Merhamet Medeniyetinin Estetiği Kuş Evleri

Merhamet Medeniyetinin Estetiği

Kuş Evleri

  • Eda Selimoğlu

 

Türklerde kuş evlerinin tarihi muhtemelen İslam öncesi döneme kadar gider. Kuşlar Orta Asya’daki şaman köklerden Osmanlı’ya, Türk inancında ve kültüründe kutsal ve seçkin bir imge olarak var olagelmiştir. Bütün bir Türk sanatının hemen her cephesinde bin bir çeşitte, birbirine yakın metaforlarla, ama farklı tekniklerle kendini gösterir. Kuşlara verilen değer özellikle mimaride bir süsleme unsuru olmanın ötesine geçerek bambaşka bir anlama bürünmüştür. Türk mimarisinin estetik bir formu olarak karşımıza çıkan kuş evleri, aynı zamanda merhamet medeniyetinin somut göstergeleridir. Yüzlerce yıl önce yapılmış bu evleri kendisine sığınak yapmış sayısız kuştan sonsuza yayılan şükran şakımaları sokaklarımızı, mahallelerimizi kuşatan gök kubbede hâlâ dolaşmaktadır.

Kuş evleri münacatla göğe açılmış eller gibi, camilere, medreselere, hanlara, çeşme ve sebillere nakışlanmıştır. Taş duvarlar kuş evleriyle dile gelmiş, bir merhamet, sevgi ve vicdan abidesine dönüşmüşlerdir.

Kuş evlerinin en güzel örneklerine köşk, saray, cami, mescit, türbe, han, sıbyan mektebi, çeşme gibi Osmanlı yapılarında, hâsılı İstanbul sur içinde rastlarız. Bu kuş evlerinin kimi sade kimi gösterişlidir, ama hepsi ince bir fikrin ve zevkin mahsulüdür. Kimisi bir saray minyatürünü andıracak denli şaşaalıdır.

KUŞ EVİ HAYAL MİMARİSİ

Güvercin köşkü, serçe saray, kuş köşkü olarak da adlandırılan, daha çok serçe, saka, güvercin, kırlangıç gibi kuşların barınması için yapılan bu evlere elbette Osmanlı coğrafyasının her yerinde rastlamak mümkündür. Ahşap olanları hâliyle günümüze ulaşamamıştır. Anıtsal kuş evlerini yaratan usta ve mimarlar, kendilerini ön plana çıkartmak istemediklerinden eserlerinin altlarına imza atmayarak anonim kalmayı tercih etmişlerdir. Genel olarak kuş evleri yapının mimari üslubuyla bütünlük gösterecek şekilde, çok ince detaylarla tasarlanmışlardır. İstanbul’daki örnekleri o kadar güzel, o kadar incedir ki kimi yazarlarca “hayal evler”, “hayal mimarisi kuş evler” olarak tanımlanırlar.

Tarihin çok eski devirlerinden itibaren Mezopotamya’da, Mısır’da, Avrupa’da da kuşlar için yapılar mevcuttu kuşkusuz. Ancak bu yapılar, genellikle kendisinden fayda sağlanan kuşlar için düşünülmüştür ki bunların bazısı eti, bazısı gübresi için, bazısı da haberleşme amacıyla besleniyordu. Osmanlı’da yapılan kuş evlerinde böyle bir ayrım gözetilmemiş, herhangi bir menfaat, beklenti olmaksızın, sadece hayır niyetiyle yapılmışlardır.

Anadolu’da kuş evlerinin ilk muhteşem örneklerine 13. yüzyılda Anadolu Selçukluları döneminde rastlarız. Sivas’ta İzzeddin Keykavus Darüşşifası’nda bulunan kuş evi bunlardan biridir. İstanbul’da bilinen en eski örneği ise Fatih’teki Bali Paşa Camii’ndedir.

Kuş evlerinin yapımında çoğunlukla iki metot tercih edilir. Birinci tipte, duvarların içi oyularak açılır ve yuva buraya gömülerek kuş evi oluşturulur. Ya da kuşun cinsine göre yuva cephe üzerine yerleştirilir.

Birkaç delikten oluşan basit, yalın tipteki bu kuş evlerinde yüzey genelde düz olup dışa çıkıntı hemen hemen görülmez. Bu gruba giren örneklerde taş kemer biçiminde oyularak veya tuğla ile oluşturulan tasarımlar olduğu gibi pahlı köşeler ve mukarnas dilimler de kullanılabilir. Ayrıca bazı yapıların örtü sisteminde yer alan bacalarında da kuş evlerine rastlanır.

İkinci grup kuş evleri daha görkemli yapılardır. Bir çeşit küçük ölçekli ev veya köşk maketini anımsatan şekilde tasarlanır ve uygulanırlar. Kuş evlerinin yapı malzemesi olarak ahşap, mermer, küfeki taşı, kiremit, tuğla, sıva veya harç kullanılmıştır.

FAYDAYI ESTETİKLE BULUŞTURAN DÜŞÜNCE

Kuş evleri sadece estetik gerekçelerle değil, kuşların yaşam koşullarını en iyi şekilde karşılayacak donanımda tasarlanmışlardır. Her detayın ilmek ilmek işlendiği bu yapılar kuşları doğadaki düşmanlarından korumak için, insanların ulaşamayacağı yüksek yerlerde konumlandırılmışlardır. Daima yapıların sert rüzgâr almayan cepheleri, güneş ve yağmurdan korunmaları için saçak, korniş ve konsolların altı tercih edilmiştir.

Birçoğunda kuşların kolaylıkla havalanıp uçmalarına ve iniş yapabilmelerine olanak sağlayan pist benzeri boş alanlar ile su içebilecekleri küçük havuzlar bulunur. Bu evlerden bazıları barınak olmanın ötesinde, âdeta hastane işlevi görür. Bazı evler soğuk havalarda yiyecek bulmakta zorlanan kuşlar için besin deposu olacak şekilde tasarlanmıştır.

Kimi kuş evlerinde sakaların, serçelerin inip çıkabilmeleri için yollar, başlarını çıkarıp etrafı kolaçan edebilecekleri balkonlar bile bulunur.

Kuş evleri hakkında daha fazlasını öğrenmek ve görmek isteyenler için bir önerim var: kuş evlerini görmek için Fatih’te bir seyre ve keşfe çıksınlar. Sur içini baştan sona kat eden keyifli bir güzergâh onları bekliyor.

Start typing and press Enter to search