Suriçi’nin Sokaklarında Suyun Sesini Duymak
Suriçi’nin Sokaklarında Suyun Sesini Duymak
Can Bulubay
İstanbul’un sokaklarının 1920’lerin sonları ve 1930’ların başlarında Osman Nuri Ergin tarafından isimlendirilmesi süreci Yeditepe Fatih’in önceki sayılarında işlenmişti. İlgili süreç şüphesiz ki birçok perspektiften ele alınabilecek ölçüde kapsamlı ve detaylı bir konu. Bu yazıda ise konunun küçük bir kısmı olan su temalı sokak isimlerine kısaca değineceğim.
Osman Nuri Ergin, sokak isimlerini belirlerken mükerrer isimlerin önüne geçmek, isimleri millîleştirmek, sokakta bulunan bir referans noktasını sokak ismine eklemlemek gibi kaygılar gütmüştü (Ölçer, 2014). Bu nedenle Ergin’in, Bizans ve Osmanlı döneminde her daim su sorunu çekmiş olan ve bu nedenle sokaklarında su temalı yüzlerce yapı barındıran Suriçi’nde suya selam gönderen yüzlerce sokak ismi belirlemesi doğaldı. Üzücü olan ise kentsel müdahaleler veya benzer nedenlerle, su temasıyla tanımlanmış olan birçok sokak isminin günümüze ulaşmamış olmasıdır. Bu yazıda, hem günümüze ulaşmamış bu sokakların bazılarını hatırlatmaya, hem de su ile ilgili anlamları olmasına karşın arkalarındaki küçük hikâyelerin pek bilinmediği bazı sokakları Suriçi sakinlerine ve ziyaretçilerine tanıtmaya çalışacağım.
Su denildiğinde günümüzde ilk akla gelen şey sokak çeşmeleri olmasa da eski tarihlerde durum böyle değildi doğal olarak. Tarihî Yarımada’nın her yerine yayılmış yüzlerce çeşmeden bir kısmı sokak ismi olarak da varlıklarını sürdürmekte. Su temalı sokak isimleri içerisinde en kalabalık grubu da 50’yi aşkın isimle bu çeşmeler oluşturmakta. Çorbacı Çeşmesi Sokak, Draman Çeşmesi Sokak, Melek Çeşmesi Sokak, Bıçakçı Çeşmesi Sokak bunlardan yalnızca birkaçı.
Suyun içme amacı kadar temizlik amaçlı kullanımı da zaruri olduğundan ötürü hamamlar da Fatih ilçesine yayılmış durumdadır. Dolayısıyla bu hamamların bulunduğu sokaklara da Ergin tarafından “hamam, külhan” gibi kelimeleri içerecek şekilde isimler verilmiştir; sayıları 40’ı aşacak şekilde günümüze de ulaşmışlardır. Nişanca Hamamı Sokak, Cağaloğlu Hamamı Sokak, Kadırga Hamamı Sokak, Külhan Sokak (Horhor Hamamı’nın yan tarafı) bunlardan birkaçıdır ve bu hamamlar aktif olarak kullanılmakta olmaları nedeniyle ayrıca önem taşırlar.
Kuyular da bir başka sokak ismi grubunu oluşturmaktadır. Suya ulaşma çabası birçok kuyuyu var etmiş, bunların az bir kısmı fiziksel olarak günümüze ulaşabilmiştir. Selvili Kuyu Sokak, Gül Camii Kuyusu Sokak, Arap Kuyusu Sokak gibi 10’u aşkın sokak varlığını sürdürmektedir. Dolmuş Kuyu Sokak ise arkasında ilginç bir hikâye saklar. Bizans dönemi açık hava sarnıçlarından olan ve günümüzde Vefa Stadyumu olarak kullanılan Aetius Sarnıcı’nın kuzeyinde yer alan bu sokak, Kasım Ağa Camii, Odalar Camii gibi Bizans eserlerine de çok yakındır. Ancak belki de ismini aldığı yapı ise günümüzde Kurtağa Parkı’nın altında yer alan ve literatürde “İpek Bodrum Sarnıcı” olarak geçen 13. yüzyıl eseri kapalı sarnıçtır (Görsel 1). Yapı, Altuğ’un araştırmasına göre Osmanlı döneminde “İpek Bodrumu” veya “Cin Ali Köşkü” olarak adlandırılmış olup, ipek bahsi de işlevini yitiren sarnıçların nemli ortamının iplik üretimi için avantaj sağlaması ve bu nedenle Binbirdirek Sarnıcı örneğinde olduğu gibi bu amaçla kullanılmasından ileri gelmekte. Özellikle devşirme sütun başlıklarının çeşitliliği (Görsel 2) açısından büyük önem arz ettiği söylenen sarnıç önce 1894 yılındaki deprem, devamında 1919 yılındaki yangında hasar görüp kısmen yıkılmış (Görsel 3). 1971 yılında ise tehlike oluşturduğu gerekçesiyle toprakla doldurulup üzeri örtülmüş (Altuğ, 2013). 1913-1914 yıllarında hayata geçirilen ve sarnıcın planını da gösteren Alman Mavileri Haritası’nda “Kuyu Sokak” olarak belirtilen sokağın, sarnıcın zaman içinde dolması nedeniyle Dolmuş Kuyu Sokak ismi üzerinden çağrışımlar yaratması olağan.
