SAĞIR HAN VE EİRENE KULESİ

Sağır Han ve Eirene Kulesi

Mina Asena Öztürk
İstanbul şüphesiz dünyadaki en önemli kentlerden biri olarak tarih boyunca pek çok han ve kervansarayı bünyesinde bulundurmuş ve Haliç’e ticaret için gelen Avrupa ve Doğu gemilerine ev sahipliği yapmıştır.
Osmanlı Devleti’nde hanlar, çeşitli vakıflar tarafından gelir elde etmek için inşa edilirdi ve birçoğunda konaklama hizmeti verilmezdi. Atölye, imalathane, dükkân, depo gibi işlevlere sahiplerdi. IV. Murad döneminde, Mahpeyker Kösem Sultan tarafından, vakfına gelir sağlamak için yaptırılan Büyük Valide Han klasik han işlevlerinin yanı sıra konaklama hizmeti de vermekteydi. İstanbul’a gelen seyyahlar, tüccarlar, zanaatkârlar, kervanlar ve yerli esnafın en çok tercih ettiği mekân olmuştu. İstanbul’un en büyük hanlarından birisi olan Büyük Valide Han’ın Valide ismini alması ise, Mahpeyker Sultan’ın, I. Ahmed’in eşi ve her ikisi de tahta çıkmış IV. Murad ve Sultan İbrahim’in annesi olmasından kaynaklanan “Valide Sultan” unvanıydı.
Büyük Valide Han tarihi yarımadanın kapsadığı Fatih ilçesinde, günümüzde de ticaretin merkezlerinden olan Mercan, Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı’na çok yakın bir lokasyon olan Çakmakçılar yokuşunda bulunmaktadır ve kesin olarak yapım yılı ve mimarı bilinmemektedir. Yaklaşık olarak 1620-1640’lı yıllar dolaylarında inşa edildiği söylenebilir. Büyük Valide Han 17. yüzyıl hanlarından hem büyük boyutları ile hem de işlevsel olarak konaklamaya da izin verilmesiyle ayrışır. Ana girişi Çakmakçılar yokuşu tarafındadır.
Büyük Valide Han, bulunduğu arazinin tamamından yararlanmak için olsa gerek, düzenli bir plan göstermez, eğimli bir arazide, muntazam olmayan bir şekildedir. Ölçüleri 98 x 168 metredir (Ölmez, 2021, sf.45). Han, üç avlulu ve iki katlı ve 210 odalı olarak inşa edilmiştir ve Büyük Han ile Küçük Han olarak iki kısma ayrılmıştır. Büyük Han’da avluda bir cami bulunurken Küçük Han kısmına Sağır Han, Sagir Han veya Han-ı Sagir de denir.
Ana giriş kapısından üçgeni andıran ve revaklı avlulu bir bölüme geçilir ve buradan ikinci avluya geçiş bulunur. Kare planlı olan bu mekân yine revaklı avluya sahip olup, ortasında bir mescit bulunur. Üçüncü avlu ise yapının kuzeyinde olup Sağır Han olarak bilinen bölümdür. 15 metreye 56 metre ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, diğer bölümlerde olduğu gibi revaklı avluya sahiptir. Sağır Han kısmında yetmiş beş adet oda olduğu söylenir. Her avlunun revaklarının gerisinde odalar bulunmaktadır (Ercan, 2012, s.55).
Evliya Çelebi’nin aktardığına göre Mahpeyker Kösem Sultan’ın serveti bu handa saklanıyormuş ve Hatice Sultan’ın talimatıyla öldürüldüğünde de tüm serveti yağmalanmıştır. Naima’nın aktardığına göre de Kösem Sultan’ın serveti gayrimeşru olarak elde edilmiş olup, han içerisinde kendisine tahsis edilmiş bir odada saklanırmış ve öldürüldükten sonra devlet tarafından servetine el konulmuştur (Ercan, 2012, s.54). Başka bir görüş ise Sultan’ın servetini han içindeki kulede sakladığı yönündedir ki bu kule yazımızın da konusu olan Eirene Kulesi’dir.
Evliya Çelebi’nin aktardığına göre vaktiyle hanın bulunduğu yerde Cerrah Mehmed Paşa’nın sarayı bulunmaktaydı ve yok olan bu sarayın yerine inşa edilmiş üç yüz odalı hanın bitişiğinde de dört köşeli devasa bir kule bulunmaktaydı (İslam Ansiklopedisi). Evliya Çelebi bu kuleyi sarayın bir parçası olarak düşünmüştür.
İlk defa kuleden bahseden ve 1544-1547 yıllarında İstanbul’a antik eserleri araştırması için gönderilen Fransız seyyah Gyllius, buraya Eirene demiştir. Gyllius bu kuleyi Eirene Kilisesi ile ilişkilendirerek İrene’ye adanmış üç kilisenin izini sürmüştür. (Ercan, 2017) Schneider’e göre ise Bizans dönemine tarihlenen bu kule, Bizans İmparatorluğu’na ait saray muhafızlarının ticaret ve savaş gemilerini gözetlemeleri için kullanılan ve Vigla olarak adlandırılan bir gözetleme kulesidir. Yine Schneider’ göre, bir zamanlar tarihi yarımadayı kuşatan surlardan kalma Zindan Kapı’ya ait bir yapı olduğu görüşündedir. Diğer bir görüş ise imparator olmadan önce Botaneiates, Kalamanos ve hatta Romanos I Lekapenos ile ilişkili bir Orta Bizans sarayının parçası olduğudur (İslam Ansiklopedisi).
