12 Ağustos 1875 ile 23 Aralık 1931 tarihleri arasında yaşamış olan Mehmet Rauf, Balat’ta Kesmekaya semtinde doğmuş, Balat’taki Defterdar Mahalle Mektebi’ni bitirmiş, ardından Soğukçeşme’deki Askerî Rüştiye’yi daha sonra da Bahriye Mektebi’ni bitirmiştir. Osmanlı coğrafyasının farklı yerlerinde görev almış, son olarak sefaret gemilerinin irtibat subaylığı ve protokol memurluğunu yapmıştır. Bir Zambak’ın Hikâyesi adlı eseri muzır bulunup toplatılınca askerlikle ilişiği kesilmiştir. Bundan sonra geçimini kalemiyle sağlamaya çalışmıştır.
Osman Cemal Kaygılı: Balat’ın yazarı Osman Cemal Kaygılı 4 Eylül 1890’da İstanbul Eğrikapı semtinin dışındaki Yenimahalle’de doğmuş, 9 Ocak 1945’te İstanbul’da vefat etmiştir. Osman Cemal, yazılarını ağırlıklı olarak kahvehanelerde yazmıştır. İstanbul’un hemen her tarafını, taşını toprağını insanlarıyla birlikte tanıtarak anlatmıştır. Balatlı olan Prof. Dr. M. Orhan Okay çocukluğunda Osman Cemal’i Balat sokaklarında gördüğünü yazmıştır.
Süleyman Erguner: 2 Ağustos 1902 tarihinde Fener sırtlarındaki bir semtte doğmuş 1957’de vefat etmiştir. Neyzenliğinin yanı sıra besteciliğiyle de bilinen Erguner radyonun aranan sanatçılarından biri olmuştur.
Vasfî: Şeyh Ali Vasfî Efendi 1851’de Balat’ta Kesmekaya Mahallesi’nde doğmuş 1910’da bir ziyaret için geldiği Balat’ta 1910’da vefat etmiştir. Tercümân-ı Hakîkat, Saâdet, Mürüvvet gazetelerinde edebî makaleler ve manzumeler yazan Vasfi, Muallim Nâci ile dostluklarından dolayı Nâci muarızlarının hicivlerine maruz kalmıştır.