Kostüm Tasarımcısı Hüseyin Sağtan
Birçok film ve dizide tasarımları kullanılan Kapalıçarşı Esnafı ve Kostüm Tasarımcısı Hüseyin Sağtan:
“Her eseri ayrı bir heyecanla tamamlamaya çalışıyorum”
Beyza Ay Fidancı
Büyük Selçuklu, Diriliş Ertuğrul, Muhteşem Yüzyıl, Kösem Sultan, Vatanım Sensin, Truva, VI. Henry, Eragon, Hobbit ve birçok yerli – yabancı yapımlardaki takı ve obje tasarımları Kapalıçarşı’da 30 yıldır esnaflık yapan tasarım sanatçısı Hüseyin Sağtan’ın ellerinden çıkıyor. Sanat tarihi öğrencilerinin ayrı ilgi gösterdiğini söyleyen Sağtan, atölyenin yapımcıların, koleksiyonerlerin, antikacıların ve tarih tutkunlarının uğrak merkezi haline geldiğini söylüyor.
Diyarbakırlı bir yapı ustasının oğlu olan Hüseyin Sağtan, babasının vefatı üzerine ailesiyle taşı toprağı altın diyerek, geçimini sağlamak üzere İstanbul’a taşınıyor. Uzun yıllar ayakkabı atölyelerinde çalışan Sağtan, küçüklükten itibaren el sanatlarına ayrı ilgisinin olduğunu belirterek şunları anlatıyor: “Çocukken telden arabalar tasarlar, yapardım. Tahtayı oyar, çamurdan şekiller verirdim. El yeteneğim genetik. Rahmetli babam da Diyarbakır’ın tarihi evlerini yaparmış. İstanbul’a geldiğimizde ilk olarak Güngören’e taşındık. Asıl mesleğim ayakkabıcılıktır. Sıfırdan deriyi keser, tasarlar, diker ve ayakkabı haline getirebilirim. Kendi yeteneğimi hep kendim keşfettim. Bir ustam olmadı maalesef. Kendim düşündüm, kendim planladım, kendim tasarladım, öyle öyle geliştirdim hep. Ama ne yaparsam yapayım her zaman en iyisini yapmaya çalıştım. Sonra Orta Asya’ya açılırken tekstille devam ettim. Tekstilde tasarımlar yapmaya başladım. Sonra da takı tasarımlarıyla devam etti.”
İlk olarak Truva filminde eserlerinin yer aldığını söyleyen Hüseyin Sağtan, “Kendimi geliştirdikçe ürünlerim turistler tarafından ilgi görmeye başladı” diyerek şunları anlatıyor: “Bir gün Truva filmi için Türkiye’ye Kapalıçarşı’yı gezen İngiliz yapımcıların yolu düştü atölyemize. Yaptıklarımızı detaylı incelediler. Bol bol sohbet ettik, takılarımızı çok beğendiler ve Truva’da kullanılmaya başlandı. Yıllar geçtikçe yapımcılar, film dizi sektöründekiler tanımaya başladı ve gelip gitmeye başladılar. Pek film – dizi izlemesem de bir aktörün kolunda boynunda eserimi gördükçe mutlu oluyorum. Her bir takı için ayrı ayrı hayaller kuruyorum.. Tarih kitaplarını araştırıyorum. Bana senaryo gönderiyorlar. Onu okudukça zihnimde canlanıyor, kurguluyor ve işe öyle başlıyorum. Bir süre sonra artık para ya da unvanı aşıyor. Bazen bir oyuncuda tarihe, o döneme uygun olmayan bir takı gördüğümde mutlaka ilgili arkadaşları arıyorum iletiyorum. Hatta bir dizi yapımcısı bu uyarım için bir bölümü iptal etti. Bu şekilde hassasiyet gösteriyorum.”
KOLEKSİYONERLER DE ATÖLYEMDEN BESLENİYOR
Belirli zamanlarda mutlaka antikacıları, fuarları, sergilere vakit ayırdığını belirten Sağtan, “Dizi ve filmlerde tasarımlarım kullanıldıkça birçok kesim tarafından da tanınmaya başlıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ünlü bir koleksiyoner bir bakıyorsunuz üniversitelerden öğrenciler ziyaret etmiş oluyor. Bizimle sohbet ediyorlar. Bazı öğrencilere tezlerinde yardımcı oldum. Biz de mesleğimizi geleceğe taşınması için bilgimizi, tecrübemizi aktarmaya gayret ediyoruz. Birçok sektörde olduğu gibi bizler de eleman bulmakta zorlanıyoruz. Buna üzülüyorum. İstiyorum ki mesleğimizi, sanatımızı yeni nesil öğrensin, geleceğe taşısın” ifadelerini kullanıyor.
PEYGAMBER KILICINI YAPARKEN HEYECAN DUYDUM
En çok heyecan duyduğu işlerin başında Hz. Peygamber’imizin ve sahabelerimizin kılıçlarının replikalarını yapmak geldiğini belirten ünlü tasarımcı, “. Topkapı’da sergilenen kutsal emanetlerin bir kısmının replikasını yaptım. Birçok devlet büyüğümüze verilen çeşitli hediyelerin altında yine benim imzam var. Bunlar parayla ölçülmez, manevi ve duygusal tatmin yaşıyorum. Bir eseri bazen bir saatte bitiriyorum bazen günlerce kalıyor. O anki ruh durumum, enerjim önemli. Bazen rüyamda görürüm o gün mutlaka eseri bitiririm” diyor.
TASARIMLARIM TAKLİT EDİLİYOR
İyi olan her şey taklit edildiğine dikkat çeken Sağtan, “Taklit ediliyorsan iyi yapıyorsun demektir. Aslında taklitler aslını yüceltir” diyor ve ekliyor: “Bizim eserlerimizin de taklit edildiğini görüyorum. Ürünlerimi gümüş, bronz, metal plaka gibi metallerle tezgahta döverek şekillendiriyorum. Bazen yarı değerli taşlarla süslüyorum.”
KAPALIÇARŞI’DAKİ ÇALIŞMALARI BEĞENİYORUM
30 yıldır Kapalıçarşı’da olduğuna dikkat çeken Sağtan, Fatih Belediyesi’nin burada yaptığı çalışmaları beğendiğini vurguluyor. Sağtan şunları söylüyor: “ Yoğun bir çalışmanın olduğunu görüyoruz, takip ediyoruz. Tavan süslemeleri çok güzel oldu mesela. Bundan dolayı Fatih Belediye Başkanımız M. Ergün Turan’a ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Kendisiyle henüz tanışmadım ama çalışmalarını yakından takip ediyorum. Mutlaka bir çayımızı, kahvemizi içmeye de bekliyoruz Başkanımızı. Ayrıca burada ayrı bir esnaf kültürü var. Güzel bir komşuluk ilişkisi var. Bunları da eklemek isterim.”