Kule hakkındaki yazılı kaynaklar çok geç dönemlerde oluşturulduğu için, kulenin gerçek işlevi hakkındaki bilgilerimiz teorilerden ibarettir. Yüzyıllardır çeşitli yapıların parçası olarak kullanılan kule, özgün yapısını kaybetmiştir. İstanbul ile ilgili panorama, minyatür ve fotoğraflarda yapının uzunluğu ve biçiminde değişikler gözlemlenmektedir. Matrakçı Nasuh 1537’de kuleyi çok uzun yekpare olarak betimlemiştir. Melchior Lorichs’in 1559 tarihli panoramasında da Eirene Kulesi’nin başlangıçta çok daha yüksek bir yapı olduğu anlaşılıyor. 1900’lü yıllardan bir fotoğrafta ise kulenin bir kısmının yıkıldığı ve han yapısının ise metruk bir hale geldiği, tahrip olduğu izlenmektedir. Günümüze gelene kadar özgünlüğünü kaybetmiş olması olasıdır. Kule, kare planlı olup üç katlıdır ve üst örtüsü dilimli kubbe olup kubbe geçiş elemanlarının malzemesi tuğladır. Kubbe, yapının dışından belli değildir ve muhtemelen Osmanlı dönemi eklentisidir. Kesme taş ve tuğla malzemeleri kullanılan yapının duvarları almaşık tekniktedir. 17 metre uzunluğunda ve 10m² ölçülerindedir. (Ercan, 2017).
Cristoforo Buondelmonti tarafından 1422 civarında yapılan İstanbul haritasının bir versiyonunda tasvir edilen kule Lukas Notaras sarayına dahil edilmiş de olabilir. Lukas Notaras 1453’te Konstantinopolis’in savunmasında yer almış, Bizans’ın son grandükü olup, “Konstantinopolis’te Latin serpuşu görmektense Türk sarığı görmeyi yeğlerim” sözünün sahibidir. Kule’nin adı ile ilgili görüşlerden birisi de Lukas Notaras’ın eşinin adından geldiği yönündedir. Her ne kadar eşinin adı bilinmese de eşini onurlandırmak için bu adın verildiği de söylenir.
1950’lerden itibaren yavaş yavaş vakfa ait odalar, şahıslara satılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise odaların birçoğu şahıs mülkiyetindedir. Ancak Eirene Kulesi hâlen vakfa aittir ve han da dahil bütün yapı kompleksi tarihi eser statüsündedir. Bugün Büyük Valide Hanı’nın İrene Kulesi’nin bulunduğu kısmı yani Sağır Han, imalat atölyelerinin varlığı sebebiyle iyi durumda değildir.
İstanbul’da bulunan çoğu han artık kullanılmamakta ve çoğu da terk edilmiş metruk haldedir. Büyük Valide Han ise Eirene Kulesi içerisinde bulunan sanat galerisi ve sayısı az da olsa ticarethaneleri ile zamana direnmektedir. Birkaç yıl öncesine kadar yapının çatısında çeşitli kaçak yapılar fotoğraf çekim alanı olarak kullanılmış ve definecilerin tahribatına uğramıştır. Sosyal medyada görüp, fotoğraf çektirmeye gelen ziyaretçiler ve kaçak fotoğrafçılar yapıya zarar vermiştir. Tüm bu tahribatlara rağmen hâlâ ayakta kalan bu 373 yıllık han yapısının çatısı, kaçak yapılardan temizlenmiştir. Ancak yapı hâlâ metruk ve harap durumdadır. İlerleyen yıllara mimari özelliklerini kaybetmemesi ve böyle emsalsiz bir yapıyı yok olmaktan kurtarmak için restorasyon işlemleri başlatılmalıdır.
Bizans döneminde inşa edildiğinden beri farklı işlevler üstlenen ve kullanım alanlarıyla ilgili çeşitli rivayetler bulunan ve günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralanan Eirene Kulesi içerisinde bir süre önce bir sanat galerisi ve bir atölye açılmıştır. Sanat galerisi kurucularının basında yer alan ifadelerine göre, kendileri eski han esnafı olup kulenin bakım ve onarımını sağlayarak, geleneksel sanatlar ile ilgili kursların verildiği hem bir atölye hem de eserlerin sergilenebildiği bir galeri mekânına dönüştürülmüş. Daha çok hat sanatı üzerine çalışmalar yürüten galerinin, han içerisinde de atölyeleri bulunmaktadır. Bu alanın galeriye dönüşmeden önce de halı dokuma atölyesi olarak kullanıldığı ifade ediliyor. Atıl bir durumda devraldıkları kulenin bazı yerleri delinmiş, üzerine sıva yapılmış ve asma katlar ilave edilmiş. Mekân, basında ve sosyal medyada yer almasıyla birlikte sanatseverlerin ilgisini çekmiştir.
Sağır Han’ın çatısındaki meşhur manzara ve bin yıllık kulede bulunan sanat galerisi birleşince ortaya çıkan ilgiden herkes memnun. Lokasyon olarak da çok merkezi ve kolay gidilebilir bir noktada. Tramvay ile Eminönü’ne gidilip, Mısır Çarşısı istikametine doğru ilerleyerek bu tarihi han ve içerisindeki sanat galerisi ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

