TASVİR OKUMALARI – BEYAN MENAZİL İST- KAPALIÇARŞI TASVİR

Bir Büyük Ticaret Yerleşkesinin Sureti:
Beyân-ı Menâzil’de Kapalıçarşı
Doç. Dr. Aslıhan Erkmen

“Tasvir Okumaları” köşesinde el yazmalarından resimlere ve öykülerine yer veriliyor. Özellikle 16. ve 17. yüzyıllardan günümüze ulaşan bu eserlerde okuyucu, bazen gerçekten yaşanmış olayların görsel tanığı oluyor, bazen de nakkaşların hayal gücünden yansıyan bin bir çeşit ögeyle karşılaşıyor. Gelgelelim dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, bu sayfaya konuk olan tasvirlerin görsel belge niteliğini haiz olmadıklarının bilinmesidir. Çünkü Türk-İslam kitap sanatında resimler esere eşlik eder, gerçekçi olmaya çalışmaz. Dolayısıyla tasvirlere “ânın fotoğrafı” diye bakılması hatalı bir tutumdur. Yine de tasvirlerin zaman zaman çağlarının olayları, yerleri, kişileri hakkında ufak ipuçları sakladıklarını da söylemek mümkün. Bu sayıda Osmanlı el yazmalarında nadir görülen ticaret yapıları arasında en görkemlisi olan Kapalıçarşı’nın sureti, Matrakçı Nasuh’a atfedilen Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i ‘Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân adlı eserdeki İstanbul tasvirinde saptanıp, değerlendirilecek.

İstanbul’un da ticaret hayatının da merkezinde yer alan Kapalıçarşı, kentin fethiyle yaşıt bir yapılar topluluğudur. Elliden fazla sokak, dört binden fazla dükkân, kırka yakın han, mahzenler, depolar, odalar, “dolap” denilen kapısız dükkânlar, çeşmeler, kuyular, mescitler, hamam ve cami ile tam bir yerleşkedir. Eski Bedesten (Bedestân-ı Atîk, İç Bedesten, Cevâhir Bedesteni) ile Sandal Bedesteni (Bedestân-ı Cedîd, Yeni Bedesten) çarşının nüvesini oluştururlar. II. Mehmed dönemine tarihlendirilen ve padişah tarafından vakıflarına gelir sağlamak amacıyla inşa ettirilen bu yapıların aralarındaki iki yanı dükkânlarla sıralı sokakların üstü zaman içinde kemerler ve kesik silindir biçimli çatılarla örtülerek günümüzdeki Kapalıçarşı meydana getirilir. Her ne kadar yangınlar, depremler gibi âfetlerde zarar görerek yapısal ve mimari büyük değişimler geçirse de Kapalıçarşı, birçok mesleğin, sanatın ve zanaatın öğrenilebileceği eğitsel bir işleve de sahiptir ve 15. yüzyılın ortalarından bugüne popülerliğini korumaktadır.

Kapalıçarşı’nın Osmanlı resimli el yazmalarında izini sürerken ilk bakılacak kaynak, Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i ‘Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân, Mecmû’-i Menâzil, Menâzilnâme, Beyân-ı Menâzil gibi isimlerle anılan, 1537-38 tarihli musavver nüshası günümüzde İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinde korunan eserdir (İÜK T. 5964). Sultan Süleyman’ın Safevî şahı Tahmasp’la savaşmak üzere 1533 yılında çıktığı, İstanbul-Tebriz-Sultaniye-Bağdat rotasından gidiş, Halep-Diyarbakır üzerinden dönüş güzergâhını izlediği, yaklaşık bir buçuk yıl süren seferi konu alır. Eserde sefer sırasında ordunun konakladığı yerlerin (menziller) ve sultanın ziyaret ettiği türbelerin bilgileri ile kimileri tek kimileri çift sayfaya yapılmış 107 resim de bulunur ki bunların ilki seferin çıkış noktası olan İstanbul’u gösteren çift sayfa tasvirdir.

