FATİH CAMİİ’NİN YER ALTINDAKİ SESSİZ TANIĞI

Karadeniz Medrese Sarnıcı
Arzu Ulaş
Fatih, çok sayıda medeniyetin izini içinde barındırıyor. Binlerce yıldır İstanbul’un en önemli merkezi olmaya da devam ediyor. Hatta bölgenin palimpsest bir biçimde üst üste geçmiş katmanlardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Önemli kültür varlıklarının bulunduğu Fatih bölgesinin üstü kadar yer altı da şaşırtıcı ve heyecan verici eserlere sahip (Resim 1). Bunlardan bir tanesi de Fatih Camii ve altında sakladıklarıdır.

Fatih Sultan Mehmet’in fetihten sonra İstanbul’a fiziki açıdan Türk-İslam görünüşünü kazandırmak için büyük adımlar atmıştır. Bunun içinde fetihten 10 yıl kadar sonra yedi tepe üzerinde kurulmuş başkentin dördüncü tepe üzerinde kendi adına büyük külliye inşa ettirmiştir. Külliyenin yapıldığı mevkide Bizans döneminden kalan Havariyun Kilisesi bulunuyordu [1]. Sultan, başkenti şenlendirme politikasında öncelikle surlar takviye edilerek güçlendirilmiş, su kanalları yapılarak şehrin su ihtiyacı karşılanmıştır. [2]. Başkentin imar faaliyetlerinde Roma ve Bizans dönemlerinde suyun şehirde depolanması için inşa edilen pek çok sarnıç, Osmanlı döneminde de kullanılmış ve bunlara yenileri de ilave edilmiştir.

Fatih Külliyesi’nin Haliç tarafındaki medreseler Bahr-i Siyâh (Karadeniz), Marmara cihetindekiler Bahr-ı Sefid (Akdeniz) medreseleri olarak bilinmektedir [3]. Fatih Karadeniz Medrese sarnıcı, Ayak Çifte Kurşunlu ve Baş Çifte Kurşunlu Medreseleri ile Fatih Camii avlusunun kuzeybatısına doğru uzanmaktadır.

Osmanlı döneminde Tarihi Yarımada’da çekilen su sıkıntısı üzerine, keşif yoluyla sarnıçların tespit edildiği 19 Eylül 1851 tarihli belgede, yer altında eskiden kalmış ve kullanılamaz duruma gelmiş sarnıçların miktar ve konumları kaydedilmiştir. Belgede Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese Sarnıcı, Fatih Camii’nin Karadeniz cihetinde medreseler yakınındaki sarnıç olarak kaydedilmiştir. Sarnıcın ölçüleri; uzunluk: 51, genişlik: 35, yükseklik: 4 zira şeklinde yazılmıştır [4]. 1925 tarihli Nazım Bey’in eserinde sarnıcın ölçüleri ise, uzunluk: 51, en: 35/0,4 parmak, yükseklik: 4 zira şeklindedir [5]. 19. yüzyıla tarihlenen Osmanlı Vakıf Su Yolları haritasında Fatih Külliyesi’ne isale edilen su hattı işaretlenmiş olmakla birlikte Kurşunlu Medresesi ve Fatih Camii avlusu arasında bulunan sarnıç ile bağlantılı olduğu su yolu ayırt edici biçimde gösterilmemiştir (Resim 2). Pervititch Haritası’nda ise medreseler fiziksel mimari yapı formunda çizilmiş olmakla birlikte, yer altında bulunan sarnıç simgelenmemiştir (Resim 3). Bu durum arşiv belgesinde de belirtildiği üzere sarnıcın kullanılmadığını göstermektedir.

1939 yılında H. Baki Kunter ve A. Salim Ülgen tarafından incelenen 43 sütunlu sarnıcın, bir kısmının tamamen toprak, moloz ve ağaç kökleri ile dolu olduğu ve hiçbir menfezi olmadığından içerisinin havasız ve pis olduğu ifade edilmiştir [6].

Bu çalışma kapsamında 3 Ağustos 2019 tarihinde Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese Sarnıcı’nda incelemeler yapılmıştır. Sarnıca, medrese bahçesinde bulunan kuyu ağzından inilmektedir (Resim 4). Yapının iç mekânının su ile doludur. Bu suyun kaynağı, sarnıcın batı kısmında bulunan havalandırma menfezinden sızan ve fiziksel üst mekânda bulunan şehir suyu şebeke sisteminden akan sudur. İç mekândaki klor kokusu ve suyun berraklığı bu fikri destekler niteliktedir. Sarnıcın iç mekânında öncelikle bot ile gezilerek su üstü fiziksel yapısına dair fotoğraf çekimi ve video kaydı yapılmıştır. Bunun ardından ise iki ayrı dalgıç tarafından 15 dakikalık su altı görüntüleri çekilmiştir. Sarnıç çapraz tonoz örtülüdür. Örtü sistemine kadar su dolu olan sarnıcın iç mekân sütunları görülmemektedir (Resim 6). Sarnıcın iç mekânındaki ve yapının nihayete erdiği kuzeybatı doğrultusundaki kısmının duvarla örülerek bölündüğü anlaşılmaktadır (Resim 5).

Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese Sarnıcı’nın su altı görüntülerinde zeminin arkeolojik dolgu tabakası ile örtülü olduğu görülmektedir. Sarnıç içerisinde zamanla biriken küp, kemik parçaları ve eşyalar bulunmaktadır (Resim 6). Bununla birlikte sarnıcın kullanımı sırasında kuyu menfezinden düştüğü anlaşılan küpler ile bakım ve onarım sırasında bırakılan künkler de gözlemlenmiştir (Resim 7). Su altındaki dolgu tabakasına gömülü olan sütunların kaideleri de görülememiştir. Günümüzde Karadeniz Medresesi’nin restorasyon çalışmaları devam etmektedir. Özgün değere sahip bu sarnıç, gün yüzüne çıkmayı beklemektedir.

Kaynakça
[1] Aziz Ogan, Fatih Camii, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, No: 142, 1953, s. 11
[2] Kritovulos, Tarih-i Sultan Mehmet Han-ı Sâni, çev. Karolidi, İstanbul 1328, s.13
[3] Semavi Eyice, “Fatih Külliyesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994 C.3, s.268
[4] BOA. MVL 842/ 79
[5] Nazım Bey, İstanbul Vilayeti Şehremânetine Evkaf’tan Devr Olunan Sular, 1925, s.65
[6] H. Baki Kunter- A. Salim. Ülgen, Fatih Camii ve Bizans Sarnıcı, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul 1959
Görseller
Resim 1: Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese Sarnıcı
Resim 2: Pervitich Haritasında Fatih Külliyesi Karadeniz Sarnıcı’nın bulunduğu mahal.
Resim 3: Fatih Külliyesi’nin Osmanlı Vakıf Su Yolları haritasındaki isale hattının gösterimi (İSKİ Arşivi)
Resim 4: Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese sarnıcının giriş mahalli (2019)
Resim 5: Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese sarnıcının iç mekân görünümü (2019)
Resim 6: Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese sarnıcının iç mekân duvar detayı (2019)
Resim 7: Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese sarnıcının su altındaki küp ve kemik parçalarının görünümü (2019)
Resim 9: Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese sarnıcının su altındaki istiflenmiş künklerin görünümü (2019)
Resim 10: Fatih Külliyesi Karadeniz Medrese sarnıcının planı (Yılmaz Yapı, 2019)

Start typing and press Enter to search