Görsel 1: İpek Bodrum Sarnıcı, Nicholas V. Artamonoff arşivi, 1936.
Kaynak: http://images.doaks.org/artamonoff/items/show/602
Görsel 2: İpek Bodrum Sarnıcı, Nicholas V. Artamonoff arşivi, 1936.
http://images.doaks.org/artamonoff/items/show/603
Görsel 3: İpek Bodrum Sarnıcı, William Earl Betsch arşivi, 1939.
https://iiif.lib.harvard.edu/manifests/view/ids:431091247
Bir kuyu bileşeni olan tulumbalara da sokak isimlerinde sıklıkla rastlanır. Soğuk Tulumba Sokak, Emme Tulumba Sokak, Kırık Tulumba Sokak, Tahta Tulumba Sokak, Büyük Tulumba Çıkmazı gibi birçok sokak ismi mevcuttur.
Su ile ilgili mesleklere de sokak tabelalarında sık rastlarız. Bir Osmanlı Klasik Dönem eseri olan Yatağan Çeşmesi’nin yanındaki Sakalar Yokuşu bunlardan biridir. Saka Bekir Sokak, Saka Mehmet Sokak, Sucu Baki Sokak gibi, kişilere atıf yapan sokaklar da söz konusudur. Ancak, Kırbacı Sokak gibi ilk bakışta dikkati çekmeyecek, oysa su ile ilgilisi bulunduğu su götürmez olan sokaklardan da geçeriz Suriçi’nde. “Kırba” kelimesini Türk Dil Kurumu “Sakaların, içinde su taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kap, su kabı, matara” olarak; “kırbacı” kelimesini ise Kubbealtı Lugatı “Kırba ile su taşıyan saka” olarak tanımlamış.
Bizans dönemi limanlarının zaman içinde dolması veya doldurulması, sahil yolu inşası, dolgu alanı yapımı gibi sebeplerle kıyı çizgisinden giderek uzaklaşmış, ancak isimleriyle, bir zamanlar bulunduğu noktaların denize çok yakın olduğunu ifade eden sokaklar da günümüze ulaşmıştır. Yenikapı Kumsalı Sokak, Samatya Sahili Sokak, Kadırga Limanı Caddesi gibi…
Tarihî Yarımada’nın tamamına yayılmış olan irili ufaklı 200’e yakın sarnıcın bazıları da sokak isimlerine yansımıştır. Yerebatan Caddesi ve Binbirdirek Meydanı Sokak doğal olarak en bilinenleridir. Oysa zihinde güçlü soru işaretleri uyandıran sokak isimleri de vardır. Örneğin, Molla Zeyrek Camii’nin (Pantokrator Manastırı Kilisesi) çok yakınındaki İbadethane Sokak’ta bulunan Bodrum Çıkmazı’nın, çıkmazın sonlandığı noktada bulunan ve birçok dizi ile filmde de çekim mekânı olarak kullanılan Orta Bizans Dönemi sarnıcıyla (Görsel 4) doğrudan bir ilişkisi olduğunu varsaymak gerekir.
Yedikule’deki 5. yüzyıl yapısı İmrahor İlyas Bey Camii’nin (Studios Manastırı Kilisesi) yanındaki ayazmanın (Görsel 5) bulunduğu sokağın isminin Mahzen Sokak olması da kuvvetle muhtemel benzer bir ilişkiden kaynaklanır. Söz konusu ayazma yapısı da günümüzde dizi ve film çekimleri için kullanılmaktadır.
Görsel 4: İbadethane Sokak Sarnıcı, Can Bulubay arşivi, 2019.
Görsel 5: Studios Manastırı Ayazması, Kerim Altuğ arşivi, 2012.
Rum Ortodokslar için kutsal kabul edilen ayazmalar da geçmişte birçok sokak tabelasında kendilerine yer bulmuşlardır. Ancak yukarıda da sözü edildiği üzere, sokak isimlerinin belirlenmesinde göz önünde bulundurulan millîleştirme kaygısı ile birlikte, gayrimüslim yaşantısını imleyen birçok sokak isminin değiştirilmesiyle benzer şekilde (Kilise Camii Sokak – İbadethane Sokak, Ahrida Sokak – Gevgili Sokak, Patrikhane Sokak – Şarapnel Sokak değişimleri gibi) ayazma kelimesi de tedavülden kalkmıştır. Ayın Biri Kilisesi’ndeki ayazmanın yanındaki Ayazma Sokak’ın Melekşah Sokak, Cibali’deki Ayazma Çıkmazı’nın Kaseci Çıkmazı olması gibi birçok örnek bu durumu açıklar niteliktedir.