Tasvire ve çarşının tasvirdeki konumuna bakmadan önce eserin yazarı ve resim programı ile ilgili bazı bilgileri vermekte fayda var. İÜK’deki Beyân-ı Menâzil’de yazar olarak Matrakçı Nasuh adıyla tanınan Nasuh b. Karagöz b. Abdullah el-Bosnavî’nin (ö. 1561?) adı kayıtlıdır. Matematik, edebiyat, resim, yazı, silahşorluk ve savaş sanatında mahir bir kişi olan Matrakçı Nasuh’un farklı konularda, resimli-resimsiz eserleri bilinir. Beyân-ı Menâzil’de “çoklu bakış açısı”ndan çizilen menziller, söz konusu yerlerin on altıncı yüzyıldaki görünümlerini önemli yapıları, konumları, coğrafî özellikleri ile günümüze taşır. “Harita resim” veya “topografik harita” olarak adlandırılabilecek bu şehir ve ziyaretgâh tasvirlerinde plan kuş bakışı kurulur, ama yapılar tepeden değil cepheden izleniyormuş gibi, hatta farklı açılardan görünüşleriyle verilir. Büyük şehir tasvirlerinde yerleşim de mimarî ögeler de güncel kent dokusuyla uyumludur; anıtsal yapılar rahat algılanabilmeleri için üst üste bindirilmeden, ayrı ayrı çizilmiştir. Manzaralar ve türbeler ise stilize ve sembolik belirtilmiştir. Resimlerde yörelerin topografyası, coğrafî yapısı, bitki örtüleri ve seyrek de olsa hayvanlar betimlenirken hiçbir insan görülmez. Eserin yazarı Matrakçı Nasuh olarak bilinir fakat tüm resimlerin onun elinden çıkıp çıkmadığı kesin değildir. Yine de kaynaklarda nakkaş olarak da Nasuh’un adı geçer.

Beyân-ı Menâzil’deki İstanbul tasvirinin bir sayfası sur içini, diğer sayfası Galata’yı ve Anadolu’daki Üsküdar kıyılarını gösterir (Görsel 1). Batıdan doğuya uzanan bir dikdörtgen olarak kurgulanmış resimde sur içinin eserin tamamlandığı dönemdeki yapı zenginliği büyük ölçüde izlenebilir. Topkapı Sarayı, Ayasofya, At Meydanı, Bayezid Camii, Eski Saray, Fatih Camii hemen göze çarpan ögelerdir. Anıtsal nitelikteki, birincil öneme sahip yapıların daha büyük, panoramaya egemen olarak tasvir edildiği dikkati çeker. İki yüz civarındaki yapıdan 121 tanesi eser üzerinde çalışan araştırmacılar tarafından teşhis edilmiştir. Sanatçı olabildiğince kesin ve doğru bir plan vermeye çalışırken tüm önemli yapıları, anıtları, bölgeleri resmetme kaygısı taşır ve kimi ögelere pragmatik yaklaşır. Tasvirin yüzey alanı yazmanın boyutuyla sınırlandığından, nakkaş kimi zaman inisiyatif alır ve bazı fedakârlıklarda bulunur. Konumu doğru olsa da avluların dizilişi gerçekçi olmayan Topkapı Sarayı, yönü değiştirilen ama dikilitaşları ve yerleşiminden neresi olduğu anlaşılan Hipodrom, birkaç kemerle temsil edilen Valens Kemeri, birkaç evle görselleştirilen mahalleler gibi.

Tasvirde Kapalıçarşı (Görsel 2) Ayasofya ile Bayezid Camii arasında, İç Bedesten ve çevresindeki kırma çatılı arasta tipi dükkân dizileri ile gösterilir. Kent dokusu içinde, geniş bir alana yayılan büyük bir yerleşke görünümü çarşının kolayca tanınmasını sağlar. Burada nakkaş, çarşının en önemli unsurlarından biri olan Cevâhir Bedesteni’ni hem on beş kubbesi hem de dış cepheden izlenebilen göz göz dükkânları ile merkezde betimler; onu çevreleyen karmaşık sokak örgüsünü ise L kıvrımları yapan üstü örtülü sıra dükkanlar ile verir. Kapalıçarşı’nın diğer bedesteni ise bu tasvirde yer almaz. Nitekim daha sonra Nakkaş Osman ve ekibinin elinden çıkacak olan Şehinşahnâme I adlı eserde (1581 tarihli, İÜK F. 1404, y. 58a), İstanbul üzerinden geçen kuyrukluyıldızı tasvir eden resimdeki İstanbul planında ve Hünernâme I adlı eserde (1584 tarihli TSMK H. 1523, y. 158b-159a), Fatih Sultan Mehmed dönemi İstanbul harita planında da çarşının bedestenleri tam olarak saptanamaz. Dolayısıyla, Beyân-ı Menâzil Kapalıçarşı’nın gerçeğe en yakın temsilini günümüze taşımaktadır.

