TÜRK-ALMAN DOSTLUĞUNUN BİR NİŞANESİ: ALMAN ÇEŞMESİ ANITI

TÜRK-ALMAN DOSTLUĞUNUN BİR NİŞANESİ:

 ALMAN ÇEŞMESİ ANITI

Sümeyye Küçükkural 

Alman Çeşmesi, Sultanahmet’te eski Hipodrom alanının kuzeyinde, I. Ahmet Türbesi’nin karşısında yer almaktadır. 1898 yılında II. Wilhelm’in Osmanlı İmparatorluğunu ikinci ziyareti anısına yaptırılmış, Türk-Alman dostluğunun bir nişanesi olarak Osmanlı İmparatorluğu’na, Sultan II. Abdülhamid’e ve nazarında tüm İstanbul halkına hediye edilmiştir.

  1. yüzyılın son çeyreğinde dünya tarihinde diplomasideki gelişmeler Türk-Alman ilişkilerinin kurulmasına sebep olmuş, II. Abdülhamid ve II. Wilhelm’in samimi dostluklarının neticesi bu sürecin önemli ve yoğun bir kısmını oluşturmuştu. II. Wilhelm Sultan II. Abdülhamid ile bizzat tanışmış ve İmparatorluğu üç kez ziyaret etmiştir. Sultan Abdülhamid Kayzer ve eşinin bu ziyaretlerine son derece ehemmiyet göstermiş, imparatorluğun her gittiği yerinde aynı coşku ve ihtişamla karşılanmasını sağlamıştır. II. Wilhelm Sultan’ın bu özenli karşılaması ve misafirperverliğinden çok memnun olmuştur. Almanya’ya döndükten sonra memnuniyetinin bir göstergesi olarak II. Abdülhamid’e İstanbul’a çeşme yaptırma isteğini iletmiştir. 

Bu istek neticesinde çeşmenin nereye inşa edileceği konusu gündeme gelmiştir. Osmanlı Hükümeti, bölgedeki tarihi yapıların varlığı, çok sayıda İstanbulluya ulaşacak olması ve de meydan çeşmesine uygunluğu açısından Sultanahmet’i önermiştir. Alman Hükümeti ise o günlerde henüz gelişmekte olan Nişantaşı bölgesini düşünmüş ve de bu isteğini dile getirmiştir. Osmanlı Hükümeti bölgenin coğrafi konumu gereği suyun az olduğunu ve de İstanbul halkına ulaşmasının daha az mümkün olduğunu belirtip Sultanahmet bölgesinin üzerinde durmuştur. Alman Büyükelçisi’nin de Osmanlı Hükümeti’nin bu kararını desteklemesi sonrasında anıt çeşmenin inşasına İstanbul halkının daha çok yararlanabileceği ve suyun daha çok insana ulaşabileceği, İstanbul’un kalbi Sultanahmet bölgesinde karar kılınmıştır. Alman Çeşmesi’nin İmparator’a ve özellikle İstanbul halkına hediye olması düşüncesi böylesi özel bir konumla özdeşleşmiştir.

Bu karar sonrasında bölgede hazırlıklar başlamıştır. Alman Çeşmesi bir meydan çeşmesi özelliği barındırdığı için konumlanacağı bölge bu duruma elverişli olmalıdır. Şehremaneti tarafından bölgede peyzaj çalışmaları yapılmış, bazı evler yıkılmış, kaldırımlar onarılmış ve alan meydan çeşmesine uygun hale getirilmiştir. 

Alman Çeşmesi’nin tasarımı II. Wilhelm’e aittir. Bu tasarımı 1898 yılındaki gezisi esnasında yaptığı bir eskizle başlamıştır. Eskiz tasarıma dönüşmüş ve Kayzer’in özel danışmanı Mimar Spitta yapının planını çizmiştir. Bu tasarım sürecinde de II. Wilhelm yorumlarda ve yönlendirmelerde bulunmuştur. Çeşmenin uygulamasını ise Mimar Shcoele üstlenmiştir. Çeşmenin her bir parçası Almanya’da yapılmıştır. Tüm parçası gemi yoluyla taşınarak İstanbul’a getirilmiş, buradaki temelinin üzerine kurulmuştur. 

Çeşmenin açılış tarihi Sultan II. Abdülhamid’in cülus yıldönümü olarak düşünülmüştür. Fakat çalışmalar bu tarihe yetişmeyince açılış II. Wilhelm’in doğum günü olarak belirlenmiştir. Çeşmenin açılışı büyük bir devlet töreni ile gerçekleşmiştir. Anıt çeşmenin açılışına Türk ve Alman devlet adamları katılmıştır. Tören sonunda II. Abdülhamid tarafından Kayzer’e takdim edilmek üzere hediyeler gönderilmiştir. İstanbul halkının çeşmeyi oldukça hoş karşılaması ve övgülerle söz edilmesi Alman gazetelerinde büyük yer etmiştir.

