ENANİYETİNİ BIRAK, GİR İÇERİ

ENANİYETİNİ BIRAK, GİR İÇERİ

SÜMEYYE KÜÇÜKKURAL AYDIN

Enaniyet (benlik, bencillik, benmerkezcilik), Arapçada ben anlamına gelen “ene” kelimesinden türemiş bir mastar isimdir. İnsanın yalnızca kendisiyle ilgilenmesi, herkesi ve her şeyi kendisine fayda sağlayıcı bir araç olarak görmesi olarak yorumlanmaktadır. Günümüzde ahlak ve psikoloji terimi olarak kullanılan enaniyet kavramının, disiplinler arası birçok karşılığı da bulunmaktadır. Tasavvufun en çok etkilediği kavramlardan olan enaniyet, terk edilmesi gereken ve hoş karşılanmayan bir durum olarak görülüp, mücadele edilip yenilmesi beklenilen bir olgudur. Ben Tek’tir ve ortağı yoktur. Psikolojide ise enaniyet; kişilik, benlik, kendilik, ego ve id gibi kelimelerle ifade edilmektedir ve çok derin bir çerçeve içerisinde değerlendirilmektedir. İnsanın yalnız kendisiyle ilgilenmesi ve ön plana çıkarması anlamındaki egosantrizm tasavvufta çokça yerilmiştir.

Enaniyet zincirleri özellikle selâtin camilerde görülmektedir.  Enaniyet zinciri, camilerin cümle kapısı girişinde bulunmaktadır. Taç kapının kilit taşından başlayarak aşağı doğru sarkıp, sağ ve sol olmak üzere iki yana ayrılmaktadır. Camiye girecek kişiler, henüz caminin dışında zincire değmemek için eğilerek geçmek durumunda kalmaktadırlar. Makam mevki gözetmeksizin her insanın bu kapıdan eğilmek suretiyle zincirin altından geçmesi, ben kavramına zincir vurmak olarak yorumlanmış ve bu manada sembolize edilmiştir. Mabede avlu giriş kapısından giren her insanın, Allah’ın huzuruna çıkmadan önce benliğine ket vurmuş ve yalnız kulluğuyla, ihtişamı ve gururu kapının dışında bırakarak mütevazı girmesini amaçlamaktadır.

Bakara suresinin 58. ayetinde geçen “… Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve ‘hıtta!’ (Ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım.” enaniyet zincirlerinin yapılış amacına yol gösterici olmalıdır. Ayette ortaya çıkan mana, enaniyet zincirinin felsefesini birebir ortaya koymaktadır.

Medrese kapılarının alçak olması, giren her kişinin eğilerek girmek zorunda kalması da nefs terbiyesi ve saygıyla doğru orantılıdır. Medrese hücrelerin alçak yapılmasındaki ince ayrım ise, içeriye giren her kişinin içeride icra edilen ilime ve bilime karşı gösterilen saygıyı sembolize etmektedir. Her kim olursan ol, bilginin önünde eğilmelisin felsefesine binaen inşa edilmişlerdir. Enaniyet zinciri ile aynı düsturla yapılmıştır. Kırım Zincirli Medresesi Bahçesaray’da Kırım Hanı I. Mengli Giray’ın emri üzerine onun son saltanat döneminde inşa edilmiştir. Zincirli Medrese’nin adı girişin üstünde asılan ve iki tarafa sarkan zincirden gelmektedir. Kırım Hanı I. Mengli Giray bizzat medresenin yapımında kum taşımak suretiyle çalışmıştır.  Medresenin yapımının bitmesinin ardından da “ilmin önünde her kim olursa olsun eğilmek gerek”diyerek medresenin tek giriş kapısına zincir çektirmiştir.  Rivayete göre medresenin inşasında bizzat çalışmış olan I. Mengli Giray bu zinciri ilme saygı göstergesi olarak girişe asmış ve ilk defa kendisi boynunu eğerek medreseye girmiştir.

Laleli Camii’de Enaniyet zincirine sahip yapılardandır. Caddeden camiye giren dış avlu kapısında mevcuttur. Günümüzde bu zincir avlu kapısının bir köşesine toplanmış aslına uygun kullanılmamaktadır.

Sultan Ahmet Camii’nin meydan girişi ve denize bakan bölümündeki kapılarda enaniyet zinciri mevcuttur. Dönemindeki uygulamalarından farklı olarak zincirlerin seviyesi biraz yükseltilmiş, camiye girecek kişiler eğilme gereksinimi duymadan girmektedirler.

Enaniyet zinciri, mimaride bir aksam olarak kullanılmasından ziyade benlik kavramının tasavvuf ahlakında yok edilmesi ve nefsani duygulardan vazgeçilmesi amacıyla kapılara yerleştirilmiştir. Günümüzde bu zincirlerin bulunduğu yapılar hâlen yer almaktadır. Selimiye Camii, Laleli Cami, Gazi Ahmet Paşa Camii, Nişancı Mehmet Paşa Camii enaniyet zinciri bulunan camilere örnek gösterilebilir. Fakat bazı camilerde yapıya giren kişilerin rahatça geçebilmesi amacıyla zincir yukarıya doğru kaldırılmıştır. Bu şekilde bulunan yapıların enaniyet zincirinin kullanımında ki manasından uzaklaştığı görülmektedir. Gazi Ahmet Paşa Camii ve bazı yapılarda ise zincir tek bir kenara toplanmıştır. Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’nde ise zincir asılan yerlerin izleri görülmektedir. Atalarımızın bize miras bıraktığı tarihi eserlerde din ve kültürümüzün hoşgörü ve zarifliğini en küçük mimari öğesinde bile görebilmekteyiz. Türk ve İslam kültürümüzün tarihi eseri olan enaniyet zinciri manadan maddeye geçen en güzel örneklerinden sadece biridir.

 

 

 

Start typing and press Enter to search