Osmanlı başkentinde ticaret faaliyetinin, esnaf ahlakının, geleneksel sanat ve zanaatların yaşatıldığı Kapalıçarşı, şehre ve imparatorluğa bu denli etki etmesine rağmen Osmanlı resimli el yazmalarında ana unsur olarak resmedilmez; yalnızca İstanbul harita-resimlerinde plana eklenir. Matrakçı Nasuh’a atfedilen Beyân-ı Menâzil’de nakkaş Kapalıçarşı’yı İstanbul tasvirinin merkezine öyle ustaca yerleştirilmiştir ki, beş yüz yıl sonra bile gözler onu hemen görür, birebir çizilmemiş olmasına saldırmaksızın ressamın ince işçiliğine saygı duyar ve âdeta tasvirin içine girerek, çarşının sokaklarında gezinir. Kitap resimlerinin büyülü görselliği yapan ile bakanın hayal gücünde birleştirir.

(Görsel 1): İstanbul topografik tasvir, Matrakçı Nasuh’a atfedilir, Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, T. 5964, y. 8b-9a.

(Görsel 2): Kapalıçarşı (ayrıntı), Matrakçı Nasuh’a atfedilir, Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, T. 5964, y. 8b.

Seçilmiş Kaynakça:
Akalay (Tanındı), Zeren, “Tarihî Konularda İlk Osmanlı Minyatürleri,” Sanat Tarihi Yıllığı 2 (1968): 101-15.
Atasoy, Nurhan, Silahşor, tarihçi, matematikçi, nakkaş, hattat Matrakçı Nasuh ve ‘Menazilname’si (İstanbul: Masa, 2015).
Bağcı, Serpil, Filiz Çağman, Günsel Renda ve Zeren Tanındı, Osmanlı Resim Sanatı (İstanbul: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 2019).
Çoruk, Ali Şükrü, Geçmişten Geleceğe Kapalıçarşı (İstanbul: İTO, 2019)
Eyice, Semavi, “Büyük Çarşı”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 1992), c. 6, ss. 509-513.
Denny, Walter B., “A Sixteenth-Century Architectural Plan of Istanbul”, Ars Orientalis 8 (1970), s. 49-63.
Erkmen, Aslıhan, “Anadolu’da Tasvir Sanatı”, İTÜ RSG Dergi 17, Şubat 2019, s. 8-29.
Küçükerman, Önder ve Kenan Mortan, Kapalıçarşı (İstanbul: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 2007).
Rogers, Michael J., “Itineraries and Town Views in Ottoman Histories,” The History of Cartography, v. 2/1: Cartography in the Traditional Islamic and South Asian Societies, haz. J.B. Harley ve David Woodward (Chicago ve Londra: University of Chicago Press, 1992), s. 228-253.
Taygur, Fatma Elif, “Osmanlı Minyatürlerinde İstanbul Yapıları” (Yüksek Lisans Tezi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi: 2020).
TURİNG (yay.), Kapalıçarşı (İstanbul: 1972).
Tükel, Uşun, “Beyan-ı Menazil’in Resim Dili: Bir Yapısal Çözümleme” (Doktora Tezi: İstanbul Üniversitesi: 1990).
Yurdaydın, Hüseyin G., Matrakçı Nasûh (Ankara: Ankara Üniversitesi, 1963)
Yürekli, Zeynep, “Bir Silahşor, Birkaç Resimli Kitap ve Bilmediğimiz Birçok Şey”, Zeren Tanındı Armağanı: İslam Dünyasında Kitap Sanatı ve Kültürü, ed. Aslıhan Erkmen-Şebnem Tamcan Parladır (İstanbul: Lale Yayıncılık, 2021), s. 669-679.

Start typing and press Enter to search