KEYİFLİ OKUMALAR
HUZUR ATLASI
Turgay Anar’ın, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur adlı romanını bir “okuma kılavuzu” olarak kaleme aldığı Huzur Atlası, sadece edebiyat terimlerini değil romandaki kahramanların boyutlarını, eşya ve nesnelerin anlatıya katkılarını; kültür, sanat, ekonomi, siyaset, tarih, sosyoloji, psikoloji, felsefe, resim ve görsel sanatları ilgilendiren kavram, konu, gönderme, tema, eser, kişi ve tartışmaları da kuşatan yönüyle farklı, ilginç, çok cepheli bir inceleme sunuyor.
Anar’ın yoğun bir emekle tamamladığı eser, Huzur gibi derin anlamlar içeren bir edebî metne dört yüzden fazla madde ile ayna tutarak onun karanlıkta kalmış yanlarını aydınlatıyor. Anar, eserin ışıltılı yönlerini gösterirken diğer yandan da kapalı alanları üzerinde zihni hareketlendirecek noktalar buluyor ve Huzur gibi zengin göndermeler barındıran bir romanı çeşitli anlam ve yorum prizmalarından geçirerek derin bağlantılarını irdeliyor.
MİMAR SİNAN: TARİHSEL VE MUHAYYEL
Türkiye modernliğinin fiziksel çevre bağlamında irdelenmesi üzerinde çalışmalar yapan Mimar Prof. Dr. Uğur Tanyeli, Mimar Sinan: Tarihsel ve Muhayyel isimli yeni kitabında Sinan’ın ve Sinan çağı mimarisinin tarihini yazma yaklaşımlarını tartışıp alternatifler öneriyor, ardından da popüler kültürde varedilmiş ve hala üretilmeye devam eden Sinan imgesinin nasıl inşa edildiğini anlamayı deniyor.
Kitabın ilk bölümünde, bugüne dek yazılagelenden farklı Sinan tarihleri yazmak için bazı yeni imkanların nasıl kullanılabileceği gösterilmeye çalışılırken, ikinci bölümde Mimar Sinan’ın 16. yüzyılın toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel gerçekleri bağlamında görülmesi ele alınıyor.
MEKÂNI PARANTEZE ALMADAN…
“Anadolu’daki insan mekân ilişkisinin kendine özgü bir ruhu olduğunu düşünürüm. Bu ilişkiyi farklı kılan, her birimizin kendi oluş macerası olduğu gibi, buraya özgü hatıraların, sevinçlerin, hüzünlerin hulasası olsa gerek. Zaten ‘bizi biz yapan” diye başlayan zamanla içi boşaltılan her ne ise, o, ‘acı ve sevinçlerin ortak paydası’ değil midir? Zaferler kadar bozgunlar, buraya özgü biricikliğimiz kadar iç içe geçen çeşitliliğimiz…”
Genç sayılacak bir yaşta, 2017’de yaşamını yitiren Gazeteci Yazar Akif Emre, insan ve mekan ilişkisini, topraklara yaşadığımız toprakların dokusu üzerinden bu sözlerle anlatıyor.
Akif Emre’nin mekan, şehir ve mimari üzerine kaleme aldığı yazıları bir araya getiren Mekânı Paranteze Almadan isimli kitapta yazarın kendisinin çektiği şehir-mekan fotoğrafları yazılara eşlik ediyor. Kitap, entelektüel birikimi ve düşünce dünyasıyla derin izler bırakan Emre’nin fikir ve arayışları üzerinden “mekanı paranteze almadan” yürümek isteyenlere yeni ufuklar açıyor.
SURİÇİ İSTANBULU BİBLİYOGRAFYA
İstanbul’un aslını teşkil eden Fatih, asırlar boyunca kadim uygarlıklara ve büyük imparatorluklara ev sahipliği yapmış, surlarla çevrili kadim bir beldi. Seyyahların üçgen şehir olarak tarif ettiği ilçe, tarihi ve kültürel dokusuyla asırlardır yerli ve yabancı araştırmacıların incelemelerine konu oldu. Araştırmacı Ayşenur Erdoğan tarafından hazırlanan Fatih Suriçi İstanbulu Bibliyografyası, ilçenin tüm yapı unsurları ile tarihi ve kültürel değerlerini aktarıyor.
Fatih Belediye Başkanlığı’nın desteğiyle Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Salt Araştırma, İstanbul Üniversitesi ve Bibliotheque Nationale de France’ın aralarında bulunduğu 20’ye yakın kurumunun veri tabanı kullanılarak yapılan araştırmada, 6263 çalışma taranarak ortaya çıkartılan binlerce eser konularına göre başlıklar halinde tasnifleniyor.
Fatih Suriçi İstanbulu Bibliyografyası, Tarihi Yarımada, Suriçi ve Fatih hakkında yapılacak yeni çalışmaların önünü açmak amacıyla araştırmacıların ilgisine sunuluyor.
HALUK’UN DEFTERİ “GENÇLERLE HAYAT BİLGİSİ”
Haluk Dursun’un yıllar içinde sosyal medya hesabından paylaştığı yazıların seçkisinden oluşan “Gençlerle Hayat Bilgisi” adlı kitapta, “Gençler, eğitim hayatınız bitebilir ama öğrenme hayatınız hiç bitmesin” diye sesleniyor Dursun.
2019’da bir trafik kazasında yaşamını yitiren Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un 58 yazısından oluşan ve her bir yazıda kıssadan hisse çıkartılacak bir anlatı kurgusuna sahip olan kitap, gençler için birbirinden değerli mesajlar içeriyor.
Dursun gençlere, Fethi Gemuhluoğlu’nun gönül ve dostluk kavramını, Ekrem Hakkı Ayverdi’nin mimari coğrafyasını, Süheyl Ünver’in zevk-i selimini, Mahir İz’in gayretini, Ali Fuad Başgil’in dik duruşunu, Uğur Derman’ın naifliğini anlamaları için yol gösteriyor. Hoca’nın yazılarından derlenen kitapta, sosyal ve kültürel hayattan, gelenek ve yaşama sanatına, Dursun’un hayata bakışı ve değerlendirmeleri yer alıyor.
HADİKATÜ’L-CEVÂMİ’
İSTANBUL CAMİLERİ VE DİĞER DİNİ-SİVİL MİMARİ YAPILAR
“Camiler bahçesi” anlamına gelen ve yazıldığı tarihte İstanbul’da bulunan bütün camileri tüm ayrıntılarıyla ele alan eser, 1768 yılında Ayvansarâyî Hüseyin Efendi tarafından hazırlandı. Müellif, eseri hazrılarken 821 cami ve medereseyi tek tek dolaşarak ayrıntılı tespitler sonucunda elde ettiği önemli bilgi ve verileri derleyerek eseri tamamladı. Kitabın yazılmasından 53 yıl sonra Ali Satı’ı Efendi esere, aradan geçen süre içinde İstanbul’a inşa edilen camileri içeren bir zeyl ekleyerek mevcut bilgileri zenginleştirdi. En son Süleymân Besîm Efendi’nin zeyli ile nihai haline gelen Hadîkatü’l-Cevâmi’, bir anlamda İstanbul’daki tüm camilerin kaydını tutan önemli bir boşluğu doldurdu.
Ahmed Nezih Galitekin’in uzun soluklu çalışmalar sonucunda Türkçeye kazandırdığı eser, bu alanda çalışan araştırmacılara ve meraklılarına kapsamlı bir veri kaynağı sunuyor.