Kitap ve Huzur Dolu Bir Sığınak Cerrahpaşa Kütüphanesi
Kitap ve huzur dolu bir sığınak
Cerrahpaşa Kütüphanesi
Ayşe Esra Gül
“Büyük bir kütüphaneden başka neresi sana sığınak olabilir?” diye sorar İtalyan yazar Italo Calvino. Haksız da değildir. Kütüphaneler okumak, çalışmak, dinlenmek, soluklanmak ama en çok da hayal kurmak için birebirdir. İnsanı dünyanın gürültüsünden çekip kurtaran büyülü bir girdap gibi, bambaşka bir âleme taşır. Yoğunlaşmamız gereken zihinsel gündemlerimiz varken günlük hayatın temposundan uzakta kalabilmek gerçekten çok önemlidir. İyi bir kütüphane işte bize bu dinginliği vadeder.
ÖĞRENCİLERİN MEKÂNI
Fatih Belediyesi’nin arka arkaya hizmete açtığı kütüphaneler belki de bu ihtiyaç nedeniyle Fatihliler tarafından hızlıca benimsendi. Atıl bir otoparkın yerine inşa edilen Cerrahpaşa Kütüphanesi bunların sonuncusu. İbrahim Paşa Medresesi’nin yanı başındaki bu yapı, civardaki tarihî yapılarla çevrelenmiş durumda. Hemen yan tarafında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi kampüsü yer alıyor.
Kütüphane binasında kullanılan malzemelerin seçimi de, binanın tasarımı da dikkati çekiyor. Bölgenin tarihî yapısıyla uyumluluk arz eden binanın mimari tasarımını Piray Mimarlık adına Nida Örs yapmış. Kütüphanenin mimarisi üzerine yaptığımız sohbette Örs, proje önlerine geldiği andan itibaren, ortaya çıkacak yapının zihinlerinde ilişkili olabileceği tüm bağlam, işlev ve çevresel verilerle bütünlük içinde kurgulandığının altını çiziyor.
Cerrahpaşa Kütüphanesi’nin içinde bulunduğu külliyenin ilk yapısının esasen bir Bizans kilisesi olduğunu hatırlatan Örs şunları anlatıyor: “Yapı 1560 yılı civarında Mimar Sinan tarafından önce bir mescide, ardından eklenen medrese ile külliyeye dönüştürülmüştür. Külliye, bu anlamda Bizans ve Osmanlı mimarisini Mimar Sinan’ın ustalığı sayesinde kaynaştırmıştır. Mimari yapıların kimlik sahibi olmalarındaki en büyük etkenin içinde bulundukları yerle kurdukları ilişki ile doğru orantılı olarak arttığını söylemek mümkün. Biz de böylesine değerli bir alanda çalışırken, tarihî verilerin barındırdığı bütün biçimsel, estetik, kültürel ve maddi mesajları derinlemesine irdeledik. Bu gibi durumlarda tarihî birikimi, yeni bir işlev, malzeme ve estetik tavırla sentezlemek oldukça önemlidir. Yer’in hafızasını yok saymadan, bütün tarihi birikimi ileriye doğru aktarma, onu ihya etme çabası içinde hareket etmeye çalıştık.”
İHTİYACA GÖRE BİÇİMLENDİ
Yapı konturunun mümkün olduğunca külliyeden uzak, sırtını Cerrahpaşa Fakültesi’nin yerleşkesine dayamış olarak, ihtiyaçlar nispetinde biçimlendirdiklerine dikkat çeken Örs, “Proje alanı, yapı içinde çözümlenmiş fonksiyonların dışında, peyzaj tasarımıyla da külliyeye hizmet eden ikinci bir avlu oluşturma amacı güdülerek şekillendirildi.” diyor. Yapıyı mümkün olduğu kadar, açık alanlarla etkileşim kuracak biçimde, peyzaj alanına dâhil etmeye çalıştıklarını da belirten Örs, tarihî ile yeni olanın senteziyle ortaya koydukları tasarımda biçim-fonksiyon- malzeme uyumuma dikkat ettiklerini, bu bakımdan geleneksel mimarimizin vazgeçilmez malzemesi ahşabı öne çıkardıklarını vurguluyor.