Sekizgen plana sahip olan Alman Çeşmesi’nde taşıyıcı öğe olarak sekiz yeşil sütun görülmektedir. Sütunların arası yuvarlak kemerle geçilmiş olup kubbeyi taşıyan sekiz yuvarlak kemer bulunmaktadır. Yapı, içten basık dıştan kurşun kaplı dilimli bir kubbe ile örtülüdür. Meydanı direkt gören ana cepheden çeşmenin içine sekiz basamakla çıkılmakta ortadaki mermer haznenin etrafını dolanmaktadır.

 Çeşmenin merdivenle çıkılan bölgesi hariç, diğer yedi köşesinde yedi adet musluk ve altlarında tekne biçiminde geniş ve uzun yalaklar bulunmaktadır. Alman Çeşmesi çok değerli malzemeler ile inşa edilmiştir. Mermer kaidenin her bir yüzeyinde tunç oymalardan yapılmış musluklar yer almaktadır. Muslukların yerleştiği tablalarda (çeşme aynalığı) birbirine geçen bitkisel (akantüs yaprağı, palmet motifi gibi) bezemeli süslemeler görülmektedir. Hemen üstünde ise yapıyı dolaşan zencerek motifli bir süsleme kuşağı yer almaktadır. Sütunların alt kaidesi ve başlıkları tunçtan yapılmış olup kabartma motiflidir. Çeşmenin sütunlarının bağlandığı kemerlerin üzerinde mozaik süslemeler görülmektedir. Siyah, beyaz ve altın yaldızlı parçalarla yapılan bezemenin motifi daire içinde yıldızlarla oluşturulmuş geometrik olmasına rağmen bitkisel süsleme izlenimi veren kemer süslemesinin tam ortasında birer adet madalyonlar bulunmaktadır. Bahsi geçen madalyonların dördünde yeşil zemine II. Abdülhamid’in tuğrası diğer dördünde ise Prusya mavisi üzerine II. Wilhelm’in markası olan taçlı “ W “ mozaikle işlenmiştir. 

Kubbeye geçerken korniş bölümünde antik dönem bezemeleri yoğun olarak süslemeli silmeler şeklinde görülmektedir. Kubbe eteğinde kubbeyi dolanan yine antik dönem süslemelerinden oluşan girland motifi yer almaktadır. Kubbenin dilim kısımları silindirik kaburgalarla belirginleştirilmiş olup kaburgalar arasında kalan yüzey Osmanlı pencerelerinde kullanılan parmaklıklara benzer süslenmiştir. Kubbenin tam ortasında bitkisel motifli stilize edilmiş bir alem bulunmaktadır. 

 Bakır kaplı kubbenin iç yüzeyi altın mozaiklerle işlenmiş olup, renkli dairesel kuşaklar içinde stilize edilmiş çiçek ve geometrik motiflerden oluşmuştur. Göbekle kemerler arasında sekiz adet dairesel madalyon bulunmakta olup, kemerlerin iç kısımında Mehmet İzzet Efendi tarafından sülüs yazı ile yazılmış Osmanlıca kitabe bulunmaktadır. 

Çeşmenin tam ortasında kubbenin alt kısmında mermerden yapılmış yekpare şeklinde silindirik gövdeli kubbeli bir su haznesi bulunmaktadır. Kubbesinin tam ortasında tunçtan yapılmış taç biçiminde bir kapak görülmektedir. Su haznesinin gövdesinde tunçtan yapılmış Almanca bir kitabe bulunmaktadır. Su haznesinin etrafını dönen bir dehliz bulunmakta olup, dehlizin zemini geometrik desenlerden oluşan mozaiklerle bezelidir. Dehlizin kenarlarında yedi adet mermer kanepe yerleştirilmiştir.

Meydan çeşmesi olarak inşa edilen Alman Çeşmesi; günümüzde At Meydanı’nda varlığını sürdürebilen, İstanbul halkına ve yerli-yabancı turistlere hizmet veren bir çeşme konumundadır. Yapılış amacına uygun ve özgün özelliğini koruyan çeşme, taşınmaz kültür varlıklarımızın en güzide yapılarından biri olarak yaşamaya devam etmektedir. 

 

KAYNAKÇA

Yusuf Ziya Altuntaş, “II. Wilhelm’in İstanbul’un Kalbine Girişi: Alman Çeşmesi’nin Kısa Hikâyesi ve Çeşmeye İçeriden Bakışlar,” Almanya, 2019.

Sibel Orhan, “Memory of a Visit: German Fountain (Bir Ziyaret Hatırası: Alman Çeşmesi)” International Journal of Educational Researchers, 2018.

Ceren Göğüş, “Bir II. Alman İmparatorluğu Projesi: Kaıser Wilhelm Anıtı’ndan alman Çeşmesi’ne” İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015.

Start typing and press Enter to search