Ferruh Kethuda Camii

Balat’ta Bir Mimar Sinan Yapısı: Ferruh Kethüda Camii

Serap BAYDOĞAN

Zafer KARAKUŞ

Murat SAV

                 Küçük bir külliye hüviyetindeki Ferruh Kethüda Camii, İstanbul’u İstanbul yapan Mimar Sinan’ın Balat’ta bıraktığı bir izdir. 464 yıldır mevcudiyetini sürdürmekte olan bu zarif cami, Veziriazam Semiz Ali Paşa’nın kethüdası Ferruh Ağa tarafından H.970/M.1562-63 yıllarında yaptırılmıştır. Baninin mezarı, adına yapılan caminin avlusunda bulunur. 

Caminin tasarımına bakıldığında yapının, ters t planlı adı verilen zaviyeli bir harim ile buna kuzeyden bitişen, enine dikdörtgen planlı ve sundurma şeklinde ahşap bir son cemaat yerinden meydana geldiği görülür. Erken Osmanlı mimarisine damga vuran zaviyeli veya ters t tipli plan şemasının 16. yüzyılda Mimar Sinan tarafından Ferruh Kethüda Camii’nde uygulanması, onun eski geleneklere yaslanan çalışmalarının bir örneğini teşkil eder. Mihrap nişinin, Tekfur Sarayı imalathanesinde, 18. yüzyılda yapılmış sır altı tekniğinde çini levhalar ile kaplı oluşu önemlidir, çünkü Tekfur Sarayı’ndaki çini atölyesi çok az süre işletilmiştir. Evliya Çelebi’nin bildirdiğine göre caminin kuzey dış duvarında, yani son cemaat mahallinin duvarında, hac yolu üzerindeki bazı noktaları tasvir eden resimler bulunmaktaydı. Muhtemelen yangınlardan dolayı bu manzara resimleri ne yazık ki günümüze ulaşmamıştır. 

Caminin avlusunda Sünbülî Dergâhı olarak kullanılan bir tekke bulunuyordu. Cami de muhtemelen tekkenin tevhithanesiydi. Reşad Ekrem Koçu’nun bildirdiğine göre tekke, 1889-1890 yıllarında yıkıldığından yeri arsa hâline gelmişti. Külliyenin avlusunda derviş hücreleri, bir mahkeme binası ile bir çeşme de bulunmaktaydı. 19. yüzyılın sonlarında çıkan yangınlarında mahkeme binası ile caminin ahşap olan son cemaat yerinin yandığı sanılmaktadır. 

1940’lı yıllarda bir sıra taş, üç sıra tuğla ile örülmüş yapının yalnızca dört duvarı sağlam kalabilmişti, minaresinin şerefesine kadar ayaktaydı. Poligonal avlusunu harpuştalı bir çevre duvarı kuşatmaktaydı, avlu duvarında beş adet girişe yer verilmişti. Cami, 1950’lerde Cami Derneği tarafından onarılmaya başlandı. Restorasyon, 1960’larda dönemin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamamlandı.

Cami ve avlusunda Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü tarafından 2016-2021 yıllarında kapsamlı restorasyon uygulama çalışmaları yapılmıştır. Restorasyon çalışmaları sırasında parsel genelinde yer alan niteliksiz eklentilerle cami içindeki muhdes ekler (beton çatı sistemi, seramik kaplanmış duvarlar, beton sıvalar, beton söveler) onaylı projeleri kapsamında itinalı bir şekilde sökülerek, temizlenmiştir.

  Restorasyon uygulamasına da kısaca değinmek gerekirse… Yapının onaylı projesi ve statik raporuna dayanılarak, mevcut sorunlarından dolayı minarenin şerefe altından iki buçuk metre aşağıya kadarki kısmı sökülmüş, kenet ve zıvanalı, yuvalarına kurşun akıtılarak ve sağlam taşları tekrardan kullanılarak bu bölüm ve ahşap külahı tekrardan yapılmıştır. 

Caminin betonarme çatısı sökülmüş, yerine lamine kerestesinden içten kubbeli çatı sistemi yapılarak, üzeri kurşunla kaplanmıştır. Duvarların içerisinde bulunan ve kullanılmış ahşabın cinsine göre belli bir süre sonra çürüyen ahşap hatıllar değiştirilmiş, enjeksiyon yöntemi ile duvar içlerindeki boşluklar doldurulmuş, duvar yüzeyleri horasan harçlı sıva ile sıvanmıştır. Caminin ahşap döşemeleri ve kadınlar mahfili sökülerek yenilenmiştir. Çürümüş ahşap döşemenin altından çıkan altıgen (şeşhane) tuğla döşemenin konservasyonu yapılırken eksik kısımları da tamamlanmıştır. Mermerden minber ve ahşap malzeme ile de kürsü imal edilmiştir. Meşe kerestesinden ahşap doğramaları, kündekâri kapı ve kepenkleri yapılmıştır. 

Betonarme olarak yapılmış olan son cemaat eklentisi söküldükten sonra ahşap dikme, eli böğründeler ve mermer yer döşemesi yenilenmiştir. 

Cami parselini çeviren duvarlarda yapılan raspa araştırması sonrasında çürük moloz taş duvarlar yeniden örülmüş, diğer bölümlere enjeksiyon yapılarak güçlendirilmiştir. 

Koruma Kurulu kararı doğrultusunda ve Müze Müdürlüğü denetiminde avluda araştırma kazıları yapılmış ve ortaya çıkarılan temel duvarlarının korunması amacıyla üzerleri koruma keçesi ile kaplanmıştır. Avludaki tüm muhdes parsel kaplamalar sökülerek yerlerine traverten mermerinden döşeme, su kanalları ve kanalların üzerine ızgara taşları yapılmıştır. Projesi kapsamında yeşil alanların içerisindeki yürüme yolları kayrak taşı ile kaplanırken, avluda bulunan iki hazirenin mezar taşları sağlamlaştırılmış ve temizlenmiştir.

Start typing and press Enter to search