UNESCO ÇİLİNGİRİ: HÜSEYİN ŞAHİN ÖZDEMİR

UNESCO ÇİLİNGİRİ: HÜSEYİN ŞAHİN ÖZDEMİR

Esra Gençay

Kapı ve benzeri yapıların kullanılmaya başlanması her ne kadar tarih öncesi döneme dayansa da, tarım devrinin başlamasıyla birlikte yerleşik hayata geçen insanlar, gizlilik ve güvenliklerini sağlamak amacıyla günümüzdeki kapıları kullanmaya başladı. Kapı, icadından bu yana gerek kullanım amacı gerek çalışma mantığı olarak en az değişen unsurlardan biri olmakla beraber yıllar içinde değişen teknolojilerle birlikte üretiminde çok çeşitli malzemeler kullanıldı. Günümüzde kullanım amacına göre çelik, cam, alüminyum, metal, MDF gibi malzemelerle üretilen kapıların yanı sıra ahşap kapılar geçmişte olduğu gibi günümüzde de geleneksel ve estetik görünümleri nedeniyle çokça tercih ediliyor.

Türkiye’nin en iyi korunan 20 kentinden biri olan Karabük’ün Safranbolu ilçesi, Osmanlı döneminden kalan tarihi evleri, sokakları, camileri, hanları, hamamları ve çarşılarıyla “Osmanlı’nın parmak izi” olarak anılıyor. Ziyaretçilerini zaman yolculuğuna çıkaran ve bir açık hava müzesini andıran kentin en önemli noktası ise Safranbolu Evleri. Geleneksel Türk mimarisinin nadide örneklerinden olan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Safranbolu’da, tarihi dokunun korunması amacıyla birçok restorasyon çalışması yürütülüyor. Bu kapsamda yenilenen konakların en önemli unsurlarından biri kapıları. Oyma ve kabartma tekniğiyle yapılan detaylı süslemelerinden, demir tokmakları ve kilidine kadar her bir parçası el işçiliğiyle üretilen bu ahşap kapıların restorasyonu büyük bir ustalık istiyor. Büyük hassasiyetle yürütülen çalışmalarda konakların kilitleri, 1978’de çırak olarak başladığı mesleğini 45 yıldır büyük bir ustalıkla icra eden UNESCO Çilingiri Hüseyin Şahin Özdemir’e emanet. Çalışmalarına 1796 yılında kurulan Tarihi Demirciler Arastası’ndaki dükkânında devam eden Hüseyin Usta’ya demircilik mesleğini konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Bu mesleğe ne zaman başladınız?

1962 yılında Çatak Sine Müstekler Mahallesi’nde doğdum. İlköğretimimi Sine İlkokulu’nda tamamladım. Meslek hayatım ise 1978 yılında demirci ustası Muhsin Ünal’ın yanında çırak olarak başladı. 1980 yılında ustam askere gitmek zorunda kalınca, bütün işler bana kaldı. Dükkânın düzenli çalışması için büyük çaba harcadım ve ustamın askerden dönmesiyle işlerin hâlâ bekletilmediğini ve şikâyet olmadığını görünce, ustam “Sen artık benim ayarımda usta oldun, bu mesleği kendi başına icra edebilecek seviyeye ulaştın.” dedi. Bir süre daha ustamla birlikte çalıştıktan sonra 1986 yılında kendi dükkânımı açtım.

Peki nasıl başladınız, nasıl devam ediyor?

Geçmiş yıllarda, bölgemizdeki tarım alanlarının bolluğu nedeniyle ürettiğimiz aletler, genellikle bağ bahçe işleri için kullanılan kazma, balta ve tırmık gibi tarım aletleriydi. Ayrıca, odun ve kömür sobaları da imal ederdik. Safranbolu’da ahşap evlerin yaygın olması, ısı kaybının artmasına neden olduğundan, halkın odun sobası talebi oldukça yüksekti. O yıllarda, Safranbolu’da yaşayan vatandaşların çoğu, bugünkü adı Kardemir olan Demir Çelik Fabrikası’nda çalışırdı. Fabrika, yılda 2 tona yakın kömür vererek çalışan işçilere destek sağladığı için, kömür sobası talebi de oldukça yüksekti. Ancak ne yazık ki, tarımla uğraşan insan sayısı zamanla azaldı ve dolayısıyla bu ürünlere olan talep de önemli ölçüde azaldı. Fabrikasyon ürünlerin ortaya çıkmasıyla sobacılık mesleği de sona erdi. Apartmanlarda merkezi ısıtma sistemlerinin kurulması ve doğalgazın ilçemize gelmesiyle birlikte, sobacılık mesleği tamamen tarih oldu.

