Başkandan…
Yeditepe Fatih 9. Sayı – 1 Mart 2023
Saygıdeğer İstanbullular
İstanbul’un değerlerini, saklı kalmış güzelliklerini sizlerle buluşturan Yeditepe Fatih’in dokuzuncu sayısından hepinize gönül dolusu selamlarımı sunarım. Ne mutlu, 2023’e, Cumhuriyet’imizin yeni çağına, büyük umutlarla Türkiye Yüzyılı vizyonuyla girdik. Yeni yılın hepimize huzur, refah ve esenlik getirmesini; şanlı tarihimize, güzel ülkemize, aziz milletimize yaraşır hizmet ve yatırımlara vesile olmasını dilerim.
Elbette, Fatih’teki hizmet maratonumuz hız kesmeden devam edecek. Kültür sanata dair projelerimiz, yeni yılda gerçekleşmeyi bekleyen atılımların önemli bir parçasını oluşturacak. Yeri gelmişken söyleyeyim, 2023’e mutluluk veren, motive edici bir haberle başladık. Kültür sanat alanında dağıttığı ödüllerle yaklaşık son yarım asra damgasını vuran Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2022 Yılının Kültürel Belediyecilik Ödülü’ne layık görüldük. Eskilerin güzel bir sözü vardır: “Marifet iltifata tabidir” Gerçekten de ilim, sanat, hüner takdir edilmediği yerden çekilir gider. Şehrin tarihini, güzelliklerini yaşatmak da bir bakıma böyle bir çabaya bağlıdır. Belediye olarak başından beri biz de kültürel yaklaşımımızı şehrimize hissettiğimiz derin şükran duygusuyla temellendirdik.
Bu doğrultuda İstanbul’un bilgi ve irfanla yazılmış tarihine, kültürüne hayranlık ve minnet duygusuyla dokunuyor, yaşatmaya çalışıyoruz. Elinizdeki dergi, işte böyle bir çabanın ürünü; zengin, renkli içeriğiyle yayın hayatını sürdürüyor. Bu sayının ana temasını Suriçi İstanbul’unun bir süsü, özlemi ve nimeti olan su oluşturuyor. Bilindiği üzere, Marmara’nın maviliğiyle çevrelenmiş yarımada tarih boyunca ticaret yollarının kesiştiği canlı bir merkezdi. Ortaçağ’ın en büyük limanı İstanbul’daydı. Dünyanın türlü zenginliklerinin aktığı limanları sayesinde şehir dünyaya hükmeden imparatorluklara başkent oldu. Ancak İstanbul, ilginç bir şekilde yaşamın vazgeçilmez ihtiyacı içme suyuna kavuşma özlemiyle de yandı durdu. Dâhiyane mühendislik inşaatlarıyla suyun şehre taşınarak depolanması; mahallelere, sokaklara, evlere dağıtılması, şaheser su yapılarının imarıyla birlikte dillere destan eşsiz bir su medeniyetini ortaya çıkardı.
Suriçi’nin kadim sokaklarında her şeyin sudan yaratıldığına iman eden, varlığı su gibi aziz kılmayı amaçlayan bir medeniyetin anıtları yükseliyor. Günümüzde de gündelik yaşamdan edebiyata, sanata, suyun hayatımıza nakşettiği izler kendini hemen her yerde gösteriyor. Elinizdeki sayıda özenle hazırlanmış yazı ve söyleşiler aracılığıyla, suyun hayatımızda açtığı izlerin güzel örnekleriyle buluşacağınızdan eminim.
Dergimizde diğer konulardaki çalışmalar da yaşadığımız şehrin daha yakından tanımanız, değerli şahsiyetleriyle tanışabilmeniz açısından oldukça değerli. Başından sonuna zevkle okuyacağınıza inanıyorum. Yeni bir sayıda yeniden görüşebilmek dileğiyle, hoşça kalın.