İÇTE VE DIŞTA SICAK AHŞAP DOKU
Dış mekânın tarihî yapılarla uyumunu sağlayan ahşap doku içeride de devam ediyor. Geniş camlar yüksek tavanlı mekânın ferahlığını iyice açığa çıkarıyor. Günün büyük bölümünde doğal aydınlatmayla çalışmanın ziyaretçileri olumlu etkilediği muhakkak. Bütün masalar dolu, ortama huzurlu ve derin bir sessizlik hâkim. Raflar, bir kütüphanenin olmazsa olmazı önemli kaynaklardan güncel yayınlara kadar birçok önemli kitapla dolu. Bu kitapların önemli bir kısmı öğrencilerin akademik alanlarına yönelik.
Öğrenciler demişken… Fatih Belediyesi’yle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin ortak proje protokolü kapsamında bu mekândan en çok tıp öğrencileri faydalanıyor. Kütüphanenin iç mekânları tıp öğrencilerinin ve TUS çalışmalarını sürdürenlerin rahat çalışabilecekleri şekilde tasarlanmış. Üniversitenin hâlihazırda devam eden inşaatı tamamlandığında kütüphaneyle kampüs bahçesi tamamen birleşecek. Şu anda da iki bahçe arasındaki ulaşım bir hayli kolay.
Bireysel alanlarının rahatlığı kadar, ortak kullanılan alanların da ziyaretçiler üzerinde sıcak bir duygu yarattığını gözlemliyoruz. Tabii bunda Fatih Belediyesi’nin diğer tüm kütüphanelerinde olduğu gibi, öğrencilere sunduğu ikramların da katkısı var. Çay ve kahvenin yanı sıra öğrencilere günde iki kere çorba ikram ediliyor. Bu sayede bir öğrenci, hiç dışarı çıkma ihtiyacı duymadan saatlerce dersine, okumalarına odaklanabiliyor. Online sistem üzerinden kütüphanedeki yoğunluk kontrol edilebiliyor. Bu da yer bulmak adına oldukça kolaylaştırıcı bir adım.
KALABALIKTAN UZAK, SESSİZ, SAKİN
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi olan Deniz Akpınar bu kütüphanenin ziyaretçilerinden biri. Kütüphaneye girmek üzereyken sohbet ettiğimiz Akpınar şunları anlatıyor: “Birkaç haftadır kütüphanede çalışmaya başladım. Okula yakın olduğu için tercih ediyorum. Buradaki çalışma ortamı güzel. Diğer kütüphanelerde kalabalık da söz konusu oluyor. Burası sessiz ve sakince çalışabileceğimiz bir yer.”
Yine Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde öğrenci olan ve bu civarda ikamet eden Diyar Bakıroğlu da kütüphaneyi görüp çok beğendiğini, daha sonrada ders çalışmak için gelmeye başladığını söylüyor. Bakıroğlu, “Okul kütüphanesinde daha ziyade intörler oluyor. Aynı dönemden arkadaşlarla çalışmak, molalarda dersler üzerine konuşabilmek önemli. Bu açıdan burası güzel bir ortam sunuyor. Üstelik rahat yer bulabiliyoruz” diyor.
EVDE ÇALIŞMAK KOLAY DEĞİL
Kütüphanede çalışan lise öğrencileri de var. İkiz kardeş olan Yağız ve Yiğit Topal da onlardan. Üniversite sınavlarına hazırlanan kardeşler kütüphanenin açıldığı günden bu yana ders çalışmak için buraya geliyorlar. Burada okul kütüphanesinden çok daha iyi bir ortam bulduklarını söyleyen Yağız Topal, “Evde çalışmak her zaman mümkün olmuyor. Odaya birileri girip çıkıyor, bu yüzden derse odaklanmak çok zor.” diyor. Yiğit Topal ise şunları söylüyor: “Okul çıkışında arkadaşlarımızla ders çalışmak için buraya geliyoruz. Cerrahpaşa, hepimize bir arada çalışabilme imkânı sağlıyor.”
Aynen ünlü yazar Calvino’dan naklettiğimiz sözdeki gibi, kütüphaneler kitaplarla, bilimle, ilimle haşır neşir olan herkes için bir sığınak… İstanbullu okur yazarlar, öğrenciler, akademisyenler, hayalperestler, Cerrahpaşa’yla birlikte harika bir mevzi daha kazanmış oldular.