Safranbolu’nun, 1994 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmasıyla beraber tarihi evlerin restorasyonu başladı. Ancak, restorasyon sürecinde kapılardaki dekorasyonlar için usta bulmak oldukça zor bir hâl almıştı. Bu nedenle, kapı dekorasyonlarına olan ihtiyacın artacağını ve bu sanatın önemli olduğunu düşündüm. Çünkü evlerin aslına uygun bir şekilde restore edilmesi isteniyordu. Örneğin, bu kapılar için bir kilit ihtiyacı olduğunda, fabrikasyon bir versiyon değil, bir demirci tarafından yapılan aslına uygun kapı kilidinin kullanılması gerekiyordu. Usta arayışı sonucunda Hacı Rıza Amca isimli bir demirci ustası bulduk. Kendisi, eski kapı dekorasyonu işinde uzmanlaşmış, oldukça deneyimli biriydi. Kendisini dükkânımızda misafir ettik ve kapı dekorasyonları konusunda detaylı bilgi sahibi oldum. Kapı göbeği, kapı kulpları, kapı mandalı, kapı sürgüsü, kapı menteşesi, kabara çivileri gibi tipik Safranbolu evlerinin kapılarında kullanılan malzemeleri ve bunların nasıl kullanılacağını öğrendim. Ali Rıza Amca yaptığım ürünleri görünce “Sen bu işi yapabilirsin, elim senindir artık.” diyerek bir nevi bana diplomamı vermiş oldu. Böylece ben de Ali Rıza Amca’nın verdiği bilgileri kullanarak bu ürünleri yapmaya başladım ve hâlâ da bu işi devam ettiriyorum.

SADECE EVLERDE KULLANILMIYOR

Ürünlerinizden bahseder misiniz? Neler üretiliyor bu atölyede?

Safranbolu’nun geleneksel evlerine özgü kapı halkaları, tokmakları ve kilitleri üretiyoruz. Ürünlerin kullanılacağı kapıların büyüklüğü ve nerede kullanılacağına göre boyutu, süslemeleri, malzemesi değişkenlik gösterebiliyor. Çünkü sadece evlerde değil, han, hamam, cami, kütüphane gibi farklı mekânlarda da kullanılıyor.

Üretim aşamasını anlatır mısınız?

Üretimde demir, tunç, pirinç gibi hammaddeleri kullanıyoruz. Herhangi bir teknolojiden yararlanmadan döküm ve dövme gibi geleneksel tekniklerini kullanıyoruz. Halkaları üretirken demiri ateşle ısıtıp şekil verebileceğimiz sıcaklığa ulaşmasını sağlıyoruz. Bu aşamadan sonra dövme tekniğinden yararlanarak tamamen el işçiliğiyle üretiyoruz. Tokmakları ise döküm tekniğiyle kalıplara dökerek hazırlıyoruz. Son aşamada süslemesi yapılıyor. Süslemede de kazıma, kabartma ve delik işi gibi teknikler var ancak son dönemlerde delik işi tekniği daha çok kullanılıyor. Geçmişte kullanılan örneklerine benzer motiflerle süslemelerini yaparak ürünlerimizi teslim ediyoruz.

DEVLET SANATÇISI OLDUM

“UNESCO Çilingiri” ismi nereden geliyor?

Bu işi yapmaya başladıktan kısa bir süre sonra, UNESCO koruması altındaki birkaç yere iş yapmamla birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı olarak tescillendim. Bu, sadece kapı kilidi yapımı konusundaki uzmanlığımın değil, aynı zamanda Safranbolu’nun tarihi dokusuna ve kültürüne olan bağlılığımın bir ifadesidir.

Safranbolu dışından da sipariş alıyor musunuz?

Safranbolu’dan gelen taleplerin yanı sıra, Kastamonu ve çevresindeki illere de ürün gönderimi yapıyoruz. Çünkü buralarda da Safranbolu evlerine benzer özellik de pek çok yapı bulunuyor. Demircilik mesleğinin unutulmaya yüz tuttuğu bu bölgelerde bu tür ürünleri yapabilen az sayıda usta var. Bu nedenle, bölgedeki diğer şehirlerden de talepler alıyoruz ve ihtiyaca göre üretim yapıyoruz. Demircilik kültürünün yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için elimizden geleni yapıyoruz.

Gelecekte sizin yerinize mesleğinizi devam ettirecek bir çırağınız var mı?

Mesleğimizin devam etmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak maalesef günümüzde gençlerimizin çoğu kolay para kazanmanın peşinde ve el emeğiyle yapılan işlere ilgi duymuyor. Henüz bir çırağımız yok, ancak umudumuzu kaybetmedik. Belki bir gün komşularımızdan ya da torunlarımızdan mesleğimize sahip çıkacak birisi çıkar ve bu kültürü yaşatmaya devam ederiz.

Start typing and press Enter to search