The Byzantine Legacy, Tower Of Eirene, https://www.thebyzantinelegacy.com/eirene-tower
Akıncı, T. Çakmakçılar Büyük Valide Han. https://www.turanakinci.com/portfolio-view/cakmakcilar-buyuk-valide-han/
Ercan, S. (2017). İstanbul’da Bir Orta Bizans Dönemi Kulesi: İrene Kulesi. Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi. https://docplayer.biz.tr/51924975-Irene-kulesi-nin-yapildigi-donem-ve-islevine-ait-teoriler-sevcan-ercan-gozden-kacanlar-hazirlayan-arkeologlar-dernegi-istanbul-subesi.html
Ercan, S. (2012). İstanbul’da Bir Orta Bizans Dönemi Kulesi: İrene Kulesi. (Yüksek lisans tezi). İstanbul Teknik Üniversitesi.
https://islamansiklopedisi.org.tr/buyuk-valide-hani

Hakkımızda


Ölmez, M. (2021). İstanbul Tarihi Yarımada Bölgesi’nin Geçmişten Günümüz Tarihi Alanları ve Ekonomisi.(Yüksek lisans tezi). İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi. https://openaccess.izu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12436/4586/716201.pdf?sequence=1&isAllowed=y
Baykan, A., Boynudelik, Z.İ., Uluoğlu, B., Sevingen,B., Akıncı, O. (2009) İstanbul’da Tarihi Mekan Çalışması; Büyük Valide Han. Tubitak, Yıldız Teknik Üniversitesi. https://web.archive.org/web/20120418152939/http://buyukvalidehan.yildiz.edu.tr/buildingcharacteristics_tr.html

Start typing and press Enter to search