Suriçi’nin belki de en önemli su yapısı olan Bizans eseri Bozdoğan Kemeri’nin iki yanındaki sokak isminin de su ile ilgili olması önemlidir. Kemerin itfaiye tarafında kalan sokağın ismi “Su Yolu”dur. Ancak Kadınlar Pazarı tarafındaki sokağın (Görsel 6) ismi olan “Serdab”ın anlamı pek bilinmez. Kubbealtı Lugatı kelimeyi “Sıcak ülkelerde çok sıcak havalarda oturulan yer altı odası” şeklinde tanımlamıştır. İslam Ansiklopedisi ise kelimenin Farsça “serd” (soğuk) ve “âb” (su) kelimelerinden oluştuğunu, bazı tarihî konut yapılarında birkaç basamakla inilen ve yazın sıcak günlerinde serin olması nedeniyle tercih edilen ve havuz gibi unsurları da içerebilen birimlerin de bu şekilde isimlendirildiğini vurgular. Hasol (2017) da “eski evlerde, çok sıcak günlerde oturulan yeraltı odası” ve “yiyecek ve içecekleri serin tutmakta kullanılan yeraltı hacmi” tanımlarına yer vermiştir. Serdab Sokak’ın; Bozdoğan Kemeri’nin, Atatürk Bulvarı inşası sebebiyle günümüze ulaşmayan Mimar Sinan eseri Kırkçeşmeler’in, 4. yüzyıl yapısı olduğu ve eskilerde bir maksem işleviyle kullanıldığı söylenen ve literatürde Tezgahçılar Kubbesi olarak anılan (Altuğ, 2022) yapının (Görsel 7) yakınında yer alması, sokağın ismini daha anlamlı kılıyor.
Görsel 6: Serdab Sokak, 1940’lı yıllar, Ölçer, 2014.
Görsel 7: Tezgâhçılar Kubbesi, Can Bulubay arşivi, 2019.
Su yapılarının izleri Fatih ilçesinin birçok sokak tabelasında açıkça görülebilmekte. Şadırvan Sokak, Havuzlu Mescit Sokak, Su Terazisi Sokak, Dolaplı Bostan Sokak, Sebil Sokak, Taşsavak Sokak, Çamçak Sokak bunlardan sadece birkaçını oluşturuyor. Bir başka grubu teşkil eden su kaynaklarını da es geçmemek gerek. Tatlı Memba Sokak, Tatlı Kaynak Sokak ve Tatlıpınar Caddesi de bu grubu örnekliyor.
Her yanı sularla çevrili İstanbul’un iskeleleri de eski zamanlara damgalarını vurmuş kentsel odaklardı ve doğal olarak birçok sokağın ismine de kaynaklık etmişlerdi. Ancak son yüzyıldaki sahil yolu yapımı, istimlak faaliyetleri gibi uygulamalar nedeniyle hem bu iskelelerin çoğu devre dışı kalmış, hem de bağlı oldukları mahalleler tarihe karıştığından ötürü iskele odaklı sokak isimleri de tedavülden kalkmıştır. Vezir İskelesi Sokak, Arslan İskelesi Sokak, Cibali İskelesi Sokak, Hasır İskelesi Sokak, Yağ İskelesi Sokak, Yemiş İskelesi Sokak bunlardan birkaçıdır. Cibali’deki Odun İskelesi Sokak ise ne mutlu ki varlığını sürdürmektedir.
Dereler açısından hayli yetersiz bir bölge olan Suriçi’nin tek doğal su yolu olan ve tarihî açıdan büyük önem arz eden Lykos Deresi’nin izlerinin de hem fiziksel hem de sokak ismi olarak günümüze ulaşmamış olması birçok acı detaydan sadece biridir. Bayrampaşa Deresi veya Yenibahçe Deresi olarak bilinen derenin bulunduğu vadiden günümüzde, belleklerde Vatan Caddesi olarak yer etmiş olan Adnan Menderes Bulvarı geçmektedir. Yenibahçe Deresi Caddesi de böylelikle tarihin tozlu sayfalarında yerini almıştır.
Hikâyelerinin anlatılabileceği, perde arkasında sakladıkları detayların gün yüzüne çıkarılabileceği, farkında olunmayan yönlerinin tanıtılabileceği çok sayıda sokağı her gün adımlıyoruz Fatih’te. Hepsi de ilgililerinin, meraklılarının, ziyaretçilerinin adımlarını ve araştırmalarını bekliyor. Suriçi sokaklarında suyun sesini duyabilmeniz ümidiyle…
Kaynaklar
Erol Ölçer, Sokak, Şehir Hafıza: Kuyulu’dan Biçki Yurdu’na, Osman Nuri Ergin ile İstanbul Sokak Adları, Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, 2014.
Kerim Altuğ, İstanbul’da Bizans Dönemi Sarnıçlarının Mimari Özellikleri ve Kentin Tarihsel Topografyasındaki Dağılımı, Doktora tezi, İsatnbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013.
Kerim Altuğ, Arkeolojik Gezi Rehberi: Yeraltındaki İstanbul, İBB Yayınları, 2022.
Doğan Hasol, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, YEM Yayın, 2017.